GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:8
Tarih:17.10.2018

HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi yine "Kadınlar yoksul değil." ya da "Biz gereğini yaparız." diyerek reddedilecek olan bir önerge üzerine maalesef konuşmaya başlıyorum. Ama kadınlar yoksul, dünyada yoksul, Türkiye'de yoksul ve Dünya Yoksullukla Mücadele Günü'nde konuşuyoruz bugün. Kadınlar dünyanın hatta en yoksulları, sadece yoksul değiller. Dünyanın pek çok yerinde ortak ve yakıcı bir sorun olarak değerlendiriliyor kadın yoksulluğu. Örneğin Türkiye'de kadınlar taşınmaz malların sadece yüzde 8'ine sahipler, sadece 8'ine sahipler arkadaşlar. Bu çarpıcı rakam kadınlara uygulanan şiddet ya da yoksulluk gibi sorunlar tartışılırken çoğunlukla üzeri örtülen bir yapısal nedenden, erkek egemenliğinden kaynaklanıyor.

Bir hükûmetin görevi, eğer yurttaşları arasındaki haksızlığı, eşitsizliği, adaletsizliği sorun olarak görüyorsa en azından bunu dengeleyici politikalar üretmektir. Türkiye'de kadınların yalnızca yüzde 30'u içinde tarım da dâhil olmak üzere gelir elde edebilecekleri bir işte çalışabiliyorsa, yalnızca yüzde 30'u ve pek çok istihdam alanından dışlanıyorsa hükûmetin görevi ayrımcılıkla mücadele ederek kadın istihdamını artırmaktır. Kız çocukları yalnızca belirli mesleklere yönlendiriliyor, iş yaşamında asla hak ettikleri mertebelere erişemiyorlarsa, erkekler hep daha çok kazanılan sektörlerde ve daha üst kademelerde çalışıyorlarsa hükûmet bu ayrımcılığı önlemek için çalışmalıdır.

Çocuk ve yaşlı bakımı aslında tüm toplumun sorumluluğudur arkadaşlar. Çocuklar toplumun bir parçası olarak büyür fakat cinsiyetçi iş bölümü nedeniyle bütün sorumluluk kadınların üzerindeyse hükûmet bu sorumluluğu toplumsallaştıracak önlemler almalıdır. Örneğin kreşte veya anaokulunda gündüz bakımı alan çocukların oranı bugün yalnızca 2,8'dir, yalnızca 2,8 çünkü kreşler çok pahalı çünkü idari olarak belediyelerde veya başka yerlerde ücretsiz kreş olanakları sağlanmıyor.

Değerli milletvekilleri, kadınların büyük bir kısmı bakım sorumluluğu nedeniyle bir işte çalışamıyorlar ya da güvencesiz, düşük ücretli işlerde çalışıyorlar. "Ev, aile yaşamını uyumlulaştırma" dediğiniz politika, kadınların eğitim hakkından mahrum kaldığı, evde bir yandan çocuğuna bakarken diğer yandan da parça başı işler alıp tutkalla terlik yapıştırdığı bir çalışma düzeni olamaz. Kadın yoksulluğu ile kadına yönelik şiddet ise birbirine açık biçimde bağlıdır. Bir ömür ücretsiz ev emekçisi olarak çalışmış, çocuk, yaşlı bakmış, yemek yapmış, ev temizlemiş bir kadın şiddet nedeniyle boşanmak istediğinde çoğunlukla ekonomik güvencesizlik gibi nedenlerle çıkışsız hissediyor yani aslında devlet tarafından, toplum tarafından şiddet gördüğü hanede kalmaya, şiddete katlanmaya mecbur bırakılıyor. Boşanma hâlinde ise varsa çocukların bakım ve geçim yükü de çoğunlukla kadınların omuzlarına yükleniyor ve kadın yoksulluğu daha da ağırlaşıyor. Evet, ifade ettiğimiz gibi kadın yoksulluğu çok önemli bir sorun. Biz bugün kadın yoksulluğunun araştırılması önergesini bir başka vesileyle getirdik çünkü Çalışma, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı birlikte bir çalıştay düzenlediler geçtiğimiz hafta ve yoksulluk nafakasının kısıtlanması yönünde bir düzenlemenin getirilmesi amacıyla düzenlendi bu çalıştay. Sanırsınız ki Türkiye'de kadın-erkek istihdamı ve ücretler eşitlenmiş, bütün bu saydığımız sorunlar yok ve böyle bir çalıştayla "Acaba yoksulluk nafakasını süreye bağlayabilir miyiz?" gibi tartışmalar. Buraya kadın hakları alanında çalışan örgütler tırmalayarak girdiler. Benim de kurucularından olduğum Mor Çatı gerçekten tırmalayarak bu toplantıya ancak katılabildi. Şimdi yine de çalıştay çok önemli bir sonucun ortaya çıkmasını sağladı. Hükûmete yakın kadın derneklerinden feminist kadınlara, farklı siyasi görüşlere ve hayat tarzlarına sahip kadınlar ve alanda çalışan hâkim ve avukatların çoğu nafakada süre sınırını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

...ya tümden reddetti ya da önce kadınların güçlenmesi gerektiğini ancak ondan sonra bu konuyu tartışabileceğimizi ifade etti.

Değerli arkadaşlar, olmayan veriler üzerinden yasa teklifi getiremezsiniz. Bu, ağır sonuçlara, toplumsal sorunlara yol açar çünkü öncelikle şunu araştırmak durumundasınız: Yoksulluk nafakasının bir toplumsal soruna yol açtığını söylemek için kaç kadın yoksulluk nafakası alıyor? Miktarı nedir? Kaç erkek bu nedenle yoksulluk durumuna düşmüş? Bu soruların yanıtlarının olması gerekir. Ama yapılan araştırmalar gösteriyor ki kadınların çoğunluğu yaklaşık aylık 300 lira yoksulluk nafakası alıyor. 300 lira yoksulluk nafakası yoksulluğu kaldırmaz. Bunu süreyle sınırlamaya gerek yoktur çünkü dava yoluyla zaten eğer kadın daha gelirli bir duruma gelmişse nafakayı kaldırabilirsiniz. Ayrıca erkekler de nafaka alabilir, cinsiyet sınırlaması yoktur.

Önergemizin desteklenmesini talep ediyoruz. Kadınlar yoksuldur. Bunu herkesin bildiğini tahmin ediyorum.

Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)