GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 12 Kasım Düzce depreminin 19'uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bu konuşmayı 12 Kasımda yapmak isterdik ama Meclisin çalışma sistemi yüzünden mecburen 14 Kasıma erteledik.

Değerli milletvekilleri, bugün takvimler 14 Kasımı gösterirken on dokuz yıl önceki, 12 Kasım 1999 Düzce depreminin acı hatıraları yüreğimizde ilk günkü gibi durmaktadır. 17 Ağustos Marmara depreminden 87 gün sonra yaşadığımız Düzce depremi şehrimizde ağır kayıp ve yıkımlara neden olmuştur. Düzce depreminde 710 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 17 Ağustos depremiyle beraber hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 980, yaralılarımızın sayısı 3.836 olmuştur. Düzce'de yaşadığımız deprem neticesinde 6.444 bina, 16.660 konut, 3.837 iş yeri yıkılmış veya ağır hasar almıştır. Bu veriler ışığında Düzce ilimizdeki yıkımın vahameti gözler önüne serilmektedir. 17 Ağustos depremiyle ağır hasar alan ilimiz, 12 Kasım depremiyle âdeta yerle bir olmuş, yıkımın boyutu yüzde 60-70'lere ulaşmıştır.

Depremle yıkılan şehrimizin bir an önce toparlanabilmesi adına, partimizin de içinde bulunduğu 57'nci Hükûmet derhâl Bolu iline bağlı Düzce'yi il statüsüne kavuşturarak depremin yaralarının bir an önce sarılması için ilk adımı atmıştır. Bu arada Düzce'de derhâl bir kriz merkezi yönetimi oluşturularak 17 Ağustosta yaşanan tecrübelerin ışığında vatandaşlarımıza gereken yardım ve müdahaleler başlamıştır.

Değerli milletvekilleri, geçen gün, Varto depreminin yıl dönümünde bir milletvekili arkadaşımız "17 Ağustos ve 12 Kasımda devlet yoktu." sözleriyle maalesef, sorumsuzca ithamlarda bulunmuştur. Oysa "yok" dedikleri devlet tüm kurumlarıyla derhâl müdahalede bulunmuş, bir iki günde 26.665 çadır kurulmuştur. Akabinde, vatandaşlarımıza geçici iskân sağlamak için 5.707 adet prefabrik konut bir iki ay gibi kısa bir sürede tamamlanmış ve yaklaşık 24 bin depremzede vatandaşımız bu prefabrik konutlara yerleştirilmiştir. Ayrıca, devletimiz derhâl hak sahiplerinin tespitini yaparak depremzedelerimizi kalıcı konut sahibi yapmak için projeler üretip inşa sürecini başlatmış, sadece iki yıl gibi kısa bir sürede 8 bin civarında konutu Düzceli depremzedelerimize teslim etmiştir. Devletimiz kalıcı konutlar yapılana kadar depremzede 8.927 kişiye yaklaşık -eski parayla söylüyorum- 13 trilyon 100 milyar TL kira yardımı başta olmak üzere, 30.496 katalitik ve elektrikli ısıtıcı dağıtmış, her ay 4 adet tüp desteği sağlamıştır. Bu yardımların yanı sıra, yatak, battaniye, sıcak yemek, giysi gibi birçok yardım, depremzede vatandaşlarımıza yapılmıştır. Bu yapılan konut ve adını sayamadığımız yardımlar, devletimizin her zaman vatandaşının yanında olduğunun, bundan sonra da olacağının açık bir göstergesidir.

Değerli milletvekilleri, İbni Haldun'un dediği gibi "Coğrafya kaderdir." sözü yadsınamaz bir gerçektir. Bu gerçekler ışığında, bulunduğumuz coğrafyanın gerçeği de ülkemizin deprem kuşağında olduğudur. Burada devletimizin üzerine düşen, vatandaşımızın deprem konusunda bilinçlenmesini sağlamak başta olmak üzere, 2009 tarihinde oluşturulan AFAD'ın daha da güçlenmesini sağlamak, imar planlamasını ve kanunlarını deprem ve diğer doğal afetler gözeterek yapmaktır; Allah göstermesin, herhangi bir afetle karşılaşıldığı zaman, daha önceden hazırlanan kriz planlarını derhâl uygulamaya koymak ve krizin düzgün yönetilmesini sağlamaktır.

Değerli milletvekilleri, günümüz penceresinden Düzce'ye bakacak olursak, depremin üzerinden on dokuz yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen, yerel yönetimler, maalesef, depremin izlerini Düzce'den silmeyi başaramamıştır. Depremden kalan orta hasarlı, onarılmayan bazı binalar şehrin içinde metruk bir şekilde durmaktadır. Bazı kamu binaları maalesef, madde bağımlılarının meskeni hâline gelmiş ve çürümeye terk edilmiştir. Oysa Düzce'de kirada oturan birçok kamu kurumu bulunmaktadır. Bu binalar ekonomiye kazandırılıp kamunun kâr etmesi sağlanabilir.

Geçen gün Düzce Milletvekilimiz Sayın Ayşe Keşir'in anlattığı gibi Düzce gerçekten tarihi, doğal güzellikleri, coğrafi yapısı ve iki ana kente olan mesafesiyle âdeta saklı bir cennet gibidir. Hatta o kadar saklıdır ki maalesef, Düzce yeterince tanıtılmamıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın, bir dakika daha süre veriyorum.

Buyurun.

ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Düzce Konuralp Müzesinin tanıtımı ve düzenlemesi yapılamamış, yaylaları turizme kazandırılamamış, işletmesini belediyelerin üstlendiği şelaleler düzgün işletilememiş; Karadeniz'in ilk sayfiye yerlerinden olan Akçakoca gittikçe turizmde kan kaybetmiştir ve Düzce hak ettiği değere ulaşamamıştır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. İyi yasama yılları diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Yılmaz.