| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 17.10.2018 |
HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu konunun gündeme gelmiş olması gerçekten sevindirici çünkü gerçekten Türkiye'nin sanayileşememesinin, Türkiye'nin gelişememesinin önemli nedenlerinden biriyle de ilişkili. Neden ilişkili? Şundan ilişkili, şimdi, şöyle bir durumla karşı karşıyayız: Dünyanın fındık üretiminin yüzde 70-80'ini Türkiye'de biz üretiyoruz fakat fiyatlarıyla ilgili olarak herhangi bir etkimiz ve katkımız yok. Tıpkı bor madenine benziyor esasında. Bor madeninde de, bildiğiniz gibi, dünyada en büyük, en geniş rezervlere sahip olduğumuz hâlde bor fiyatlarını belirleme şansımız yok. Esasında bu bir soru: Niçin yok? Neden bizim fındık fiyatının belirlenmesiyle ilgili olarak herhangi bir katkımız, herhangi bir etkimiz olmuyor? Tamamen Avrupa'nın büyük şirketlerinin etkilediği borsalarda belirlenen fiyatları kabul ederek biz ihracat fiyatlarımızı belirliyoruz, bu çok temel bir problem. Dolayısıyla da öneriyi bu anlamda yararlı ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olarak görüyoruz.
Şimdi, esasında sorunlar yumağına baktığımızda -benden önce konuşan arkadaşlarımız en azından çok kabaca değindiler, ben de bir başka kısmına değineyim- bir kere, geleneksel destekleme politikalarından vazgeçildikten sonra yerine konulan şey serbest piyasa ekonomisi oldu arkadaşlar. Oysa bu tür sektörlerde serbest piyasa ekonomisi "Hadi biz serbest piyasa ekonomisi yapıyoruz." diyerek devletin tümüyle o alandan çıkmasıyla kendiliğinden gerçekleşmez. Serbest piyasa ekonomisi kendiliğinden olan bir şey değildir zaten. Ama Türkiye 1980 itibarıyla serbest piyasa ekonomisine geçtiğini söyleyen bir ülke oldu fakat serbest piyasa ekonomisinin gereğini de yapan bir ülke olamadı maalesef.
Şimdi, bakın, arkadaşlar, ben özellikle konunun şu yanının önemli olduğunu düşünüyorum: Yine, benden önce konuşan arkadaşlardan biri değindi; fındık ihracatının aşağı yukarı yüzde 50'si yabancı 3 şirketin elinde; yanlış duymadınız, yabancı 3 şirketin elinde; onlar ihracatı yapıyorlar, dolayısıyla da onlar esasında bir tür kartel gibi davranarak iç piyasa fiyatlarını büyük ölçüde belirler bir güce sahipler. Dolayısıyla da "Serbest piyasa ekonomisine geçildi." dedikleri günden itibaren tüketicimiz karşılaştığı fiyat politikalarından veya fiyat düzeylerinden hep olumsuz etkilenmiştir ve o sebeple de fındık üreticilerimiz gerçekten de mağdur durumdadır.
Son bir şey...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayınız Sayın Katırcıoğlu.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bu bağlamda, eğer bu araştırma önergesi kabul edilirse -ki biz önergenin lehindeyiz- özellikle Rekabet Kurulunun, Rekabet Kurumunun bu konudaki etkinliğini sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun da sebebi şudur arkadaşlar: Rekabet Kurumu bir bağımsız kuruluştu bildiğiniz gibi fakat 2010 civarında -yanlış hatırlamıyorsam tarihi- bir biçimde bir bakanlığa bağlandı ve dolayısıyla da siyasetin içinde olduğu bir kurum hâline geldi. O sebeple de bugün benim anladığım kadarıyla, yörede yani fındık üreticileri arasında tekelleşmeyle ilgili sıkıntılarını dile getiren çiftçiler veya satıcılar hep bu konudaki tekelleşmenin önemini vurguluyorlar ki kanaatimce bu piyasanın önemli sorunlarından biri de bu sorundur.
Dolayısıyla da biz bu önerinin lehindeyiz ve hepiniz desteklerseniz de bir araştırma önergesiyle bu konuları tartışırız diye düşünüyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)