GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:8
Tarih:17.10.2018

KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tabii, yüce Meclis, Adalet ve Kalkınma Partisiyle sık sık övündüğü, "milat" dedikleri 3 Kasım 2002'den bu yana yasa yapma tekniğini de geleneğini de var olan saygınlığını da yitirdi. Tabii, hep torba yasalar, içerisine ne koyarsanız koyun... Sayısal çoğunluğa dayalı bu yasaları yüce Meclisten geçirme alışkanlığı hâlâ devam ediyor ama bir şeyi hatırlatmak isterim. 1'inci parti olabilirsiniz ama yüce Mecliste çoğunlukta değilsiniz. Şu sıralarda oturan tüm siyasi partileri önemseyip, dinleyip ortak bir anlayışı birlikte yakalamamız lazım. İşte, bugün bunların birine bir başlangıç olsun. Teklifteki bazı doğru önerileri anlayalım ve bu gelenek olsun.

Geriye doğru bakıyoruz, eskiden Türkiye Büyük Millet Meclisinin lojmanları vardı arkadaşlar. İl başkanlığı yaptık, birçoğumuz örgütlerden geldik. Buralarda haddini aşan, yüce Meclise yakışmayan bir davranış, böyle birbirimizi kırıp incitecek bir olay olduğunda, işte orada, lojmanlarda yan yana komşuluk yapan insanların girerken çıkarken birbirine rastlaması, o otokontrol dediğimiz, eşlerimiz, çocuklarımız ya da onu okula bırakmak, öbürüyle görüşmek, akşam o lojmanlardaki sosyal tesiste birlikte çay içmek; olması gereken, korunması gereken birçok etik değeri ve kültürü yüce Mecliste verimli hâle dönüştürebiliyordu.

Tabii, ülkede kriz var ama ben Sayın Meclis Başkanımızın yerinde olayım, 1+1, 2+1, 3+1 gibi, herkesin eş, çoluk çocuk durumuna göre, bu lojman kültürünü yeniden yüce Mecliste ihdas ederim. Ederim ki insanlar birbirini bir paket servis gibi değil de Cenab-ı Hakk'ın verdiği aklı kullanıp ortak akılla birbirine yaklaşsın, herkesin niyetinin ve muradının bu ülkeye hizmet olduğunu daha iyi anlasın.

Şimdi burada yasayı çıkarıyoruz. Bakın, yasa çıkarken, Komisyondan geçen hâliyle hemen bir bölümünü okuyacağım arkadaşlar; ruhsatlarla ilgili: "İlgili belediye tarafından tahdit veya tahsis kapsamına alınmış ve bu kapsamda verilmiş çalışma izninin/ruhsatının süresi bittiği halde, belediye sınırları dahilinde yolcu taşıyan kişiye 1.002 Türk Lirası idari para cezası uygulanır ve eksikliği giderilinceye kadar araç trafikten men edilir."

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu, küçük illerdeki belediyelerde sorun değil, herkes birbirini çok yakinen tanıyor; evrakta yığıntı da olmuyor, sayı da çok değil, toparlanabiliyor ama bir metropol kentlerini, bir büyükşehir belediyelerini düşündüğümüzde verdiğiniz bir evrakın cevabının ya da bir evrakın düzenlenip bir ruhsatın, iznin yeniden size verilmesinin süre alacağını hepimiz biliyoruz. Öyleyse ne yapacağız? Gelin, biz vatandaşın işini kolaylaştırmak için, belediyede çalışan memura da bir yaptırım koyalım. Ne olsun? On beş günde bu vatandaşın ruhsatını vermek zorunda kalsın ya da geçici kimlik belgesi gibi başvurduğu gün, evraklarını eksiksiz teslim ediyor ise "İşte buyurun, sizin ruhsatınız çıkana kadar geçici belgeniz bu." desin.

Bir gelenek daha yok ediliyor arkadaşlar. Böyle yasalar görüşülürken komisyonlarda, ilgili sivil toplum örgütünün ya da meslek odasının o komisyona davet edilip dinlenmesi lazım. Bu da olmadı ve şu anda verdiğimiz önergedeki bu konuyu, ben Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonundan aldığım bir bilgi üzerine yüce Meclise getirme durumunda kaldım. Ama arkadaşlar, 200 binin üzerinde aracı düşündüğünüzde, bu söylediğimiz rakamları, bu bedelleri ödemek insanlara zor geliyor. Bu ülkede, kurulduğundan bu yana, vergi ödeme kültürü vardı arkadaşlar, AK PARTİ iktidarı döneminde yok ettiniz bu aflarla, yapılandırmalarla. Bu devlet en büyük kazancını düzenli ödenen vergilerden ve vergi mükelleflerinden alıyor ama yapılandırma, borçlandırma...

Bir örnek vereyim: Son düzenlemelerle ilgili, benim köyümde sadece, Tokat merkeze bağlı Kemalpaşa'da, muhtarın mesajını gördüm; "Komşular, bir ayın içerisinde muhtarlıkta 20 bin Türk lirası ceza bedeli oldu." diyor arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin Sayın Durmaz

KADİM DURMAZ (Devamla) - Ne olacak dedim, muhtara sordum. "Tabii ki ödemeyeceğiz ağabey, af gelecek." dedi. Çünkü insanlar buna alıştırıldı. Amaçlanan da olmuyor. İşte, Komisyonda konuştuk, benzeri konuyu söylediğimizde bir grup milletvekili arkadaşımız "Bu bir eğitimin parçası, cezası olsun."

Arkadaşlar, siz bu ülkede "4+4+4" diye bir dayatma eğitim getirdiniz. Dünyada matematikte, fizikte, her türlü rekabet edeceğimiz alanlarda köklü eğitim... İlk 4'ten sonra bu ülkede 1 milyon 800 bine yakın çocuk zorunlu olmadığı için okula devam etmiyor ve Türkiye'nin yaş ortalaması da 29 olunca on altı yılda eğitimde de bu ülkeyi getirdiğiniz nokta belli. Yolu ortak akıl. Sivil toplum örgütlerini artık önemseyelim. Artık ekonomik açıdan geldiğimiz nokta belli; bu cezaları da bu yurttaşların, o dolmuşçu esnafının, minibüsçünün, servisçinin ödeyebilme şansı da yok. Bu anlamda desteğinizi bekliyoruz, ortak akıl işlesin istiyoruz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)