GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:07.11.2018

FELEKNAS UCA (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biliyorsunuz, 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Kadına şiddeti, bir Türkiye gerçeğini konuşuyoruz. İçişleri Bakanlığı, bir soru önergesine verdiği cevapta kadına yönelik şiddete ilişkin verileri ilk kez paylaştı. Bu verilere göre, geride bıraktığımız bir buçuk yılda şiddete maruz kalan 393 kadın öldürüldü. Buna göre, Türkiye'de her gün yaklaşık 400 kadın şiddete maruz kalıyor ve her üç günde 2 kadın cinayeti işleniyor.

Değerli milletvekilleri, bu rakamlar Türkiye'de kadınlara karşı şiddetin ne kadar korkunç boyutta olduğunu gösteriyor. Ancak hatırlatmak isterim ki bu rakamlar kayıt altına alınan rakamlar. Bugün Türkiye'de erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete ve mobbing gibi çok yönlü şiddete maruz kalan kadınlar bu hakikati saklamak durumunda kalıyor. Asıl rakamlar çok daha vahimdir. Her sınıftan, her kültürden, her dinden kadın, Türkiye'de yaygın olarak şiddete maruz kalıyor.

Peki, kadınlar neden hâlâ şiddet görüyor? Kadın cinayetleri neden hâlâ durdurulamıyor? Çünkü devlet, bu konudaki sorumluluğunu yerine getiremiyor. Türkiye'de şiddet bu kadar yaygınsa bu, yetkililerin görevlerini yapmamasından kaynaklanıyor. Kadınlar, devlet kurumlarının, polisin ve yargının erkek yanlısı olduğunu çok iyi biliyor. Bunca kadın erkekler tarafından öldürülürken Türkiye'de hâlâ şiddet uygulayan erkekler iyi hâl ve tahrik indiriminden yararlanıyor. Devlet erkekleri koruduğu için erkekler kadınları bu kadar kolay öldürüyor.

İktidar, aileyi korumak pahasına kadına yapılan şiddeti görmezden geliyor. Bakın, bugün iktidar skandal söylemlerle kadınların nafaka hakkını bile elinden almak istiyor.

Değerli milletvekilleri, iktidarın kadın düşmanı politikaları kadınları her yerde şiddetin hedefi hâline getiriyor. OHAL'le beraber Türkiye'de kadınlar büyük oranda şiddetin hedefi hâline geldi. Kadınlar KHK'yle ihraç edildi, hakları gasbedildi, işten çıkarıldı ve çok sayıda kadın kurumu kapatıldı. Onlarca kadın gazeteci bugün cezaevinde. Ayıp bunlarla sınırlı değil. Hamile ve çocuklu kadınlar, yeni doğmuş bebeklerinden koparılan kadınlar da cezaevinde.

İktidar kadın mücadelesinden, kadınların güçlenmesinden o kadar korkuyor ki kadın mücadelesinin parçası olan herkesi cezalandırıyor. Bu nedenle kadınlar evde, sokakta, iş yerinde, cezaevlerinde ve hatta Mecliste bile ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyor.

Leyla Güven'in bugün burada olması gerekirdi ancak bu Meclisin bir üyesi olan Leyla Güven, kelepçeyle duruşmaya katılmayı kabul etmediği için bugün duruşmaya katılamadı.

Yine, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel şahsında binlerce kadın yoldaşımız bugün cezaevinde. Kürt kadın hareketinin mücadele hafızasını temsil eden bu kadınlar zorla alıkonuldu.

Seksen yaşındaki Sise Bingöl'ü hâlâ tahliye etmeyen iktidar ve yargı utanç duymalı, Sise Bingöl'ü derhal serbest bırakmalıdır.

Kürt kadın hareketi üyeleri bugün iktidarın ciddi bir baskı ve şiddeti altındadır. Niye sürekli DBP'li HDP'li, DTK'li ve TJA'lı kadınlara devlet baskı uyguluyor, gözaltına alıyor, tutukluyor? Cevap çok açık: Çünkü bizim mücadelemiz kadın haklarının güvencesidir, bu kadın düşmanı siyasetin panzehridir.

Değerli arkadaşlar, AKP ne yaptı? AKP kayyumları ilk olarak kadın düşmanı ve cinsiyetçi politikaları uyguladı. Kadın çalışanları işten çıkardı ve ihraç etti. Kadın kurumlarının kapısına kilit vurdu. Kadın birimlerin yönetimine erkek memur atandı. Kayyum atanan bütün kentlerde, şiddete uğrayan kadınların başvurduğu merkezleri kapattı.

Diyarbakır'da 10, vekili olduğum Batman'da da 2 kadın kurumunu kapattı. İktidar bu kurumların kapısına kilit vurdu ama şunu bilsin ki kadın mücadelesini durduramadı.

Ve siz sevgili kadınlar, şundan emin olun ki, kadınların bu mücadelesi, önümüzdeki seçimlerde gasbedilen belediyeleri özgürleştirecek ve kayyumları geldikleri yere geri gönderecektir.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin on altı yıldır uyguladığı kadın düşmanı, cinsiyetçi ve ayrımcı politikaları kadınlara ölüm, yoksulluk, baskı ve şiddet olarak geri döndü. Ancak AKP'nin sindirmeye dönük tüm kadın düşmanı, baskıcı politikalarına rağmen HDP'li kadınlar mücadele etmeye devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FELEKNAS UCA (Devamla) - Başkanım...

BAŞKAN - Devam edin, buyurun.

FELEKNAS UCA (Devamla) - Sevgili kadınlar, buradan size bir kez daha söz veriyorum. Türkiye'de kadınlar özgürleşene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Türkiye'de sokak ortasında öldürülen kadınların yaşam savunucusu olmaya devam edeceğiz.

Son olarak, bugün Şengal'de DAİŞ çetelerine karşı bütün dünya kadınlarının özgürlüğü için mücadele eden Ezidi kadınları buradan selamlıyorum. "..."(x) Kadın, yaşam, özgürlük. (HDP sıralarından alkışlar)

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Uca.