| Konu: | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 17.10.2018 |
HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletvekili olarak seçildikten sonra kendi kendime bir karar almıştım bir konuyla ilgili söz aldığımda sadece o konuyla ilgili konuşacağım diye ama bir sürü gelişme oluyor, herhâlde bu dönem boyunca farklı konulardan da söz edeceğiz.
Madde metinleriyle ilgili değerlendirme yapmadan önce, İçişleri Bakanının bir açıklamasını okuduk biraz önce. Bunun üzerine bir şey söylemek gerekiyor. İçişleri Bakanı çünkü nefret söylemini sürdürüyor, nefret yayıyor, kesintisiz tehdit ediyor. Bu dili İçişleri Bakanı derhâl terk etmelidir. Bu ülke bir müstemleke değil, kendisi de sömürge valisi değil. Bu ülke bir çiftlik değil, kendisi de bu çiftliğin sahibi değil. Bu ülke -Anayasa'da da ifade edildiği gibi- demokratik bir hukuk devleti. Kendisi, HDP'ye saldırıyla kendini var etmek istiyor olabilir ama biz bunu kabul etmiyoruz. Bakın ne demiş bugün: "Birtakım belediyelerin HDP'ye geçeceği söyleniyor. Diyelim ki geçti, ne dediklerini biliyor musunuz? Söyledikleri şu: '31 Marttan sonra belediyeler bizde. Çalışmak istiyorsanız ailenizden bir kişiyi dağa gönderin.' Seyredelim mi? Seyredeyim mi?" Açıkça tehdit ediyor. HDP'nin yöneticileri belli, HDP'nin yetkili kurulları da belli, merkez yönetim kurulu da belli, parti adına söz söyleyecekler de belli, genel başkanları da belli, sözcüleri de belli, parti meclisi de belli. HDP adına hiç kimse, hiçbir yerde "Çocuklarınızı dağa göndereceksiniz." diye bir açıklama yaptı mı? Kim söylemiş "Ailenizden bir kişiyi dağa gönderin." diye? Sen İçişleri Bakanısın, hiç işleri bakanıysan ayrı ama İçişleri Bakanıysan yapanı tespit edeceksin, götürüp yargıya teslim edeceksin -görevin bu- o da karar verecek. Var mı ötesi? Yok. Yok, ille de belediyelere el koyacak.
Belediye seçimlerini kaybedeceğini şimdiden söylüyor, o ayrı, tartışma konusu o değil. Ama şimdiden hukuksuz yollara kapı aralayacak söylemler kullanılıyor, bu kabul edilemez. Emin olun ne partimiz ne de seçmenlerimiz bu tehdide pabuç bırakmayacak. Biz buna karşı hem hukuksal mücadelemizi hem de yasal, meşru siyaset hakkımızı kullanacağız.
Sayın Başkan, ikinci bölümle ilgili değişiklikler kısmına gelince, bu değişikliklerin bir kısmını olumlu bulduğumuzu ve desteklediğimizi söylemek isterim, örneğin teklifin 23'üncü maddesi. Bu maddeyle yayaların geçiş sırasında araçların hız ve uzaklığını göz önünde bulundurma yükümlülüğü kaldırılıyor. 25'inci maddeyle de yaya geçitlerinde yayalara mutlak üstünlük getiriliyor. Bu oldukça olumlu bir şey, biz bunun yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Mümkünse kent merkezlerinin tamamında, yaya geçitlerinin tamamında bu üstünlük kabul edilmelidir, sadece belli yerlerde değil, kent merkezlerinin olduğu her yerde yayaların her zaman geçiş üstünlüğü olmalıdır, belki bu açıdan genişletilebilir. Yine teklifin 34'üncü maddesinde getirilen öneriyle, boya incelticisi, tinerin yanında çakmak gazı gibi bazı uçucuların da çocuklara satışı engelleniyor. Biz bunu da sonuna kadar destekliyoruz. Başka da desteklediğimiz maddeler var.
Fakat teklifin birkaç maddesiyle ilgili rezervlerimiz var, birisi 28'inci maddesi. Terörle Mücadele Yasası'nın 19'uncu maddesi değiştiriliyor. İçişleri Bakanlığınca suçun ortaya çıkarılmasına, delillerin ele geçirilmesine veya suç faillerinin yakalanabilmesine yardımcı olanlara para ödülü verileceği kurala bağlanıyor. Dün de söyledik, bugün de söylüyoruz; bu gizli tanıklar, yalancı şahitler çok tehlikeli uygulamalar, mümkünse bunun yaygınlaştırılmaması gerekir. Ben bir örnek vereyim. Kemal Sunal'ın bir filmiydi sanırım. Macit Flordun rahmetli, bilenler bilir, iyi sarhoş taklidi yapardı. Bir filmde aynen şöyle söylüyordu, işte bir yalancı şahit arıyorlar: "Bana bir şişe şarap verin, 'Babamın boynuzları var.' diye yemin içerim." diyordu. Gerçekten bu gizli tanık meselesi, yalancı şahit meselesi bir dizi soruna yol açabilir.
Süremi beş dakika diye kullanacaktım, uzatmayacağım. Birkaç konu daha var, sadece başlıklarını söyleyeyim.
Bu güvenlik soruşturması ve arşiv soruşturması meselesiyle ilgili söylenecek çok söz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bitireceğim Başkan, bir dakikayı da kullanmayacağım.
Ona ilişkin bir değişiklik önergesi geleceğini duyduk. Umarım sadece yargı kararları göz önünde bulundurularak bu güvenlik araştırması ve arşiv soruşturması işlemleri yürütülecek çünkü çok istisnai görevler dışında bu kadar çok güvenlik araştırması ve arşiv soruşturmasının yapılmaması gerekir. Sınırsız inceleme -her kurumu- yapma yetkisi de tehlikeli.
En son anlamadığım bir şey var, şu dış temsilciliklere başvurup yabancı kimlik alma meselesi. Bu neye hizmet ediyor, hiç anlaşılır bir şey değil. Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir vatandaş Türkiye Konsolosluğuna, Büyükelçiliğine başvurup yabancı kimlik alabilecek, bunu anlayana aşk olsun.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)