| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 24.07.2018 |
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Arkadaşlar, sizleri dokuz yıl önceye götürmek istiyorum, 2009 yılının 26 Aralık tarihine. Bütün gazeteciler, televizyoncular, hepsi Ankara'da Çukurambar semtinde bir suikast iddiasını araştırıyorlardı sokaklarda, caddelerde. Aynı gün bütün televizyonlarda, yandaş televizyonlarda haberler vardı, Sayın Bülent Arınç'a, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik bir suikast iddiası vardı. Krokiler çıkıyordu, birbirini tutmuyordu ama öyle iddialar vardı. Akşamında ise, gecesinde daha doğrusu, Ankara Hâkimi Kadir Kayhan'ın başkanlığında Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığının 11 ve 16 no.lu odalarına baskın yapıldı, arama yapıldı yani Kozmik Oda'ya, devletin yarım asırlık sırlarının bulunduğu odaya baskın yapıldı. Kim yaptı? Polis yaptı. Hangi polis? FETÖ'cü polisler yaptılar. O zaman defalarca uyarıldı, "Bunlara bu kadar yetki vermeyin." denildi. O sırlar FETÖ'cü polisler aracılığıyla, sizlerin de ifade ettiği gibi, belki de Amerika'nın, belki de istihbarat örgütlerinin eline geçti ama bu yaşandı. Rahmetli Kamer Genç burada defalarca uyarmıştı, "Etmeyin, eylemeyin." demişti ama dinletememişti. Sonrasında yaşanan sürece bakıldığında, sonrasında bunların FETÖ'cü polisler olduğu ortaya çıktı.
O zaman, bu, bir oldubittiyle yapılmıştı. Eğer bu madde geçerse askerî bölgelerde askerî kolluk kuvveti olmadan, polisler istediği gibi, oldubittiye gerek kalmadan bunu yapacaklar. Bu yanlıştır. O zaman FETÖ'cüler bunu yaptı ve başımıza bela oldu hepimizin -bugün, bazı tarikatların, cemaatlerin devlette, Emniyette odaklandığı yönünde iddialar var- belki de yarın başkaları bunu yapacaklar. Bu nedenle, buna karşı olduğumuzu dile getiriyoruz ve bunu bir uyarı olarak sizlere aktarıyoruz.
Bir başka uyarı daha: Bakın, yeni sisteme göre bir değişim var, evet, doğru. Bu değişim çerçevesinde de yapılandırma oluyor. Ben eski bir gazeteciyim. 28 Şubat sürecinde ikna odaları haberleri vardı, hatırlarsınız arkadaşlar. Onlara karşı çıkan bir gazeteciydim o dönem. Şimdi yandaşlık yapan gazeteci arkadaşlar, o dönem 28 Şubatçılarla birlikte idi, biz karşı çıkarken, benim ve benim gibi arkadaşlarım ama o zaman ikna odaları sohbeti, muhabbeti vardı, şimdi de aynı şey var. Siz karşı çıkıyordunuz ikna odalarına, bugün, yine ikna odası kurulmuş. Nerede? TRT'de. Bakın, arkadaşlar, TRT'de "değişim ofisi" adı altında ikna odaları oluşturulmuş. Yirmi yıldır, otuz yıldır TRT'ye emek veren, TRT'ye çalışan çok sayıda insan şimdi o odalara çağrılıyor, baskı yapılıyor, "Devletin başka kurumlarına git." deniliyor, "İstifa et." deniliyor ya da "Emekliye ayrıl." deniliyor. Bu, haksızlıktır. Özellikle TRT Spor'da çalışan arkadaşlarımıza yönelik böyle ciddi bir baskı vardır, e-postalar gönderiliyor, bunlara mobbing uygulanıyor. Ve niçin biliyor musunuz Sayın Turan? Özellikle bunu dinlemenizi istiyorum, 2008-2010 yılları arasında KPSS sınavlarında FETÖ'nün yardımıyla, FETÖ'nün verdiği sorularla sınavları kazanıp TRT'ye girenlere ön açmak için yapılıyor bu. Bu konuda samimi bir uyarı olarak lütfen bunu almanızı istiyorum. Kamer Genç geçmişte bu uyarıyı yapmıştı ama maalesef, bu uyarı yerini bulmamıştı. Dostane, samimi bir uyarıdır. TRT'de baskı yapılıyor şu anda, yirmi yıldır, otuz yıldır çalışan, TRT Spor'da maçları yıllarca anlatan insanlara yönelik ciddi bir baskı söz konusudur. Burayı kurtarmamız gerekiyor. TRT, hepimizin vergileriyle kurulmuş ve ayakta duran bir kurumdur, hepimize eşit olması gerekirken maalesef bir siyasi partinin, bir kişinin şu anda etkisi altında kaldığı gerçeği de vardır ama bu, yönetimin şeklidir, çalışanlara dokunulmaması gerekiyor. Çalışanlar emekçi insanlardır, gazeteci insanlardır, dirsek çürütmüş insanlardır. Yıllarca karda kışta maçlara gidip maçı anlatmış TRT Spor'un çalışanları şu anda mobbingle karşı karşıyalar. Bu konuda sizleri uyarmak istiyorum.
Sürem bitmek üzere ama Uluslararası Şeffaflık Örgütünün 2018 Şubat Raporu'na göre -bugün Gazeteciler Bayramı olduğu için söylüyorum- Türkiye, 180 ülke arasında 81'inci sıraya geriledi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün Basın Özgürlüğü Raporu'na göre ise 188 ülke arasında 155'inci sıraya gerilemiş durumdadır. Maalesef, eski bir gazeteci, eski bir Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyesi olarak Türkiye'de medyanın durumunun içler acısı olduğunu hep birlikte görüyoruz ve yurt dışında da bu konuda Türkiye'ye yönelik baskıların olduğunu söylemek istiyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.