GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:9
Tarih:24.07.2018

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, Tarsus Cezaevinde tutuklu bulunan Zeynep Turan arkadaşımızın, arkadaşlarının bulunduğu odaya nakledilmesiyle ilgili yirmi altı gündür açlık grevinde olduğunu belirtmek istiyorum. Bu talebinin bir an önce yerine getirilmesini istirham ediyorum.

Görüşülen kanun teklifinin hem bütününe baktığımızda hem de maddeleri tek tek değerlendirdiğimizde OHAL'in ortadan kalkmadığı apaçık ortadadır. Tam tersi, süreklileştirilen, kalıcılaştırılan ve olağanlaştırılan bir OHAL'le, OHAL yasasıyla, kanun teklifiyle karşı karşıyayız. OHAL uygulamaları yasalara tek tek yedirilerek daha katmerli ve sıkıyönetimin muadili olan sivil görünümlü bir yönetim biçimi bizlere bu kanun teklifiyle dayatılmaktadır. Zaten yeterince tırpanlanmış olan temel hak ve özgürlükler, bu kanun teklifi şayet kabul görürse yasal bir statüye kavuşarak kalıcılaşacaktır.

Bir önceki Meclis, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi lehine taammüden yetkilerinden vazgeçmiştir. Şu anki Meclise çağrımızdır: Elinizde bulunan yasama yetkisini yürütmeye devretmeyiniz. Dolayısıyla hâlâ bizlerin uhdesinde olan kimi yetkileri devretmemek bu Meclisin önemli görevleri arasında yer almalıdır. Yitirdiği yetkileri geri kazanmak bu Meclisin temel görevlerinden birisidir; aksi takdirde, şu sıralarda oturmanın bir anlamı kalmayacaktır.

Bu kanun teklifiyle tamamen başına buyruk, yeterince merkezîleşmiş ve otoriterleşmiş bir rejime doğru gidiyoruz. MİT'e tanınan muafiyet aslında bu anlayışın ifadesidir ve yansımasıdır. Bahsi geçen teşkilatın bugüne kadar birçok karanlık meselenin arkasında yer aldığı çeşitli biçimlerde ortaya çıkmıştır. Bunların birkaçını sıralayacak olursak: Kürt sorunuyla ilgili çözüm süreci devam ederken Paris'te 3 Kürt kadın öldürülmüştür. Ceylânpınar'da polisler öldürülmüş ve bunun arkasından çözüm sürecinde masa devrilmiştir. "İnsani yardım" adı altında IŞİD'e, El Kaide gibi terör örgütlerine, kanlı tecavüzcü örgütlere lojistik destek sağlanmış, askerî teçhizat konusunda destek sağlanmıştır. Bu konuyu ortaya çıkaran ve şu an aramızda olması gereken Sayın Enis Berberoğlu -bu arada Leyla Güven'i de hatırlatmak istiyorum- ve Cumhuriyet gazetesi bunun bedelini ödemiştir. Suruç, Ankara gar katliamı, Reyhanlı katliamının arkasında yine ismi geçen teşkilatın olduğu ortadadır, belgelenmiştir. Dolayısıyla bu teşkilatın sorgulanamaz, dokunulamaz olmasını bizler asla kabul etmiyoruz. Hiçbir şey temel hak ve özgürlüklerden ve insanların yaşamından daha kıymetli değildir ve daha üstün değildir. "..."(x)

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Türkçe! Türkçe!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Zulmü ve ihtirası kıbleniz görmekten vazgeçin ve şunu bilin ki bu ülkede yaşayan tüm halklar ve inançlar, hangi dilden, hangi dinden olursa olsun işçiler, emekçiler, yoksullar, kadınlar, doğa ve insan hakları savunucuları, LGBTİ'ler -özellikle altını çizmek istiyorum- işsizlikle, açlıkla terbiye etmeye çalıştığınız KHK'liler, sizlere boyun eğmedi, bundan sonra da boyun eğmeyecek. Bizler de bu kürsüden sözümüz olsun ki onların sesi, sözü olmaya devam edeceğiz, yanlarında olmaya devam edeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)