| Konu: | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 17.10.2018 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunu söyleyeyim: Bu madde teklifin belki de en masum maddesi. Şöyle ki: Adıyaman Merkez, Samsat ve Kâhta ilçelerinde 24 Nisan 2018 tarihinde meydana gelen depremden zarar görenlere yardım yapılmasına olanak tanıyan bir düzenleme. Komisyon buna bir de 25 Kasım 2017'de Muğla'da gerçekleşen depremde zarar görenleri ekledi. Ancak sorun şu: Bu düzenlemeler yardım amaçlı ve esas sorunları çözmüyor. Depremin zararlarını telafi etmek için girişimde bulunmak kötü mü? Elbette değil. Peki, bir yandan imar barışıyla ülkenin dört bir yanında yapılmış ne kadar yasa dışı bina, eklenti, konut varsa bunlara af getireceksiniz, bunların deprem güvenliği önemli olmayacak, diğer yandan depremde zarar görenlere yardım edeceksiniz. Biz bunun büyük bir çelişki olduğunu düşünüyoruz.
Bir de şu var: Evet, deprem mağdurlarına yardım edelim. Ancak binaların Deprem Yönetmeliği'ne uygun biçimde yapılması kimin sorumluluğunda? Elbette yetkili idarelerde. Eğer yetkili kurumlar, denetim yetkilerine dayanarak ve Deprem Yönetmeliği'ne uygun şekilde binaların yapımını sağlamış olsalar -Japonya gibi ülkelerde olduğu gibi- ülkemizde yaşanan ve yaşanacak depremlerde bu düzeyde ağır bilançolar olmayacak veya daha az hasar ve can kaybı meydana gelecek. Bu nedenle, deprem gibi doğal felaketler karşısında binaların yapımını denetlemekle yükümlü kurumların hizmet kusurları, hukuk devleti ilkesi gereği hukuksal sorumluluk doğurmaktadır. Nitekim, depremden zarar görenlerin açtıkları davalarda da idarenin hizmet kusuru nedeniyle maddi tazminata hükmedilmektedir.
Bakınız, 1999 depreminin ardından İstanbul'da Afet Acil Eylem Planı çerçevesinde 493 toplanma alanı belirlendi. Şimdi kaç tanesi vardır 493 toplanma alanından? 400, 300, 200, 100? 77 tane. 493 toplanma alanından sadece 77 tanesi kaldı. Bunların dörtte 3'ü ranta açıldı, inşaat yapıldı. TMMOB diyor ki: Bu 493 toplanma alanından geriye yalnız 77 tanesi kaldı, bunların büyük bir bölümü de çocuk parkı. Mahalle aralarında, binaların hemen yanında bu kalan 77 yer. Bunların toplanma alanı olma özelliği yok dolayısıyla ve esasen toplanma alanlarının yüzde 80'i ortadan kaldırılmış durumda. Peki ne oldu bu toplanma alanları? Hepsi AVM, hepsi gökdelen. Dolayısıyla, depremle mücadele yerine deprem sonrası toplanma alanlarını imara açarak depremle mücadele edemeyiz. Peki ne yapmalıyız? Depreme hazırlanmalıyız. Bunun da 3 tane temel yolu var. İlki, mevcut yapı stokunu güçlendireceğiz; ikincisi, yeni yapılan binaların sertifikasına önem vereceğiz; üçüncüsü de sigorta. Şimdi, bir de son olarak, bunların hiçbirisine bakmadan sadece depremlerin zararlarını çözmek, evet, iyi ama esasen sorunları çözmüyor.
Bir de madde metninde şöyle bir ifade var: İşte "Şurası, şurası ve çevresinde." Bunlar muğlak ifadeler. Ekim ve Kasım 2011'de yaşanan Van-Edremit ve Erciş depremlerini anımsıyorsunuz. O zaman da Bakanlar Kurulu kararıyla, burada zarar gören kamu görevlilerine "tazminat" adı altında bir ödeme yapılmıştı. Deprem üssü Edremit olduğu hâlde Edremit'te görev yapan kamu görevlilerine herhangi bir yardım yapılmadı sadece Bakanlar Kurulu kararında "Edremit" adı geçmiyor diye. Ben o zaman bir sendika avukatı olarak dava açtım ve Edremit'te çalışan kamu görevlileri de bu yardımdan yararlanabildiler. Dolayısıyla "Şurası, şurası ve çevresinde." dediğiniz zaman bu muğlak ifadeyle bazı zarar gören yurttaşlarımız bu yardımdan yararlanmayabilir.
Bizim önerimiz de şu Sayın Başkan, sayın milletvekilleri: Biz kalıcı bir çözüm önerdik. Tek tek yer, il, kent, ilçe saymak yerine 1970 yılından sonra gerçekleşen depremlerde zarar gören herkesin bu yardımdan yararlanmasına olanak tanıyacak bir öneri sunduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bunun başka yolu yok, ya bir tarih koyacaksınız ya da herhangi bir tarih veya yer adı belirtmeden bu depremden zarar gören herkese bu yardımı yapacaksınız. Bizim önerimiz, 1970 yılından sonra -bu, farklı bir tarih de olabilir- depremden zarar görenlere bu yardımların yapılmasıdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)