GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:02.05.2018

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 556 sıra sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Söz konusu tasarıda, bazı üniversitelerimizin bölünerek farklı isimlerde üniversiteler kurulması teklif edilmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi öteden beri eğitim ve öğretim alanındaki açmazların üzerine titizlikle eğilmektedir. Parti olarak, üniversitelerin yurt çapında yaygınlaştırılmasından ve sayılarının artırılmasından yanayız. Ancak yeterli altyapı, bina, mekân ve donanıma, yeterli sayıda öğretim kadrosuna sahip olması gerekliliği göz ardı edilmemelidir.

Değerli milletvekilleri, gerek üniversite açmakta gerekse yüksekokuldan diplomalı gençler yetiştirmekte akılcı ve tutarlı yol sayı kadar kalitenin de esas alınmasıdır. Bugün eğitim ve öğretimdeki en önemli problemlerden biri gençlerimizin yeterli birikim ve donanıma sahip olmadan okullarını bitirmeleridir. Bu eksiklik gençlerimizin iş hayatına atılırken zorluklarla karşılaşmalarına ve işsiz kalmalarına yol açmaktadır.

Üniversitelerimizde öğrencilerin mesleki açıdan yeterli bireyler olarak yetişmelerini sağlayan etkenlerin başında öğretim kadrosu gelmektedir. Kaliteli akademisyenlerin varlığı çocuklarımızın iyi yetişmesi açısından elzemdir. Yeterli ve aranılan düzeyde öğretim kadrosuna sahip olmayan fakülte ve yüksekokullarda okuyan öğrenciler kendilerini geleceğe hazırlayacak bilgileri edinememektedirler. Binbir zorluğa göğüs gererek üniversitelerden mezun olan gençlerimiz istihdam sorunuyla karşılaşmakta, iş bulmakta zorlanmaktadır.

Yeterince düşünülüp planlanmadan açılan üniversitelerden mezun olanlar boşta gezmektedir. Şu anda yüz binlerce yüksekokul ve üniversite mezunu genç iş bulmak için devlet kurumlarının ve özel şirketlerin kapısında beklemektedir. Bu tablonun sorumlusu da gençlerimiz değil, kuşkusuz Hükûmettir. Türkiye İstatistik Kurumu Mayıs 2017 dönemi işgücü istatistiklerinde 1 milyon 134 bin üniversiteli resmen işsiz görünmektedir.

Düzenleme yapılması gereken bir diğer önemli husus da akademisyenlerin mali durumlarının iyileştirilmesidir. Bir öğretim üyesinin yetişmesi çok zordur. Lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarının tamamlanması en az on yıl sürmektedir. Geleceğin Türkiyesinin inşa edilmesinde önemli rol oynayan bilim yuvalarında çalışanlarımızın geçim derdi de olmamalıdır.

Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısıyla 13 yeni üniversite açılıyor, iktidarın üç yıl önce söz verdiği Tarsus Üniversitesi de bunlardan biridir. Baskın seçim öncesi seçim rüşveti gibi görünse de buna rağmen Mersin Milletvekili olarak bu gelişmeden mutluluk duydum çünkü geçen yıl Komisyona gelen teklif geri çekilmişti. Daha önce yapılan üniversitelerin bölündüğü doğrudur ancak o köklü üniversiteler çeşitli illerde fakülte ve yüksekokul açarak gelecekte Anadolu'da yeni üniversitelerin açılmasının altyapısını hazırlamıştı. Demokratik ve özgür bir yapısı olması gereken üniversitelerin kendi talep ve istekleri dışında, karşı çıkmalarına rağmen cebren bölünmeleri demokratik de değildir, hakkaniyetli de de değildir. Üniversitelere daha fazla müdahale etmeyin, bunun zararını ülkemiz görüyor.

İlahiyat ön lisans okuyanlara dikey geçiş hakkının sağlanması ama diğer bölümlere bu hakkın verilmemesi de eşitlik ilkesine aykırıdır, haksızlıktır.

Yetişmiş insanlar ülkemizden kaçıyor. Son bir buçuk yıl içerisinde 5 binin üzerinde akademisyen OHAL'in arkasına sığınılarak üniversitelerden atıldı, ihraç edildi. Bunların büyük bir kısmı FETÖ'yle alakası olmayan yurtsever ve demokrat akademisyenlerdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

SERDAL KUYUCUOĞLU (Devamla) - Yeni üniversitelerin kurulması kararını alan Hükûmetin üniversitelerde yetişmiş akademisyenlerden kendileri gibi düşünmeyenleri tasfiye etmeye çalışması Türkiye'ye yapılan en büyük ihanetlerden biridir.

Değerli milletvekilleri, AKP, MHP partileri 24 Haziran seçimlerine ittifakla gidiyorlar, Cumhuriyet Halk Partisi de dört partili bir ittifakla seçime gidiyor görünüyor. Bu kurulan dörtlü ittifak Türkiye koalisyonu olacaktır. "Önce Türkiye" düşüncesinde olanların ittifak kurabilmeleri, sürekli Erdoğan tarafından gerilen, kutuplaştırılan ülkemizde diyalog yolunun açılmasına neden olacaktır. Bunu, bu ülkenin her vatandaşı sevinçle karşılamaktadır.

Farklı siyasi düşüncedeki partilerin bir araya gelerek ittifak kurmaları, birlikte seçime girmeleri, bu yapıların "Önce vatan" düşüncesinin bir kanıtıdır diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)