GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanlığının, hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, 1701 (2006) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ve 880 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararıyla tespit edilen ilkeler kapsamında; Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü Bünyesinde UNIFIL'e, 31/10/2018 tarihinden itibaren bir yıl daha iştirak etmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca izin verilmesine dair tezkeresi (3/44) münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:7
Tarih:16.10.2018

HDP GRUBU ADINA TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Lübnan tezkeresini konuşacağız ve geçtiğimiz haftalar içinde Suriye, Irak tezkerelerini konuştuk ve tezkereler hakkında HDP olarak fikirlerimizi ifade ettik. Şunu özellikle belirtmek istiyorum ki Suriye, Irak tezkereleri görüşülürken "evet" oyu verenler aslında tezkere üzerinde "hayır" oyu hak edecek biçimde konuşmalar ve açıklamalar yaptılar ama buna rağmen "evet" demeleri hakikaten anlaşılabilir bir şey değil. Bu Mecliste eğer bizler bir şeyi başarmayı istiyorsak yaptığımız açıklamaların bir sonuca bağlanması, bir neticeye varması ve bir çizginin kırılmasını sağlamak dışında bir seçeneğimiz olmadığını özellikle belirterek sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, sizler de biliyorsunuz ki 2006 yılında İsrail Güney Lübnan'a ve Beyrut'ta Şiilerin yoğun yaşadığı mahallelere yoğun bir biçimde saldırılar düzenledi. 2006 yılında "Beyrut Konferansı" adı altında Birleşmiş Milletlerin de sunduğu katkıyla düzenlenen konferansa katıldığımızda bizlere savaşta bombalanmış olan bölgeler gezdirildi ve orada şunu gördük: Uluslararası hukuka aykırı ve suç sayılacak misket bombaları kullanılmıştır. Bunun yanı sıra, özellikle Beyrut'ta sığınak delici bombalar kullanılmış ve apartmanlar bir kâğıt gibi aşağı doğru eğilmiş, çok sayıda insan yaşamını kaybetmiş ve çok sayıda insan göç etmek zorunda kalmıştı. Bu, İsrail'in yaptığı ilk saldırı mıdır? Elbette değil. İsrail zaten kurulduğundan beri Filistin topraklarını adım adım işgal ederek, bölgenin jandarması olarak bölgenin kalbine yerleşmiştir ve işgal ettiği topraklarla da yetinmiyor. Bakın, 2006'da Güney Lübnan'ı işgal ettiği zaman önce tankla, topla, hava saldırılarıyla girdi, ardından iş makinaları. Çünkü saldırdığı yerlerdeki bütün yerleşim yerlerini dümdüz ederek, kendilerine askerî çadırlar, askerî üsler kurarak toprak genişletmeyi marifet olarak görmüş ve tarihinde böyle bir kara lekeye sahip olan bir ülkeden bahsetmekteyiz.

Elbette bu ülke karşısında ve Orta Doğu'da savaş siyasetinin tamamı karşısında bizler barıştan yanayız ama barışı bizler bugün bu tezkereye "evet" diyerek ve Lübnan'a asker yollayarak sağlayamayız. Bu sadece ve sadece göz boyamadır. Bugün eğer İsrail'le yapılmış olan anlaşmaların bu ülke hâlâ arkasında duruyorsa ve hâlâ mevcut olan iktidar, AKP Hükûmeti bunun arkasında duruyorsa, kusura bakmasınlar, "Biz, Filistin halkının yanındayız, Lübnan halkının barışından yanayız." demesinler, buna kargalar güler.

Değerli arkadaşlar, emperyalizmin Orta Doğu politikaları ortadadır. Tarih boyunca Orta Doğu'ya petrol gözüyle bakılmış, doğal gaz gözüyle bakılmış, pazar meydanları gözüyle bakılmış, hele de şimdi günümüz koşullarında küresel sermayeye entegre edilmesi gereken ayrıca bir topluluk olarak bakılmaktadır. Dolayısıyla, geçmiş dönemde emperyalist ülkelerin saldırıları nasıl ortadaysa günümüz koşullarında şu an en açık biçimiyle Suriye'de zuhur etmiş olan savaş tam da bunun yansıması ve sonucudur.

Değerli arkadaşlar, şu an Suriye'de bir vekâlet savaşı yürütülüyor. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra tek kutuplu dünyadan bahsedilen bir dönem kendini geride bırakmış, şu an günümüzde özellikle Çin'in ve Rusya'nın sağlamış olduğu gelişmişlik çok kutuplu bir dünyadan bahsedilmesine sebep olmuştur. Şu an Orta Doğu'da, bir savaş meydanı hâline dönmüş olan Orta Doğu'da ve özellikle şu an Suriye'de -Suriye'nin altını çizerek ifade etmek isterim ki- emperyalist güçlerin vekâleten, hatta -vekâlet demek bile artık yetersiz- doğrudan yürüttükleri savaş ortadadır.

Değerli arkadaşlar, AKP iktidara geldiğinde, evet, Suriye sınırlarında mayınlar temizlendi. Ben Hataylıyım. Bizler gün içinde Suriye'ye gidip gelirdik, oradaki akrabalarımızı ziyaret ederdik ama çok kısa bir zaman içinde sıfır sorun politikası başarısız bir biçimde sonuçlanmış ve savaş politikasıyla karşı karşıya olduğumuz bir dönem başlatılmıştır. AKP, özellikle ustalık döneminde, Orta Doğu'ya karşı bütün kinini Arap ülkelerine, Kürtlere karşı, Perslere karşı bütün kinini en ağır bir biçimde kusmuştur. Orta Doğu'nun sosyal, siyasal, askerî, ticari her anlamda liderliğine oynayan ülkenin derin stratejisi, daha doğrusu AKP'nin derin stratejisi tamamen çökmüş durumdadır.

Bugün Suriye'nin içinde bulunduğu koşullara baktığımızda değerli arkadaşlar, IŞİD'i, El Kaide'yi komşu olarak kabul eden bir iktidar görüyoruz. Bugün Kobani'nin düşmesi için alkış tutan, dualar eden bir iktidar var karşımızda. Kobani düşseydi Türkiye'nin sınırına kim yerleşecekti? IŞİD yerleşecekti, ÖSO yerleşecekti, El Kaide ve uzantıları örgütler yerleşecekti.

SALİH CORA (Trabzon) - IŞİD nerede şu an, IŞİD nerede?

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Siz onlarla mı komşu olmak istiyorsunuz? Onları Kürt halkına tercih mi ediyorsunuz? Araplara tercih mi ediyorsunuz? Çok açık ve net, uyguladığınız pratik siyasetin karşılığı, anlamı tamamen budur.

Değerli arkadaşlar, bu iktidar eğer Lübnan'a asker gönderecekse, bir kere, Suriye'de savaşı yürüten önemli güçlerden birisi, destekçi güçlerden birisi Hizbullah'a karşı destek sağlamış oluyorsunuz. Burada bir mantık karmaşası var. Bir yanıyla Lübnan'a, Hizbullah'ın esas yönetimde belirleyici olduğu bir ülkeye, oraya sizler barış gücü gönderiyorsunuz ama Suriye'de aynı güçlerle çatışma ve savaş içindesiniz. Yanı başımızdaki ülkeye barış göndermekten, barış götürmekten, o ülkeyle ilgili tek bir barış sözcüğünü ifade etmekten imtina ediyorsunuz. Hakikaten bu bir akıl tutulması ve buna hiç kimse inanmaz.

Değerli arkadaşlar, bizler eğer "Lübnan'da barış" diyorsak "Filistin'le dayanışma" diyorsak bu "..."(x) laflarıyla çözülecek bir şey değildir; bu, İsrail'le bütün anlaşmalara son vermekle mümkün olur. O zaman gerçek inandırıcılığınızdan bahsedilebilir.

Bakın, elimdeki şu belgede -tabii ki hepsini ifade edecek değilim- 2000 yılında sadece 1 milyar dolar olan ticaret hacmi, AKP iktidara geldikten sonra yani 2014 yılında 5,8 milyar ABD dolarıyla maksimum değere ulaşmış, 2016 yılındaysa 4 milyar 342 milyon dolar civarında bir ticaret hacmi var. Sizler silah ticaretine, sizler başka ticari meselelere son vermediğiniz, anlaşmalara son vermediğiniz sürece Lübnan'a barış gücü göndermiş olmanızın bir anlamı yok. Bunu bir kere daha ifade etmiş olayım.

Değerli arkadaşlar, bu bölgenin kadim sorunlarından biri olan Kürt sorunundan bahsetmek istiyorum. Sizler, bölgeyi barıştırmaya çalışan, sözüm ona barış için asker göndermeye buralardan kararlar çıkartmaya çalışan bir parti olarak acaba kendi ülkenizdeki Kürtlerle neden barışmıyorsunuz? Türkiye'nin en kadim sorunlarından biri olan ve Orta Doğu siyasetinizin çökmesinde Kürt sorununu çözmemiş olmanızın nasıl bir ayak bağı olduğunu bilen bir yerden sizlere soruyorum.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Bizim Kürtlerle bir problemimiz yok, PKK'yla problemimiz var.

HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Kürtlerle sorunumuz yok.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Sizler kendi evinizdeki yangını söndüremediğiniz sürece başka ülkelere göndereceğiniz itfaiyelerin ne bir gerçekliği ne taşıyacağı suyun yanan ateşi söndüreceğine dair inancımız asla ve asla yoktur.

SALİH CORA (Trabzon) - Bizim Kürtlerle bir problemimiz yok.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Terörle var, terörle var.

SALİH CORA (Trabzon) - PKK'ya "terör örgütü" deyin.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Niye dinleyelim ya? Teröristi niye dinleyelim?

SALİH CORA (Trabzon) - Yazıklar olsun size!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Bugün bu savaşların başlatmış olduğu...

SALİH CORA (Trabzon) - Yazıklar olsun!

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Terörü destekleyen kadını niye dinleyeyim ben?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Terörü destekliyor, müdahale etmeniz lazım Başkan, terörü destekliyor.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Bu savaşların bölgede yaratmış olduğu yıkıma sadece dönüp baktığımızda yıkılan Cizre'yi, Sur'u...

SALİH CORA (Trabzon) - Kim yıktı?

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sen yıktın sen!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - ...yıkılan Lübnan'ı, Beyrut'u, yıkılan Halep'i, Şam'ı, Lazkiye'yi...

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Siz yıktınız. Sur'u siz yıktınız.

SALİH CORA (Trabzon) - O hendekleri kim kazdı? O tuzakları kim kurdu? O bombaları kim attı? Yazık! Yazık!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - ...bunlara karşı en büyük sorumsuzluğu "Bu bölgenin lideriyim." diye ortaya çıkan AKP iktidarının ta kendisidir.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan!

SALİH CORA (Trabzon) - Hadi oradan!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Dönün kendinizi sorgulayın, dönün politikanızı sorgulayın.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sur'u siz yıktınız, yaktınız; Cizre'yi yıkıp yaktınız, Silvan'ı yıkıp yaktınız.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, devam ediyorum. Orta Doğu'ya barış gücü gönderecek olan, göndermek isteyen iktidar kendi Alevisiyle barışsın, kendi kadınıyla barışsın.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Barışıktır, barışıktır.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Kendi halkıyla barışsın.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Barışıktır.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Aha şu oturduğumuz sıralarda kendisi gibi düşünmeyen insanlarla barışmayı öğrensin, daha sonra barıştan bahsetsin, daha sonra kendine barış havariliği rolünü versin.

SALİH CORA (Trabzon) - Ayrılıkçı dil kullanıyorsun.

Sayın Başkan, müsaade etmeyin. Ayrılıkçı bir dil kullanıyor.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Dinleyelim ya, dinleyelim.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Neyini dinleyeceğim, neyini?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Burası Meclis mi, ev mi?

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Başkanım, müdahale edin. Böyle olmaz ki!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir noktaya daha...

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Terörü destekliyor. Neyini dinleyeceğim? Dinlemeyeceğim.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Seni mi dinleyeceğiz?

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Tabii, beni dinleyeceksin!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Kendileri dinlemesin. Ben, dinleyen arkadaşlara ve Türkiye kamuoyuna konuşuyorum ve devam ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Hatımoğulları, siz, Genel Kurala hitap edin lütfen.

EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Tezkereyi konuşsun Sayın Başkan.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Terör propagandası yapıyor. PKK propagandası yapıyor burada.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Filistin'le ilgili bir vurguyu yapmak istiyorum.

Bugün İsrail... Bugün birçok askerî anlaşma içinde olduğumuz, ticari anlaşma içinde olduğumuz ve hatta şu anda Doğu Akdeniz'de ortaya çıkmış olan doğal gaz rezervlerini yeniden paylaşmak için yepyeni bir dengenin bizleri beklediğinin de altını bir parantezle ifade etmek isterim.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Hayal gör... Hayal gör... Hayal bile göremezsin.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Filistin halkına...

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Hayalini bile kuramazsın.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - İslam İşbirliği Teşkilatı yaptığı toplantıda Kudüs'ü Doğu Kudüs, Batı Kudüs diye ayırmaya kalkıştı. Bizler Filistin halkının gerçek dostları ve bu coğrafyada gerçekten barışı isteyenler olarak şunu çok net ifade ediyoruz: Kudüs tek bir parçadır, Kudüs'tür ve Filistin'in başkentidir.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Onun için mi İsrail'le iş birliği yapıyorsun? Bu ne biçim Filistin halkı dostluğudur?

SALİH CORA (Trabzon) - Kuzey Irak'ta İsrail bayraklarıyla dolaşan sizdiniz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Sizler ortaya koyduğunuz yalancı gözyaşlarıyla asla ve asla Filistin halkının yanında olamazsınız.

SALİH CORA (Trabzon) - Kuzey Irak'ta İsrail bayrağı dalgalandıran sizsiniz.

NECİP NASIR (İzmir) - Sizler siyonizmin ve emperyalizmin uşağısınız.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, devam ediyorum. Bugün...

OYA ERONAT (Diyarbakır) - İsrail'in uşağı sizsiniz!

BAŞKAN - Sayın Hatımoğulları, lütfen, biraz bekleyin.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Dürüst konuşsun.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kürsü özgürlüğü Meclisin temel taşıdır. Sayın milletvekili burada görüşünü ifade eder, siz de karşı görüşünüzü ifade edersiniz.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ben de özgürlüğümü kullanıp laf atıyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Kalk da konuş. Grup başkan vekilin var burada.

BAŞKAN - Sürekli olarak sözünü kesmeye yönelik müdahalelerde bulunmanız doğru değil. Buna cevabı kürsüde verirsiniz. Cevabı kürsüde verirsiniz. Bu Meclisin temeli kürsünün kutsallığıdır.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Yanlış konuştuğu sürece ben...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Siz kürsüde değilsiniz.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ne konuşuyorsun?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Kürsüde konuş, kürsüde.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Orası dinleme yeridir, orası konuşma yeridir.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Terörü destekliyor. Bak, buradan da konuşurum, kürsüden de konuşurum!

BAŞKAN - Lütfen, beni dinleyin.

Çıkıp görüşünü burada serbestçe söyleme hakkı milletvekillerinin dokunulmaz, tartışılmaz hakkıdır.

O nedenle, lütfen, sabırla, sükûnetle dinleyelim. Cevabınızı yine kürsüden verirsiniz.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Laf atma hakkım vardır, söylerim; tutanaklara geçirtirim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Hatımoğulları.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün Filistin halkı tanklara karşı taşla sopayla direndi. Bugün Filistin halkı ve özellikle Filistin'in çocukları Filistin intifadasının önemli bir simgesi hâline gelmiş oldu. Bizler bölgede bütünsel olarak bir barış politikasını ortaya koyamazsak oradaki çocuklar hep 7 yaşında kalacaklar, oradaki çocuklar hep tankların, topların altında ezilecek ve şeker yiyemeyecekler. Ve Hanzalalar yüzünü asla ve asla güneşe dönmeyecekler.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'ye çok benziyor bu ortam. Gar katliamının en küçük şehidi Veysel Atılgan'ı hatırlayın, Gezi direnişinin annesinin şu an Cumhurbaşkanı olan kişi tarafından nasıl yuhalatıldığını hatırlayın, Berkin Elvan'ı.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Eren Şahin'i de hatırlayın. Melek İpek'i hatırlayın.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Cizre'de katledilen ve buzdolabında bedeni bekletilmiş olan Cemile'nin...

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Yalan... Yalan...

RECEP ÖZEL (Isparta) - PKK'lı cesetlere bomba düzeneği koyan sizsiniz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Bir an için gözünüzü kapatın ve bir an için sadece ve sadece şu anki ruh hâlinizden vazgeçerek insani empati kurun, insani empati kurun. Yapabilir misiniz? "Evet, yaparım." derseniz işte o zaman gerçek anlamda sizlerin barış politikasına inancımız sonsuz olacak.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sen inansan ne olur, inanmasan ne olur!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Her askerî çatışmanın sonu şüphesiz ki masada bitmek zorundadır.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Rıdvan Süer'i hatırla.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Yol yakınken geri dönün diyoruz ama siz çok geç kaldınız. Olsun, bir laf vardır "Allah gafur ve rahîm." En çok bunu sizin bilmeniz gerekiyor.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Binlerce şehidin kanı elinizde, Allah'tan korkun utanmazlar. Ne hâlâ burada konuşuyorsunuz!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Bunu bildiğinizi ifade ederek. Savaş tezkeresine sizleri "Hayır." demeye çağırıyorum.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Terör propagandası yaptırıyorsun burada.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Siz neden bahsediyorsunuz?

BAŞKAN - Bu kürsü Anayasa'ya göre, İç Tüzük'e göre milletvekilinin.

HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Terör propagandası yapamazsınız.

SALİH CORA (Trabzon) - PKK'nın propagandası yapılacak kürsü değil orası, orası milletin kürsüsüdür.

BAŞKAN - Bekler misiniz lütfen.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Burada hâlâ terör propagandası yapıyor, ayıptır ya. Binlerce şehit var. (MHP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

BAŞKAN - Bu kürsüde milletvekillerinin söz hakkı kutsaldır.

SALİH CORA (Trabzon) - PKK'nın propagandasını yapamaz. Aklı dağda kendisi burada. Aklı dağda kaldı.

BAŞKAN- Eğer sürekli müdahalede bulunursanız ben de İç Tüzük'ün gerekli hükümlerini uygularım.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Uygula.

SALİH CORA (Trabzon) - PKK'nın propagandasını burada yapamaz. Orası milletin kürsüsüdür.

BAŞKAN - Söz hakkı kutsaldır Anayasa'ya göre.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Ben devam edeyim hocam.

BAŞKAN - Konuşmaya devam edin.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar...

SALİH CORA (Trabzon) - Üslubuna dikkat etsin.

BAŞKAN - Siz oturun ve bırakın konuşsun lütfen.

SALİH CORA (Trabzon) - PKK'nın propagandasını yapamaz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar...

BAŞKAN - Arkadaşlar, kürsü dokunulmazlığı var.

SALİH CORA (Trabzon) - Terör dili kullanıyor. Dağda öğrendiklerini gelip burada anlatıyor.

BAŞKAN - Burada söz hakkı kutsaldır. Cevabını kürsüde verirsiniz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Bu kürsüde bizleri dinlemeye tahammül edemeyenlerin Orta Doğu'ya götüreceği zerre bir barış yoktur.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Hadi oradan!

SALİH CORA (Trabzon) - Onun kürsüye çıkmaması lazım.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Ve ben elbette sözlerimin sonuna yaklaşırken Filistinli Mahmud Derviş'in usta kalemlerinden akan şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar... (AK PARTİ ve HDP sıralarından karşılıklı sataşmalar, gürültüler)

Ben grubuma seslenmek istiyorum.

BAŞKAN - Siz devam edin Sayın Hatip, siz Genel Kurula hitap edin.

Buyurun.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sırıtıyor bir de, utanmadan sırıtıyor. Sırıtmaya utanmıyorsun değil mi?

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - "..." (x)

(AK PARTİ ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Sayın Başkan...

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Mahmud Derviş bu sözlerde şunları ifade etmiştir:

"Kılıçlar sizden insan eti bizden./Yangın sizden insan eti bizden./ En ağır silahlar sizden taşlar bizden./ Kanımızda olan payınızı alın ve artık bu ülkeyi terk edin, bırakın gidin." (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Vatan hainleri, bu ülkeyi size böldürmeyeceğiz! Millet düşmanları!

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Başkan...

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - "Tuzumuzdan gidin." demiştir Filistinli şair İsraillilere ve Orta Doğu'daki bütün işgalci güçlere.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Bebeklerin kanı sizin elinizdedir. Daha utanmadan sıkılmadan konuşuyorsunuz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, son olarak şunu söyleyerek bitireyim. Bizler bu tezkereye... (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri, lütfen...

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Binlerce şehidin kanı sizin elinize bulaşmış. Utanmazlar!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, cevabınızı kürsüden verirsiniz.

OLCAY KILAVUZ (Mersin) - Daha hâlâ burada utanmadan Türk milletine saygısızca konuşuyorsunuz. Haysiyetsizler!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - ...savaşa karşı barış siyasetini savunanlar olarak "hayır" diyeceğiz, sizleri de "hayır" demeye davet ediyoruz. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)