| Konu: | Eğitim sisteminde yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 17.07.2018 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum Sayın Başkanım: Dün bir soru sormuştum Millî Saraylarla ilgili. Bunun cevabını hâlâ bekliyoruz. Bunu bir sataşma olarak lütfen görmeyelim.
Eğitime girmeden önce, bakıyoruz Hükûmet yok, hükûmet programı yok, bakanlar yok. Biz muhtemelen bundan sonra Sayın Meclis Başkanımıza bu sorunları dile getireceğiz ve sorunların çözülmesi noktasında yine eskiden olduğu gibi adaleti tesis edinceye kadar da mücadelemiz devam edecek.
Eğitimin önemini burada anlatmama gerek yok ancak şunu çok iyi biliyoruz ve görüyoruz ki on altı yıllık AKP iktidarında tam 7 defa Millî Eğitim Bakanı ve bu bakanların görev süresi içerisinde de tam 14 defa eğitim sistemi değiştirildi. Gerçek olan bir şey var değerli arkadaşlar, eğer Millî Eğitim Bakanı 7 defa değişiyorsa ve eğitim sistemi 14 defa değiştiriliyorsa burada bir sorun var. Bu işi maalesef beceremiyorsunuz, beceremiyorsunuz.
Bakın, burada eğitimde LGS, SBS, OKS, TEOG, LKS, ÖSS, ÖYS, YGS, LYS, YKS, o kadar çok değişti ki, inanın alfabede artık harf kalmadı. Bundan sonra ne olacak acaba? "S, S, S" sonu hep "S"yle bitiyor. Dolayısıyla arkadaşlar, sürekli bize eğitim sisteminde bir şeyler dayatıldı. Neler dayatıldı? Onları ben burada not aldım. Mesela FATİH Projesi çöktü. Ataması yapılmayan öğretmenler cami önlerinde bekleyen güvercinlere benzetildi, sonra miting alanlarında barış güvercinleri uçuruldu. MEB'in yetkileri vakıflara devredildi. Karaman'da, İzmir'de, Osmaniye'de ciğerimiz yandı. Çocuk istismarlarına "Bir kereden bir şey olmaz." dendi. Aladağ'da çocuklar cemaatin yurdunda çığlık çığlığa içeride kaldı, anaların yüreği ağladı. Dershaneler kapatıldı kapatılmadı, merdiven altı temel liselere dönüştürüldü. Andımız kaldırıldı, Atatürk öğretim programlarından çıkarıldı. Yöneticilerin neredeyse tamamı yandaşlardan atandı. PISA'da dünya sonuncusu olduk arkadaşlar. Yandaş olmayanlar sözleşmeli öğretmen olarak atanmadı. Haksız yere FETÖ bahanesiyle görevden alınan insanlar intihar etti, suçsuz oldukları anlaşıldı, çocukları anasız babasız kaldı, vicdanlar yine sızlamadı. FETÖ'nün sohbet toplantılarından çıkmayanlar, övgüyle ondan bahsedenler maalesef bakan oldu. Öğretmenler, müdür odalarında yandaş bir eğitim sendikasına zorla üye yaptırıldı. Onlarca, yüzlerce, binlerce kadın öğretmen yönetici odalarında istismarlarla karşı karşıya geldi, "Konuşursan KHK'yle ihraç edilirsin." tehdidinde bulunuldu. Atatürkçü yüzlerce, binlerce öğretmen açığa alındı. Her yere üniversite kuruldu ama maalesef üniversiteler bölündü, öğretim üyesi yok. Liselere yerleştirme kılavuzu yayınlandı, kimse anlamadı. "Yeşil" "mavi" "komşu"; vallahi bu denklemi çözen gerçekten olmadı. Milletvekili arkadaşlar da çözemedi. Annesi babası olmayan çocuklarımıza eğitim öğretim desteği verilemedi. Ve bunun gibi, ve ve ve nicesi.
Sayın Yılmaz gitti, kişilik olarak da kendisini gerçekten severim, şimdi de Ziya Hoca geldi. Kendileri burada değil, muhtemelen danışmanı da söyler. Ziya Hocam, gerçekten işiniz zor, gerçekten zor. On altı yıllık bir enkazı devraldınız; çözüm bende var, bizde var, Cumhuriyet Halk Partisinde var ama siz hangi yöntemi kullanacaksınız, gerçekten onu merak ediyorum? Ama, gerçekten haktan, hukuktan, adaletten, liyakatten, dürüstlükten yana tavır alırsanız biz her zaman yanınızda olacağız.
Ben şunu söylüyorum, özellikle AK PARTİ'li bütün arkadaşlara söylüyorum: Gelin, bir komisyon kuralım. Gelin, eğitimi siyasallaştırmayalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERKAN TOPAL (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlayayım.
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Hatip.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Ve gelin bir hükûmet politikası olmaktan çıkaralım, gelin bir devlet politikası yapalım eğitim sistemini. Öyle bir yasa çıkaralım ki yirmi otuz yıl kimse oynamasın; kimse çocuklarımızın geleceğiyle, ülkemizin geleceğiyle oynamasın.
Ben bunu yine sataşma olarak söylemiyorum. Sayın Başkan; Başbakanlık yaptınız, bakanlık yaptınız, başkan yardımcılığı yaptınız ve şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanısınız. Bütün milletvekili arkadaşlara soruyorum, huzurunuzda soruyorum değerli arkadaşlar: Bugün bir veli olarak mutlaka torununuz vardır, çocuğunuz vardır; hangi öğrenci, hangi veli, hangi bakan, hangi milletvekili, hangi öğretmen bu eğitim sisteminden memnun? Gelin, birlikte çözelim.
Ben hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)