GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Adana iline ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:8
Tarih:17.10.2018

AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sizlere, yılda 3 kez ürün alınabilen, adam eksen neredeyse adam bitecek olan bereketli tarım topraklarından, iklimi kadar kendileri de sıcak, kıymetli Adanalı hemşehrilerimin selamını iletiyorum.

Adana sırtını Toroslar'a dayayan, kucağını Akdeniz'e açan, içerisinden Seyhan ve Ceyhan Nehri'nin geçtiği, besleyip büyüttüğü, Antik Kilikya ve Hititler'den Osmanlı'ya dek çok sayıda medeniyetin beşiğidir. Heybetiyle sanata, edebiyata, tarihe ışık tutan, bereketli topraklarında Yaşar Kemallerin, Orhan Kemallerin, Yılmaz Güneylerin ve Abidin Dinoların yetiştiği kadim bir kenttir.

Adana ülkemizin kurtuluş mücadelesine de öncülük etmiştir. Kurtuluş Savaşı'nın ilk emrini Adana'da veren Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 15 Mart 1923 yılında tekrar Adana'yı ziyaretinde "Bende bu vekayiin ilk hissî teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur." diyerek kentimizin kurtuluş mücadelesindeki önemini göstermiştir. Adana'mız ayrıca kebabıyla, şalgamıyla, bici bicisiyle, sıcağıyla, pamuğuyla, narenciyesiyle, karpuzuyla ve çok çeşit tarım ürünüyle anılan bir kenttir.

Saygıdeğer milletvekilleri, Adana ülkemiz genelinde üretilen ürünlerden buğdayın yüzde 5'ini, mısırın yüzde 20'sini, pamuğun yüzde 10'unu, soyanın yüzde 65'ini, ayçiçeğinin yüzde 8'ini, turunçgilin de yüzde 30'unu karşılamaktadır. Bu kadar zengin ve bereketli topraklara sahip olan Adana hızla gerilemiş, işsizlik ve yoksullukla anılır bir kent hâline gelmiştir. Üreticilerimizin bereketli topraklarda, 45-50 derece sarı sıcak altında ürettiği ürünlerin bereketi neredeyse başına bela olur hâle gelmiştir. AKP döneminde sürekli artan maliyetlere karşın, ürününü maliyetinin altında satmak zorunda kalan, pazarlayamayan çiftçilerimiz çok sıkıntılı ve perişan hâlde, üretim yapamaz hâle gelmişlerdir. Çukurova topraklarında çiftçilerimizin bu bereketli topraklar üzerinde durumu buysa İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki çiftçilerin hâlini düşünmek bile istemiyoruz.

Değerli milletvekillerim, Adana'da çiftçilerimiz dertlidir. Buğday ekim dönemiyle birlikte yeni sezona hazırlık süreci başlamıştır. Üreticilerimiz "Yok." denilen ekonomik krizi -yeni sezonuna hazırlanırken- derinden hissetmeye başlamışlardır. Girdi kalemlerindeki 2-3 kat artışla yeni sezonu nasıl geçireceklerini kara kara düşünmektedirler.

Adana denilince akla ilk gelen tekstil ve konfeksiyon sanayinin hammaddesi, "beyaz altın" olarak anılan pamuk ve narenciyedir. Ne yazık ki üretim maliyetleri sürekli artarken hasat döneminin başladığı şu günlerde kilosu 4,5 lira olan kütlü pamuk fiyatları 3 liraya kadar gerilemiş bir durumdadır. Turunçgil üreticilerimiz de aynı sorunla baş başadır. Narenciye hasatının başladığı ilk günlerde limonun fiyatı 1,5 lirayken bu günlerde kilosu 70-80 kuruşa kadar gerilemiş, on yıldan beridir neredeyse aynı fiyatla işlem gören greyfurt, portakal ve mandalina bu seviyede kalmış, hiçbir şekilde artmamıştır. Bu, akıl alabilecek bir durum değildir. Üstelik narenciye üreticilerinin bu yıl Akdeniz meyve sineği zararlısı nedeniyle normalden 5-6 kat daha fazla ilaçlama yaparak üretim maliyetleri katbekat artmıştır. Döviz artıyor, faizler yükseliyor; mazotu, ilacı, gübresi pahalanıyor, iğneden ipliğe her şeye zam geliyor ama ne hikmetse pamuk ve narenciye ve tüm tarım ürünleri fiyatları geriye gidiyor, hatta dalında kalıyor. Şimdi, soruyorum size değerli vekillerim: Bu vicdanlara sığar mı? Üreticilerimize yazık değil mi? Yazıktır, günahtır, ayıptır. Görmeyen gözlerin görmesini, duymayan kulakların duymasını, hâlden anlamayanların insafa gelmesini diliyorum değerli arkadaşlar.

Adana'yı anlatırken ülke tarımımızın da içler acısı olduğunu, ülkemizin ithalatçı bir ülke hâline geldiğini, samanı bile ne yazık ki ithal ettiğimizi söylemek isterim. Buğdayda 5 milyon ton, pamukta 1 milyon ton ithalat yapar duruma gelmiş ülkemiz bugün için net bir şekilde ihracatçı durumundan ithalatçı hâle gelmiştir. Kendi kendine yeten 7 ülkeden artık biri değiliz, ithalatçı bir konumda olan ülkemizde son on altı yılda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Barut.

AYHAN BARUT (Devamla) - ...çiftçi kayıt sistemine göre 2,8 milyon çiftçiden 2,1 milyona düşerek çiftçilerimiz hızla alanlarını terk etmişlerdir.

Değerli vekillerim, sektörün temel taşları olan on binlerce ziraat mühendisi, gıda ve su ürünleri mühendisleri, veteriner, tekniker ve teknisyenler de işsiz bırakılmıştır, AKP döneminde gerekli ilgi ve desteği görmemişlerdir. Tarladan sofraya gıda zincirinin en önemli halkasını oluşturan bu meslek gruplarımızdan derhâl yeterli sayıda mühendis, tekniker ve teknisyenlerin Tarım Bakanlığınca atama yapılmasını istiyoruz ve tüm bu anlattığım sorunların çözüleceği tek adresin de yüce Meclis olduğunu belirtmek istiyorum.