GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:96
Tarih:08.05.2018

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, artık yasanın sonuna doğru geliyoruz. Tabii ki birkaç madde kaldı. Özellikle, tabii ki bu üniversite yasasıyla ilgili gelen, seçim öncesi apar topar hazırlanan ama eksiklikleri çok olan ve genellikle de bölen, bölerek çoğaltan bir yasa durumunda. AKP iktidarı hakikaten yaşamın birçok alanında böle böle, böle böle buraya kadar getirdi.

Bölmek, arkadaşlar... Özellikle kanser hücreleri, biliyorsunuz, çok hızlı bir şekilde bölünür ve dolayısıyla o canlı yapıyı, o yapıyı, o ülkeyi perişan eder ve sonuçta ölüme götürür. Dolayısıyla burada yapılan da maalesef bu; durum, bu şekilde ortaya çıkmıştır.

Sayın Bakan, biz, siz geldiğinizde biraz ümitlenmiştik, eğitimde kötü gidişin belki bir miktar düzelebileceği umudu vardı bir akademisyen olarak ama maalesef gerek millî eğitimde gerek yükseköğretimde geldiğimiz nokta hüsrandır. Ben bunu bir milletvekili olarak değil, bir akademisyen olarak söylüyorum. Gerçekten bugün akademisyenler, üniversitede çalışanlar ve öğrenciler kan ağlıyorlar. Yani getirdiğiniz nokta bu. İnşallah, umut ederim 25 Haziranda ülkemiz özellikle sizin bakanlığınızdan kurtulur, bu ülke AKP iktidarından kurtulur. Eğitimde geldiğimiz nokta maalesef çok üzücü. Bunu bir milletvekili olarak söylemiyorum, bir akademisyen olarak söylüyorum.

Benim eşim de akademisyen. Onların içindeyiz, gece gündüz görüyoruz. Gerek personel konusunda gerek kalite konusunda gerek bilimsel çalışmalar konusunda üniversiteler içler acısı. Geçenlerde birkaç üniversiteye gittim. İnanır mısınız, değerli milletvekilleri, dökülüyor, yerler dökülüyor, sıvalar dökülüyor, üniversiteler borç içinde inim inim inliyor. Üç senedir, dört senedir söylüyoruz AKP iktidarına gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerek Genel Kurulda, bunu kaç kere getirdik ama maalesef "Can çekişsinler, bölelim, yok edelim." düşüncesiyle bir noktaya getiremedik. Bunda belki bizlerin de payı vardır diye düşünüyorum.

Değerli Bakanım, şimdi, siz bir babasınız. Baba kendi çocuğuna "hain" der mi? Yani insan şaşırıyor, bir Cumhurbaşkanı Boğaziçi öğrencileri için "vatan haini" diyor. Ya, siz kimin Cumhurbaşkanısınız? Eğer o çocuklar bir hata yapmışsa onu ya affedersiniz ya kulağını çekersiniz ya da doğru yolu gösterirsiniz ama bir Cumhurbaşkanı çıkıp kendi çocuklarına, başarılı çocuklara, ülkenin yetiştirdiği bu değerlere "vatan haini" diyor. O çocukların bu ülkede yaşama, bu ülkede eğitim yapma, gelecekte bu ülkeyi yönetme heyecanı kalır mı? Ama bir ses çıkmadı, maalesef AKP milletvekillerinden ve grubundan bu konuda herhangi bir şey gelmedi.

Değerli Bakanım, gerçekten son zamanlarda atadığınız rektörler ve dekanlar, tamamen bir iktidarın, AKP il başkanlarından çok daha fazla siyasi tercih yapıyorlar ve yönlendirme yapıyorlar. Doğru değil; orada bilim olmaz, orada başarı olmaz, orada eğitim olmaz. Sayın Bakanım, bunları biraz denetleyin, görün. Üzülüyoruz, gerçekten üzülüyoruz hangi ülkede yaşıyoruz diye. Dolayısıyla, bu konuda gerçekten biraz önceki konuşan arkadaşlarımızın söylemlerini dikkate alın. 50-60 tane stadyumun ismini değiştirdiniz; "Atatürk"ü kaldırdınız, "Mustafa Kemal"leri kaldırdınız, "Arena" koydunuz, bilmem ne, uyduruk kaydırık isimlerle değiştirdiniz. Maalesef ben kendim de gördüm.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

Buyurun Sayın Demir.

NURETTİN DEMİR (Devamla) - Erzurum'daki sadece üniversitede değil arkadaşlar; bir turistik geziye gitmiştim, orada bir kahramanlık meydanı yapmışlar ve bir duvarın alnında Atatürk'le ilgili sözler var, dökülmüş. Erzurumlu milletvekillerinden rica ediyorum: Ya kaldırın tamamen ya da düzeltin arkadaşlar ya.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Ne zaman gitmiştiniz?

NURETTİN DEMİR (Devamla) - İki ay önce gittim.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Şimdi bir daha gittiğinizde görürsünüz.

NURETTİN DEMİR (Devamla) - İki ayda düzelttiyseniz teşekkür ederiz ama en azından üç senedir öyle olduğu söyleniyordu.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Altı aydır asansörü yapamadınız, merdivenden yürüdük. Altı aydır asansör arızalı.

NURETTİN DEMİR (Devamla) - Yani bak, dostça söylüyorum arkadaş. Benim görmem değil, dışarıdan gelen turistler de onu ayıplıyorlar.

Özellikle bu eğitimdeki çürümüşlük umarım 25 Hazirandan sonra eğitim kökenli Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ülkenin önünü açarız diyorum. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)