GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

İlgili kanun teklifinin 11'inci maddesine ilişkin grubum adına söz almış bulunmaktayım. Tasarının 11'inci maddesinin aslında bu ülkenin bir özeti hâline gelen yok sayma politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıktığını söylemek istiyorum. Mevcut değişiklik OHAL sürecinin bir devamıdır. Tasarının bu maddesinde mesleki etik ve kamu yararından hiçbir şekilde bahsedilmediğini hatırlatmak isterim. 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu'nun 1'inci maddesinde diyor ki: "Tabip Odasının asli görevi hekimlerin ve hastaların haklarını korumaktır." Peki, geçirilmek istenen yasa teklifi neyi vadediyor? Hekimlerin başka bir kurumda çalışmasının denetiminin tabip odalarından alınmasını. Eğer 6023 sayılı Yasa'nın 1'inci maddesinde yer alan "Meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuştur." ifadesi yasada yer alıyorsa bir tabibin başka bir sağlık kuruluşunda çalışmasına karar vermesi gereken merci Türk Tabipleri Birliği değil de neresidir? Diğer maddelerde de olduğu gibi bu maddede de haklı bir gerekçe, halk sağlığına hizmet edecek bir sebep sunulamamaktadır. Türk Tabipleri Birliği herhangi bir hak ihlaline ya da halk sağlığını tehlikeye atacak bir karara bir imza atmış mıdır? Ya da herhangi bir tabip bu işleyişten kaynaklı bir mağduriyet yaşamış mıdır? Hayır. Öyleyse, bu kararın gerekçesi nedir? Yasaların yapılış nedeni halkın ihtiyaçlarını gidermek ve kamusal düzende işleyişi sağlamaktır. Tıp etiğinden bir an bile sapmayan, asıl işi halka nitelikli sağlık hizmeti götürmek olan bu kurumun bu kararla yetkilerinin kısıtlanmasının hiçbir mesleki ve hukuki gerekçesi yoktur. Şunu tekrar belirtmekte ve hatırlatmakta fayda görüyorum: Meslek haklarını ve hasta haklarını hekimlerden daha iyi kimse bilemez ve koruyamaz.

Özel bir sağlık kuruluşunda çalışan bir doktor eğer zincir bir işveren kurumunda çalışıyorsa ve işverenin talebi doğrultusunda başka hastanelerde çalışması da istenirse bunun önüne kim, nasıl geçecek? Özellikle özel hastanelerin bir ticarethane gibi işlediği ülkemizde daha az hekimle daha fazla hasta tedavi ettirmeye çalışmanın önü açılıyor. Bu şekilde, sağlık piyasalaştırılıyor. Türk Tabipleri Birliğinin bu noktadaki görevi işveren ve hekim arasındaki hukuku mesleki etik ve kamu yararı çerçevesinde düzenlemektir fakat teklifi sunan Komisyon üyeleri tarafından yapılan açıklamaların hiçbiri halk sağlığı ve kamu yararı baz alınarak yapılan açıklamalar değildir çünkü teklifin asıl hedefi özel sağlık kuruluşlarının kârını artırmak, sağlığı piyasalaştırmak ve Türk Tabipleri Birliğini etkisiz kılmaktır, seçim yoluyla alınamamış Türk Tabipleri Birliğinin bu şekilde üye sayısını azaltarak içine boşaltmaktır.

Bu sürece yeni başlanmadı, biliyoruz. 2016 yılında, OHAL'le beraber sayısız basın-yayın kuruluşu kapatıldı, demokratik seçimle kazanılan belediyelere kayyum atandı, sivil toplum örgütlerinden kamu kurumlarına kadar binlerce kurum kapatıldı. Bu teklif, bir anlamda, bu uygulamaların devamıdır ve yapılacak yeni düzenlemelerin de habercisidir.

Türk Tabipleri Birliğine yönelik yaptırımlar 24 Ocak 2018 tarihinde gözle görülür bir şekilde uygulanmaya başlandı. 24 Ocak 2018 tarihinde, Türk Tabipleri Birliği Afrin'le ilgili "Savaş bir halk sağlığı sorunudur, bu suça ortak olmayacağız." şeklinde savaş karşıtı bir açıklama yayımladı ve yayımlanır yayımlanmaz hedef gösterilen Merkez Konsey yöneticileri gözaltına alındı ve örgüt propagandasıyla suçlandı. Dünya Tabipler Birliği de "Türk Tabipleri Birliğinin insan haklarını ve barışı destekleme görevi vardır." şeklinde Türk Tabipleri Birliğini destekleyen açıklamalarda bulundu. Normal şartlarda yayınladıkları bu açıklamalar insan hakları açısından birçok yerde takdir edilecek söylemlerken bu süreçten sonra Türk Tabipleri Birliği gözaltılarla baskılara maruz kaldı. Bir hekim birliği olarak desteklenip nitelikli halk sağlığı için devlet kurumlarıyla iş birliği yapabilmesi gerekirken iktidar tarafından düşman ilan edildi. Türk Tabipleri Birliğine yönelik bu düşman hukuku uygulamaları şimdi de bu yasayla devam ettirilmek istenmektedir. Biz bu politikaları sendikaya üye oldukları gerekçesiyle iş hakları gasbedilen Flormar işçisi kadınlarından biliyoruz, işçi mezarlığına dönüşen üçüncü havalimanında haklarını aradıkları için tutuklanan işçilerden biliyoruz. Amacınız hak arama kültürünü öldürmek ve yok saymak. Teklifin bu maddesinin emek karşıtı politikalarınızın bir devamı olduğunu açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Bu kurumun zedelenmesi, hekimlerin bu kurumdan uzak tutulmaya çalışılması ne ahlaki ne etik ne de kamu yararınadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Güzel.

SEMRA GÜZEL (Devamla) - Son olarak, unutmamak gerekiyor ki, meslek etiğini hepimizden daha çok düşünen bu kuruma yönelik yapılan bu değişiklik buradan geçse dahi bu hukuksuzluklarla sonuna kadar mücadele edeceğimizi belirtmek istiyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Güzel.