| Konu: | Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 09.05.2018 |
MHP GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 557 sıra sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle, Afrin başta olmak üzere içeride ve dışarıda terörle mücadele eden tüm kahramanlarımızı şükran ve minnetle, Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, tasarının birinci bölümünde, vatandaşlarımızın Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, Sosyal Güvenlik Kurumuna, il özel idarelerine, belediyelere ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına olan borçları yapılandırılmakta ve vergi incelemelerinde tespit edilen vergilerin dava yoluna gidilmeksizin ödenmesine imkân sağlanmaktadır. Ayrıca, matrah ve matrah artırımı yoluyla geçmiş yıllara ilişkin vergi incelemesi yapılmaması temin edilmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, vergi affı yapılandırmaları konusundaki görüşlerimizi buralarda defaaten açıkladık. Tabii, bu tasarı, son altı yılda altıncı geniş kapsamlı bir vergi barışı tasarısı. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tasarıya karşı değiliz. Bu düzenlemenin yapılmasının, özellikle zorda olan mükellefler ve vatandaşlarımız açısından son derece gerekli olduğu konusunda görüşümüzü ifade etmek istiyorum. Ama Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim -bunun bir ihtiyaç olduğu ve yapılması gereken bir düzenleme olduğu konusunu bir kenara bırakarak- özellikle son dönemlerde vergi barışı, vergi affı gibi uygulamaların vergi sistemimizin bir yapısal müessesesi hâline geliyor olmasından dolayı endişemizi de ifade etmekte fayda olduğunu söylemek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, şunu mutlaka düşünmemiz lazım: Çok kısa sürelerle bu şekildeki düzenlemelere neden ihtiyaç duyulmaktadır, bu tür ihtiyaçları ortadan kaldıracak ne tür düzenlemeler yapmamız lazım? Bence bunun üzerinde durmakta fayda var. Tabii ki bugün bizim vergi sistemimizde, bütüncül bir yaklaşım içerisinde konunun etraflıca tüm vergi türleri itibarıyla dikkate alınarak esaslı yapısal bir düzenlemeye gidilmesi Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim öteden beri savunduğumuz ve dile getirdiğimiz önemli bir konu. Vergi affı ya da bu tür düzenlemeler doğal olarak vergi adaletini bozuyor, bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor ancak vergi adaletini bozuyor. Daha önce de bu kürsüden defalarca ifade ettik, tartıştık; özellikle dürüst davranan, gerek maddi gerekse şekilsel boyutuyla vergi ödev ve görevlerini yerine getiren mükelleflerin burada haksızlığa uğradığını ifade ettik. Tabii, bununla ilgili bir düzenleme yapıldığını ifade edebiliriz, doğrudur, doğru bir düzenlemeydi ancak kapsamının çok dar tutulması, şartlarının ağır olması nedeniyle bugün bu tür mükellef sayısının, bu uygulamadan yararlanan mükellef sayısının son derece sınırlı kaldığını görüyoruz. Çünkü bir defa bir ödemesini kaçırmış ise zamanında ödeyememiş ya da bir beyanname düzeltmesi vermişse bu mükelleflerin o uygulamadan, avantajdan yararlanmaları pek mümkün olmamaktadır. Bu düzenlemeyle birlikte, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak özellikle bu konuda kapsamın genişletilmesi, gerçek anlamda dürüst davranan, ödevlerini zamanında yerine getiren mükellefler için hakikaten avantaj olabilecek bir düzenlemenin yapılması gerektiğini ifade ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, tabii, bu uygulamalar özellikle kayıt dışı ekonomiyi de bir anlamda destekliyor. Yaptığımız bu düzenlemelerle hep kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine almayı biz ifade ediyoruz ama aslında kayıt dışı ekonomiyi beslediğini, desteklediğini de unutmamamız lazım. Biliyorsunuz, bu düzenlemelerin, vergi sisteminin belki de çok az konuştuğumuz önemli işlevlerinden bir tanesi de ekonomideki kaynakların hakkaniyetli bir biçimde paylaşılmasına katkı vermesidir. Dolayısıyla, kayıt dışı ekonomi, kayıt dışına çıkmak hakça rekabeti ortadan kaldırarak ekonomide rekabet ortamında paylaşılan o kaynakların hakkaniyetli olmayan bir biçimde dağıtılmasına neden olmaktadır. Bizim önemli görev ve sorumluluklarımızdan bir tanesi de bu hakkaniyetli paylaşımı sağlayacak altyapı ve sistemi oluşturma zorunluluğumuzun olmasıdır.
Değerli milletvekilleri, ekonominin bu kadar hassas olduğu bir dönemde, özellikle dış baskıların artırıldığı ve dışarıdan ambargoların konulmaya çalışıldığı bir dönemde, tabii ki bu düzenlemelerin özellikle sıkıntıda, zorda olan mükellefler ve vatandaşlar açısından önemli bir katkısı olacaktır. Onun için de Milliyetçi Hareket Partisi olarak düzenlemeyi desteklediğimizi başından ifade ettim.
Ama bu düzenlemeyle ilgili önemli birkaç hususu da dikkate getirmekte fayda var. Yapılan düzenlemede 2017 yılı KDV yönüyle matrah artırımı kapsamına alınmış, kurumlar ve gelir vergisi dâhil edilmemiştir. 2017 yılı beyan dönemi bittiğinde, 2017 yılının da kurumlar ve gelir vergisi yönüyle matrah artırımı kapsamına alınması daha uygun olacaktır.
Diğer bir husus, matrah artırımıyla alakalıdır. Matrah artırımındaki amaç, firmaların inceleme kapsamında vergi ve cezaya muhatap olmalarının önüne geçmektir. Matrah artırımı yapılan firmalara, özel usulsüzlük cezalarıyla ilgili herhangi bir düzenleme olmadığı için ceza kesilebilmektedir. Matrah artıran firmalara özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezalarının kesilmesi yasanın ruhuna da uygun olacaktır. Matrah artırımına ÖTV'lerin de dâhil edilmesi bütünlük açısından önem arz etmektedir.
Ayrıca, aktifte kayıtlı taşıtların kayıp, çalıntı gibi durumlarda şirket kayıtlarından çıkarılabilmesi için ve trafik tescil kayıtlarından düşürülmesi için tasarıya bir düzenlemenin dâhil edilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Değerli milletvekilleri, yasanın son müracaat tarihi 31 Temmuz 2018 olarak düzenlenmiş. Bilindiği üzere, temmuz ayı mali tatil ayıdır. Temmuz ve ağustos aylarında memurlar da ağırlıklı olarak izin kullanmaktadırlar. Bu sebeple, müracaat süresinin 30 Eylül 2018 olarak düzenlenmesi de uygun olacaktır.
Yine, tasarıyla faturasız stokların yüzde 10 ve yüzde 5 KDV'yle stoklara alınması uygulaması getirilmektedir. Elde fazla bulunan stokların yüzde 10 ve yüzde 5 KDV'yle stoklardan düşülerek bilançoların reel hâle getirilmesine imkân tanınması da uygun olacaktır. Önemli olarak gördüğümüz bu hususların da düzenlemede dikkate alınması, gerçekten bu uygulamanın çok daha faydalı olmasına katkı sağlayacaktır.
Ben, bu vesileyle Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.