| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 24.07.2018 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
16'ncı madde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 134'üncü maddesini değiştiriyor. Bu maddede daha önce yargıç kararıyla alınan bazı tedbirlerin yargıç kararı olmadan savcının istemiyle alınabileceğini öngörüyor.
Değerli arkadaşlarım, buraya çıkan bütün arkadaşlarımız söylediler: Siz olağanüstü hâli kaldırdınız ama daha önce üçer aylık, üçer aylık 7 defa uzatmıştınız, şimdi öyle anlaşılıyor ki üçer yıllık, üçer yıllık 7 defa daha uzatacaksınız, eğer ömrünüz yeterse.
Biraz önce, burada iktidar partisinin grup başkan vekili dedi ki: "Avrupa'da olunca 'Demokrasinin beşiği.' diyorsunuz, biz yaptığımız zaman otoriter, totaliterlikten bahsediyorsunuz." Değil değerli arkadaşlarım, siz yeni bir şey yapmıyorsunuz. Sizin Avrupa'yla, Amerika'yla olan tartışmanız retorik, seçmene yönelik, "Ey Amerika, ey Hollanda, ey Avrupa!" filan. Hayır, aslında dünya olağanüstü hâl devletine doğru gidiyor. 11 Eylülde başladı bu Amerika'da ve bütün dünyada, Avrupa'da yayıldı, eş zamanlı olarak yasalar çıktı. Hem hak ve özgürlükleri kısıtlayan yasalar çıktı hem de sosyal devleti budayan yasalar çıktı. Bu, neoliberalizmin gereğidir değerli arkadaşlarım. Neoliberalizm dediğimiz şey, özgürlüklerden, adaletten, sosyal devletten nefret eder. Kapitalizm, krize girdiği bir aşamada, artık hız ve menzille ilgili sıkıntılar çektiği bir aşamada kuralları değiştirerek daha evvel mücadele edilerek -Magna Carta'dan beri falan dedi arkadaşlar ama ilk insandan bu yana, Habil'den Kabil'e, Kabil'den bu yana- kazanılmış olan sosyal hakların, bu özgürlüklerle ilgili hakların geri alınması anlamına geliyor ve Avrupa yapıyor, Amerika yapıyor, siz de bir taraftan "Ey Amerika, ey Avrupa!" derken harfi harfine burada yapıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, eş zamanlı olarak şimdi burada OHAL'le ilgili bir yasa çıkarıyoruz, OHAL'i üç sene daha uzatacağız, bir yasa çıkarıyoruz. Hemen arkasından, Plan ve Bütçe Komisyonu dün bu neoliberal düzenlemeler yapan başka bir yasayı çıkardı eş zamanlı. Sizin öyle ey Amerika'yla, ey Avrupa'yla, Hollanda'yla filan bir derdiniz, bir probleminiz yok. Değerli arkadaşlarım, beka probleminden söz ediyorsunuz. "Türk milleti, Türk devleti ciddi risklerle karşı karşıyadır. İşte, bölünme tehlikesi var, dağılma tehlikesi var, sıkıntı var. Bu sebepten dolayı tedbirler alacağız ve bunun en yakın örneği de 15 Temmuz darbe girişimi, hain darbe girişimi." diyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten 15 Temmuz darbe girişimini biz bu çatı altında yaşadık. Bütün partilerden milletvekilleri burada, heyecanla demokrasi birlikteliğiyle canlarını ortaya koyarak -şuradan bomba patladığında- büyük çoğunluğu "Hayır, biz burada kalalım, sığınaklara inmeyelim." dedi değerli arkadaşlarım. Çok önemli bir fırsatı yakalamıştık ama bu fırsatı maalesef, Sayın Genel Başkanınız "Allah'ın lütfu." diyerek başka bir şeye doğru değiştirdi.
Değerli arkadaşlarım, siz ya bir şeyin farkında değilsiniz ya da gerçekten bir şekilde iktidar sarhoşluğu içindesiniz. Diyorsunuz ki: "Hiçbir şey elimizin altından kaymayacak, her şey bizim. Bize artık karada filan ölüm yok, bizde şey yok." Hiçbir şekilde istisna etmiyorsunuz. Bahçe sahiplerinin hikâyesini biliyorsunuz değil mi arkadaşlar? Yani siz çok meal, Kur'an okursunuz. Hani bahçe sahipleri "Bahçeye gidelim, fakir fukaranın haberi olmasın." diyor. Gidiyorlar bakıyorlar, yanmış, yok. Siz aynen onlar gibisiniz, hiçbir şeyi istisna etmiyorsunuz.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Siz meal okumaz mısınız?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Mehmet ağabey, eskiden okuyordun, bıraktın mı şimdi?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Hiçbir şeyi istisna etmiyorsunuz, o kadar eminsiniz ki. Bakın, bunların hepsi elinizin altından kayar. Kendiniz bindiğiniz dalı kesiyorsunuz değerli arkadaşlarım.
Evet, Türkiye'nin beka problemi var değerli arkadaşlarım, bu problem sizsiniz değerli arkadaşlarım, daha doğrusu sizin yaptıklarınızdır beka problemi. (CHP sıralarından alkışlar)
Demokrasiden uzaklaşmak, hak ve özgürlükten uzaklaşmak beka problemidir. Eğer bir ülkenin, bir devletin, bir memleketin İçişleri Bakanı "Ana muhalefet partisinin şehit cenazelerine gelmemeleri için valilere emrettim." diyorsa en büyük beka sorunu bu İçişleri Bakanıdır ve bunu İçişleri Bakanlığında tutan iktidardır değerli arkadaşlarım diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)