| Konu: | Tarımdaki girdi maliyetlerinin yüksekliğine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 10.10.2018 |
CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri ve ekranları başında Genel Kurulumuzu izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Burada CHP Mersin Milletvekili ve Ziraat Odası Başkanlığı yapmış, geçimini topraktan sağlayan bir çiftçi, bir köylü olarak konuşuyorum.
Kıymetli arkadaşlar, tarım sektörü can çekişiyor. Çiftçi bu durumdayken doğru tarım politikaları uygulamak yerine çiftçiyi yokluğa mahkûm eden, sürdürülebilir bir tarımı ülkemizde hâkim kılmayan ve yurt dışından ürün ithal edip çiftçiyi üretimden koparan bir tarım politikasını asla kabul etmiyoruz.
Değerli arkadaşlar, tarım, yalnızca bir ticaret kalemi değil ekonomik ve sosyal bir sektördür. Türkiye nüfusunun yüzde 21'i çiftçidir; geçimini tarımsal üretimden sağlamaktadır. İstihdamda da tarım büyük ölçüde katkı sunmaktadır. Çiftçimizin uygulanan tarım politikalarıyla bugünkü koşullarda dünyadaki rakipleriyle rekabet etme şansı kesinlikle kalmamıştır. Tarımdaki girdi maliyetlerinin yüksekliği ve bankalara olan borçları nedeniyle çiftçilerimiz artık üretemez hâle gelmiştir. 2005'te toplam 7 milyar lira olan çiftçi borçları Haziran 2018'de Ziraat Bankasına 66 milyar, tarım kredi kooperatiflerine 9 milyar, özel bankalara ise 27 milyar lira olmuştur. Çiftçilerimizin borç stoku 106 milyar lirayı bulmuştur. Eğer Türk çiftçisini düşünüyorsak, 81 milyon yurttaşımızın karnını ucuza doyurmasını istiyorsak, çiftçilerimizi mutlaka bu borç baskısından kurtarmamız gerekir. Eğer siz şimdi "Burada bir sorun yok çünkü tarımsal kredilerin geri dönme oranı yüzde 90'ı aşıyor." derseniz hata edersiniz. Üretimden kazanamayan çiftçi bankaya borcunu ödemek için eşten dosttan, bulamazsa tefeciden borç alıyor, vadesi gelen borcunu bu şekilde ödüyor, yeniden kredi almak zorunda kalıyor.
Değerli arkadaşlar, üstünde durmak istediğim konu çiftçimizin özel bankalara olan borcudur. Ziraat Bankasından aldığı krediyi kapatamayan çiftçi tarlasını ikinci kez ipotek ettirerek özel bankalardan cari kredi faiz oranıyla borçlanıyor, bu da yıllık yüzde 43'e tekabül ediyor. Değerli arkadaşlar, bugün ekonominin kötü gittiği bu dönemde, iş adamlarının, sermayenin bankalara olan borçlanma faiz oranı yüzde 43'ü bulduğu bir dönemde, biz para kazanamayan, zorda olan, batakta olan çiftçinin de özel bankalara yılda yüzde 43 oranında borçlanmasına, uyguladığımız tarım politikalarıyla maalesef yol açıyoruz. Bu böyle gitmez arkadaşalar. Sürdürülebilir tarımsal üretim için, özel bankalar da dâhil olmak üzere çiftçi borçlarının, faizlerinin silinip uzun vadede, çiftçilerimizin borçlarını ödeyebileceği şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Türkiye'nin en büyük üreticisi aile tipi çiftçidir yani küçük üreticidir, mutlaka her aşamada desteklenmelidir. Hâlâ, şu anda, ödenmiş olması gereken tarımsal destekler çiftçimize ödenmemiş, ocak ayına kadar da ödenmesi mümkün görülmemektedir.
Değerli arkadaşlar, KDV oranlarındaki indirimin bir işe yaramadığı ortadadır. Tohum, fide, gübre ve ilaç desteğinin küçük çiftçiyi üretimde tutacak şekilde, mutlaka ayni olarak yapılması gerekmektedir. İthal girdiler, bu kalemler de yerli üretime dönüştürülerek çiftçi ucuza girdi tüketmelidir.
Değerli arkadaşlar, tarımsal üretimde kullanılan elektrik, sulama suyu, mazot fiyatları çiftçimizin altından kalkamayacağı boyutlara ulaşmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Başkanım, bitiriyorum müsaade ederseniz.
BAŞKAN - Sayın Gökçel, tabii, size de sözlerinizi toparlamak için bir dakika veriyorum.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Eylül 2017'de 1.600 liraya satılan taban gübresi bu eylülde 2.900 liraya, 1 litrelik ot ilacı 110 liradan 320 liraya yükselmiştir. Yine, tarımda kullanılan göz taşının kilosu mart ayında 1 liraya satılırken şu anda 2 lira olmuştur. Geçen sene kilosu 8 liraya alınan sera örtüsü, bu yıl 23 lira olmuştur. Eğer, devlet, fiyatları yüksek olan tarımsal girdileri desteklemez, çiftçiye kol kanat germezse korkarım ki çiftçimiz önümüzdeki üretim sezonunda tarlasını ekip, dikemeyecektir. Eğer borç yapılandırmasını bir an önce uygulamaya koymazsak çiftçilerimizin tarlalarına icra yoluyla el konulacaktır ki bunu da asla kabul edemeyiz.
Bu ülkeyi düşman işgalinden kurtaran, zorda kalınca halkının yardımına koşan, milletin efendisi köylüdür, sakın ha unutmayın. Çiftçimizi üzmeyin.
Teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)