| Konu: | Çocuk istismarının ve kadına şiddetin önlenmesi ile hayvan haklarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 17.07.2018 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, çocuk istismarının ve kadına şiddetin önlenmesi ve hayvan haklarıyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve bizleri ekranları başında izleyen aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, "çocuk istismarı ve ihmali" dediğimizde öncelikle iki kelimeyi yan yana getirmek istemediğimizi hepimiz biliyoruz; "çocuk" ve "istismar" kelimeleri, "kadın" ve "şiddet" kelimeleri zinhar yan yana gelmemesi gereken, her birimizin yüreğini, vicdanını sızlatan kelimelerdir. İşte, bu kelimeler ne yazık ki son dönemlerde çok daha fazla yan yana gelmeye başladı ve birinci sayfada, manşet haberlerde maalesef ya çocuklarımıza şiddet uygulanmasını ya cinsel istismara uğramalarını veya aynı şekilde hunharca katledilmelerini hep birlikte gördük, izliyoruz, takip ediyoruz, içimiz ve yüreğimiz yanmakta.
Aynı şekilde kadına şiddetin önüne geçilmesi için de acil olarak, mutlaka yeni bir eylem planının geliştirilmesi gerekmektedir çünkü bu konuda da vakalar gittikçe artmakta ve her birimiz için bir tehlike olarak yine önümüzde durmakta.
Hepimiz her şeyden önce evlat sahibiyiz; "Bizim başımıza gelmez." demeyelim, evlatlarımızın başına gelebilir kaygısıyla da mutlaka bu konuyla ilgili şu makamlara oturmuş olan her bir milletvekili arkadaşımızın, her ananın, her babanın, her kadının, her erkeğin aynı hassasiyeti göstermesi gerekiyor. Özellikle çocuk istismarı ve ihmali; erişkin kişiler tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce "uygunsuz" ya da "hasar verici" olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyen ve tüm gelişimini engelleyen eylem ve eylemsizliklerin tamamıdır aslında. Çocuk istismarı ve ihmali sonucunda çocuğumuz fiziksel, ruhsal, cinsel ya da sosyal açıdan zarar görmektedir, sağlık ve güvenliği tehlikeye girmektedir.
Çocuk istismarı dediğimiz zaman yine fiziksel, cinsel ya da duygusal istismar olarak tanımlanabilmektedir. Çocuk ihmali ise fiziksel ya da duygusal ihmal olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazen ebeveynler tarafından veya bakıcıları tarafından da maalesef meydana getirilebilmektedir. İstismar ve ihmalin bu farklı şekilleri yalnız aileleri değil tüm toplumu ilgilendirmektedir, sosyal kuruluşları ilgilendirmektedir, yasal sistemleri ilgilendirmektedir ve eğitim sisteminin tam içinde bulunmaktadır aslında. İşte, burada kendimize sormamız gereken soru: Nereden başlamalı? Cinsel istismarın önlenmesi, çocuğa şiddetin önlenmesi, çocuk kaçırmalarının önüne geçilmesi, günlerce bir çocuğun ortadan kaybolmasının önüne geçilmesi için toplum olarak, millet olarak neler yapmalıyız? Bizler milletvekilleri olarak bu evlatların veballeriyle burada oturuyoruz, bizler neler yapmalıyız? İşte, bunun üzerinde gerçek anlamda, ciddi bir çalışma yapılmalı.
Geçen dönemlerde bu çalışmaları hep birlikte yaptık ve birtakım uygulamalara da geçildi, bu konuyla ilgili cezai yaptırımların artırılması yönünde de birtakım eylemlerde bulunuldu. Öncelikle iyi hâl indiriminin kaldırılması yönünde ya da iyi hâl indiriminin verilmemesi yönünde de birtakım girişimler oldu ama yeterli mi? Değil. Aslında suçlar işlenmeden önce önlem ne olmalı, bunun üzerinde durmak gerekir. Yani, eğitim sistemiyle ilgili mutlak bir eğitim reformu şart ve tüm gençlerimizin, çocuklarımızın eğitilmesi gerekiyor, anne babaların eğitilmesi gerekiyor. Türk toplumunun bu anlamda öncelikle canlıya şiddetin önlenmesi yönünde eğitilmesi gerekiyor.
Çocuk istismarı ve ihmalin gün geçtikçe arttığını hepimiz biliyoruz. Hepimiz evladımızdan endişeliyiz, hepimiz küçük çocuğumuzu bir yere gönderirken tembih üzerine tembihte bulunuyoruz. Peki, biz bunu önlemek için neler yapmalıyız? Bu konuyla ilgili yeni dönemde Allah'ın izniyle hep birlikte mutlaka ve mutlaka bir kanun çalışması yapılmalı. Unutmuyoruz hiçbirimiz o bacakları kesilen köpeği. Hiçbirimiz o güzel gözleri, boncuk gözlerini unutamıyoruz Leyla bebeğin. İşte, bunların tamamını üst üste koyduğumuzda gencecik kadınların kaybolduğunu, kaybolan kadınların hunharca katledilerek bir yerlerde cesetlerinin bulunduğunu hiçbirimiz kadın olarak da erkek olarak da unutamıyoruz. Liderimizin de dediği gibi ha bir hayvana şiddet ha bir bebeğe şiddet. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konunun takipçisi olacağız ve Allah'ın izniyle hep birlikte bunların önlenmesi için üzerimize düşeni uyum içerisinde yapacağımıza inanıyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum ve şiddetin son bulduğu bir dönem, günler diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.