| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 10.10.2018 |
CHP GRUBU ADINA GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime tarihimizin en büyük katliamlarından biri olan 10 Ekim 2015'te yaşanan bu katliam sonucunda hayatlarını kaybeden canlarımızı saygı, sevgi ve rahmetle anarak başlamak istiyorum ve her sabahın bir sahibi var, sorarlar bir gün, sorarlar diyorum.
Değerli arkadaşlar, bu beş dakika içinde aslında hepimizi yakından ilgilendiren bir sorunu anlatmaya çalışacağım. Öncelikle, derdimiz bağcıyı dövmek değil bir sorunu birlikte çözebilmek. "Her şeyin başı sağlık." diyoruz, ancak sağlık hizmeti veren kişilerin sağlığını koruyamıyoruz. Daha geçen hafta İstanbul'da Doktor Fikret Hacıosman, hastası tarafından öldürüldü. Bu hastalıklı sorun tüm dünyada yaşanıyor elbet ancak dünya bunun için mücadelede bizden daha somut, daha önemli ve daha sistemli adımlar atıyor. Peki, bizde durum ne? İlgili yasaya göre kasten ağır yaralama suçundan üç yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Görev başındaki doktor kamu görevlisi pozisyonundaysa uygulanan suçlarda ceza yarı oranında artırılıyor. Son beş yılda 60 bin sağlık çalışanının görevi başında şiddete maruz kaldığını hatırlarsak bu cezanın yetersiz olduğu pekâlâ anlaşılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, sağlıkta şiddetle mücadele için maalesef akla ilk gelen güvenlik önlemleri. Ancak siz her bir doktorun başına bir polis de dikseniz, her bir eczanenin önüne bekçi de koysanız bu sorunun çözümü olamaz, bizim sistemli ve bütüncül bir çözüm önerisine ihtiyacımız var. Sağlık çalışanı ile hastanın karşı karşıya gelmeyeceği bir sistem var etmek zorundayız. Hekimin o reçeteyi yazamayacağını hastanın bilmesi gerekiyor. Yani eğitim gibi, sosyal sorumluluk projeleri gibi konunun taraflarını kapsayıcı etkinlikler yapılmalı. Oturalım, kafa kafaya verip konuşalım, sağlıkta şiddet yasasını çıkartalım, bir Meclis araştırması komisyonu kuralım. Burada meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, konunun uzmanlarının görüşlerini alalım ve dünya örneklerini inceleyelim. Ama yapmamız gereken şey, öncelikle sorunların nedenini tespit etmek. Sinekle mücadele edeceğimize bataklığı nasıl kuruturuz ona bakalım.
Her gün ortalama 30 sağlık çalışanı şiddete uğruyorsa, bunların içinde hayatını kaybedenler de varsa gereken, daha çok yapmamız gereken iş var demektir. Tabii, siyasetin de bu anlamda dilinin önemli olması gerektiğini de vurgulamak gerekir. Ülkenin hekimlerini itibarsızlaştırmaya yol açacak açıklamalar yapılıyor maalesef; bunlar doğru değil. Hasta ile doktoru karşı karşıya getirecek bir açıklama sürekli gördüğümüz cinayetlerin artmasına sebep olacaktır. Bu anlamda da siyasilerin daha sorumlu olması gerektiğini düşünüyoruz.
Ben önergemi eczacılara yönelik şiddet özelinde tüm sağlık çalışanları için hazırladım. Bakın, hekim hastayı görmeden reçete yazmadığı için, eczacı reçetesiz ilaç vermediği için, devlet tarafından hastaya çıkarılan muayene ücretleri ve ilaç katılım payları hastaya yüklendiğinde sorumlusu sağlık çalışanı olarak görüldüğü için yani özetle, sağlık çalışanları yasa koyucunun düzenlediği kuralları uyguladığı için bu saldırılara maruz kalıyor. Bu sorunu çözmek için birlikte adım atmazsak sonuçları sadece beni değil, hepimizi etkileyecek.
Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde sağlıkçı milletvekilimiz var ve geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanı Sayın Koca da yasamanın ilk gündemlerinden birinin sağlıkta şiddet olacağını söyledi. Dert bizde, derman ellerimizde. Gelin, bu derdi hep birlikte çözelim. Artık yeter, sağlıkta şiddet sona ersin.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)