GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:10.05.2018

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 557 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 16'ncı maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Bu yasanın aslında öncelikle -Bakanımızın da bildiği gibi- Bayındırlık Komisyonuna gelmesi gerekiyordu ama bu son üç yıllık dönemde, hangi konuyla ilgili olursa olsun, her yasa, sürekli Plan Bütçeye geliyor ve oradan geçiyor. Hâlbuki teknik bir konu, ilgili komisyona gelmesi lazım.

Liberal politikaların ülkemize yansımasıyla oluşan ekonomik darboğazı kent topraklarını, doğal kaynakları ve cumhuriyet kazanımlarını pazarlayarak aşmaya çalışan AKP hükûmetleri, planlama ve imar mevzuatıyla getirilmiş olan düzenleyici kural ve sınırlandırmaları ekonomik gelişimin önünde engel görmektedir. Bugüne kadar çıkarılan onlarca imar affıyla kaçak yapılaşmanın yarattığı kendiliğinden büyüme kentlerimizi biçimlendirmiştir. Çıkarılan imar afları toplum yararı amacından uzaklaşmış, kaçak yapıların yasal hâle getirilip ödüllendirilmesi toplumsal hukuk düzenine ve devlete karşı güvensizlik yaratmıştır. İmar affı düzenlemeleri kentlerin sürekli olarak plansız büyümesini körüklemiştir. Ülkemizde şimdiye kadar çıkarılan tüm imar afları, mevcut iktidarların seçim dönemlerinde ekonomik gelir ve oy elde etme amacıyla gündeme getirilmiştir. Bugün de bunlardan birini yaşıyoruz. Bugün yapılmak istenen imar affı, bir seçim rüşvetinden başka bir şey değildir. "İmar barışı" adı altında hukuka saygılı yurttaşların cezalandırıldığı ve buna karşın, imar suçu işleyenlerin ödüllendirildiği imar affı bir kez daha gündeme getirilmektedir.

1984 yılında çıkarılan 2981 sayılı İmar Affı Yasası sonrası, kaçak yapılaşma daha da artmış ve çevre sorunları büyümüştür. Ardından yaşanan 1999 Marmara depremleriyle büyük ölçüde imar aflarının yarattığı sağlam olmayan yapı stokunun yıkılmasının ağır bedeli topluma ödetilmiştir. Yapıların hatta mahallelerin yerle bir olması ve yaşanan can kayıpları nedeniyle imar afları bugüne kadar gündemden kaldırılmıştı. AKP tarafından seçim sürecinde yasalaştırılmak üzere Meclis gündemine getirilen bu tasarı tepkileri azaltmak amacıyla da "imar barışı" olarak tanıtılmak istenmektedir. Bugün görüştüğümüz imar affıyla, denetimsiz yapıların, toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan bütün kaçak yapıların yasal hâle getirilmesi söz konusudur. Bu yasa seçim öncesi verilen bir rüşvettir.

Türkiye'de 2000'li yıllara kadar kentlerin büyümesi planlamanın önünde gitmiştir. Ancak 2000'li yıllarda biz planlı gelişmeyi, planlı büyümeyi yakalayabildik ama bu yasaya şöyle bir baktığımızda maalesef nasıl bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu net olarak göreceğiz. Yasada şunu söylüyor, diyor ki: "Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması" yani imara aykırı ne kadar yapı varsa ruhsatsız olarak yapılmış, ilaveler yapılmış, ekler yapılmış yani sadece binanın yerini değil 50 santim büyütmüş insan ile 3 kat ilave yapmış insan veya gidip kısıtlı arsasına yani yeşil alan ise arsası, tapusu kendine aitse, gidip oraya yapı yaptıysa veya bir okul alanı ise oraya gidip bina yaptıysa bunların hepsi af kapsamı içerisine giriyor.

Şimdi, bunlar bir taraftan af kapsamına girerken devlet, özellikle de belediyeler bir sürü gelirinden vazgeçiyor. Hangi gelirlerden vazgeçiyorlar? Yüzde 1 ile 3 arasında veya yüzde 3, iş yerlerinden de yüzde 5 harç alınarak bunlar affa giriyor. Hâlbuki, bunlardan belediyelerin aldığı değişik harçlar var. Neler alıyorlardı? İmar harcı alıyorlardı, belediye katılım payı alıyor, bina inşaat harcı alıyor, otopark harcı alıyor, proje denetim harcı alıyor, hafriyat harcı alıyor, suret harcı alıyor, iskan harcı alıyor, kullanma izni harcı alıyor, yapı denetim ücreti alıyor ve proje ücreti alıyor. Yani vatandaştan, doğru dürüst işini yapan, ruhsatlı yapanlardan bunların hepsi alınıyor. Ama bunların hepsi bugün affediliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

SERDAL KUYUCUOĞLU (Devamla) - Şimdi, bu aflara baktığımızda, sosyal medyada "Çocuklar ölmesin." deyip altı ay ceza alan ile idamdan ağırlaştırılmış müebbede çarptırılan aynı affın uygulaması içine giriyor. Yani bu kadar ekstrem bir durumla karşı karşıyayız.

İmar barışı konusunda samimiyetsizliklerin bir göstergesi de gelirlerin genel bütçeye aktarılması. Bakın, bizim buradaki teklifimiz bu gelirlerin belediyelere aktarılması Sayın Bakan çünkü bunların yükünü belediyeler çekiyor. Siz de belediyecilikten geliyorsunuz, altyapısını hazırlayan, her türlü hizmeti veren belediyeler, bunların geliri neden genel bütçeye aktarılıyor bunu da anlamakta güçlük çekiyoruz.

Yine, hazine tarafından birilerinin elinden alınmış -vakıfların veya şahısların- ve davalı hâle gelmiş ve bir kısım insanların da buralara gidip yapılaşma suretiyle sahip çıkmaya çalıştığı yerler de muvazaalı. Bunların da tabii ki bunun dışında bırakılması gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERDAL KUYUCUOĞLU (Devamla) - Başka bir konu, Boğaziçi ve Tarihî Yarımada'nın da -İstanbul'da burası koruma alanı, sit alanı- bu yasanın dışında bırakılması gerekiyor.

Teşekkür ederim.(CHP sıralarından alkışlar)