GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bağcılık Sektörü ve Üzüm Üreticilerinin Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun Görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:99
Tarih:15.05.2018

CHP GRUBU ADINA OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; güzel bir rapor, emeğinize sağlık, bizler de katkıda bulunduk. Ben de biraz bilgi vermek istiyorum

Üzümün yüzde 90'ı Manisa'da üretiliyor. Manisa ekonomisine 4 milyar lira, Türkiye ekonomisine 450-500 milyon dolar gelir sağlayan bir üründen bahsediyoruz yani sorunsuz olması gereken ama sorunlu bir ürün. Neden? AKP sayesinde çok ciddi sorunları var. Yüzde 80-85'inin Manisa'da olduğu bağ alanlarından bahsediyoruz. Manisa tarıma çok elverişli bir yer. Pamuk vardı, sağ olsunlar, bitirdiler, artık, pamuğu Yunanistan'dan alıyoruz, Kırgızistan'dan alıyoruz, Mısır'dan alıyoruz. Tütün vardı, tütünü de bitirdiler, tütünü de ithal ediyoruz. TEKEL'i, sigara fabrikalarını stoklarındaki tütünle sattınız, sıra üzümde. Fındığın başına gelenler korkarım üzümün de başına gelir. Nasıl fındıkları artık bir yabancı tekel topluyor, yarın İngiltere'den bir firma gelir, bütün Manisa'daki üzümleri toplar ve kendi markasını koyar, onun için de bizim görüşlerimizi lütfen dinleyin. Biz buraya biraz muhalefet şerhi yazdık ama çözüm eğer siz iktidarda devam ederseniz yok, artık yeni bir anlayış olması lazım.

Peki, üzümde avantajlıyız ama neden sonu Ferrero gibi olacak? Çünkü bazı şeyleri görüyoruz. Tavukçuluk nasıl olduysa, bitkisel yağ sektörü nasıl kartellerin eline geçtiyse, emperyalist firmaların eline geçtiyse, fındık nasıl başka firmaların, yabancı firmaların tekeline geçtiyse, üzümde de bunun olacağını şimdiden söylüyoruz. Peki, sorunsuzsa bu ürün neden araştırma komisyonu kuruldu? Gayet güzel. Üzüm fiyatı 2016 yılında 6 liraydı ve geçtiğimiz yıl 4 lira, hatta bunun altına düştü. Cumhuriyet Halk Partisi boş durur mu? Hemen Manisa'ya gitti, üreticiyi de topladı, bir üzüm mitingi yaptı Alaşehir'de. On binlerce çiftçimiz geldi. Demek ki bir sorun varmış. Sorun neydi? 4 lira civarında olan bir maliyet. Araştırma komisyonunu topladık, kurumları topladık. Hep 4 liranın altında. "Sayın Başkan değil mi, maliyet 4 liranın altında, değil mi? Yani çiftçi para kazanıyor, değil mi, değil mi?" diye sordular biz de "Hayır, hayır." dedik çünkü Manisa'daki tarlaların yüzde 80'i, 90'ı ipotekli. Eğer sorun yoksa çiftçi tarlasını niye ipotek etsin, niye tarlasını satmaya çalışsın, neden sıkıntılı bir süreç yaşasın, bunları anlattık. Bugünlerde üzüm 6 lira ama üreticide üzüm kaldı mı? Kalmadı çünkü piyasayı düzenleyebilecek kurumları da siz maalesef göçerttiniz. Toprak Mahsulleri Ofisi, görevi ne? Tahıl satın almak. Yani tahıl nedir? Buğdaydır, arpadır, yulaftır, çavdardır, mısırdır, çeltiktir. Siz, Toprak Mahsulleri Ofisine fındık aldırıyorsunuz, Toprak Mahsulleri Ofisine üzüm aldırıyorsunuz. Niye? Kurumların hepsini kapattınız, kurumların hepsini işlevsizleştirdiniz. Yani bırakın... Et ve Balık Kurumunu biraz daha güçlendirseydiniz, Türkiye şu anda hayvan ithalatını konuşmayacaktı. Çok az bir mağazayla piyasaları dengelemeye çalışıyorsunuz, bunu da beceremiyorsunuz. Niye? Çünkü ciddi bir tarım politikanız yok, tarım politikanız günübirlik. Neyin fiyatı arttıysa onu ithal etmeye çalışıyorsunuz. Üretici hiç aklınıza gelmiyor; üreticiyi destekleyelim, üreticiyi biraz daha güldürelim, cebine biraz daha para koyalım, böyle bir mantığınız yok.

Dolayısıyla, sorunsuz olması gereken bir üründe de çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. 500 milyon dolar para az mı? Hele dolar da durmuyor ki 4,5 lira oldu. Yani çok ciddi bir döviz kazanacağımız bir üründe siz yabancı tekellere bu işi terk edeceksiniz. Bu mantıkla giderseniz seneye ne olacak? Yine, Toprak Mahsulleri Ofisine görev mi vereceksiniz? Bulabilecek misiniz, piyasayı düzenleyebilecek Toprak Mahsulleri Ofisinin deposu var mı, elemanı var mı? Bırakın, TARİŞ'i güçlendirelim. TARİŞ kim? Üreticiler tarafından kurulmuş bir tarım satış kooperatifi birliği. TRAKYA BİRLİK, TARİŞ, ÇUKOBİRLİK, FİSKOBİRLİK gibi kurumları güçlendirmemiz gerekirken siz tam tersine bunları işlevsizleştiriyorsunuz. Toprak Mahsulleri Ofisi, bırakın görevini yapsın, piyasadan ürün satın alsın, biraz piyasayı dengelesin ama siz bunun tam tersini yapıyorsunuz. Bakın, çözümü anlatacağım size.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, çözümü anlatacağım.

Çözüm, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gelecek. Bu, çok açık ve net. Niye? Çünkü stratejik bir ürün. Para kazandığınız bir üründe bu parayı daha fazla artırmak istersiniz, bunu çiftçinizle paylaşmak istersiniz. Fiyatı bir yıl önceden belirleyeceğiz. Niye? Çünkü fiyat belli olsun ki üretici ne kazanacağını, ihracatçı nasıl bağlantı kuracağını bilmeli. Diyeceksiniz ki: "Bu işten ihracatçı da kazanacak." Biz, sermayeye karşı değiliz ama üretici para kazanmazsa, ihracatçı para kazanmazsa, o zaman bizim ürünümüz heba olmuş olacak.

Bakın, biz tonunu 170-180 dolardan satıyoruz, Amerikalılar 340 dolardan satıyor; demek ki bu işi biliyorlar. Nasıl biliyorlar? Markalaşmışlar. Biz yapmıyoruz. Fiyatları bir yıl önceden açıklayacağız. Üzümde de, aynı şekilde diğer ürünlerde de mazotu ÖTV ve KDV olmadan çiftçiye vereceğiz; göreceksiniz, bunu iktidar olduğumuzda yapacağız. Çiftçinin borcunu, faizlerini sileceğiz. Çiftçiye "Sen üret kardeşim, sen bizim efendimizsin..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Son cümlelerim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Gaytancıoğlu.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Devamla) - Atatürk size "milletin efendisi" demişti. Siz ne yapıyorsunuz? Efendi çok zor durumda; o kadar efendi ki sesini çıkaramıyor, korkuyor, "Aman, bir ses çıkarırsam, bir slogan atarsam beni içeri atabilirler." diyor. Hayır, çiftçi üretecek, efendi gibi dolaşacak, borcu olmayacak, gübreyi sormayacak, gübreyi ne zaman atacağını bilecek. Tarımı teknik yöntemlerle çiftçiyle buluşturmak zorundayız, bunu yapmazsak başarılı olamayız. Her şeyi ithalatla çözemeyiz.

Bakın, dünyada nüfus artıyor; şu an 7 milyar nüfus var, 9 milyar olacak. Toprak kaynakları aynı, su kaynakları aynı. Bizim de toprağımız var, suyumuz var, çiftçimiz var, güneşimiz var ama yönetemiyorsunuz. Bırakın, yönetenler gelsinler, bu işi yapsınlar, çiftçiye değerini versinler; köylü yeniden milletin efendisi olsun, cebi para görsün, banka banka dolaşmasın, kartların birini kapatıp diğerini açmasın, bizim derdimiz budur. Üreten bir Türkiye, hakça bölüşen bir Türkiye istiyorsak üreticiyi desteklemek zorundayız.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gaytancıoğlu.