GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz." Dün Meclis önünde 2 genç hekim bunu söylüyordu.

Evet, bir ülkede Sağlık Bakanlığı ne işe yarar? Bugün bu basit sorunun yanıtını hatırlayamayacak hâle geldik. Ama gerçekten hakkını teslim etmek lazım, on altı yılda Sağlık Bakanlığı çok önemli bir misyonu yerine getirdi. AKP'nin kalkınma adı altında tüm kamu hizmetlerini özelleştirme programının başat uygulayıcılarından biri oldu Sağlık Bakanlığı. Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla, son olarak da şehir hastaneleriyle sağlığı ticarileştirdi, bir hak olmaktan çıkardı ve şirketlerin kâr elde edebileceği bir sektöre, rant alanına dönüştürdü. Sağlıkta Dönüşüm Programı marifetiyle AKP yurttaşların sağlık hakkını metalaştırırken sağlık çalışanlarını da güvencesiz bir çalışma ortamına mahkûm etti. Aslında sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını vermek ve sağlık giderlerinin bir kısmını karşılamak için kullanılması gereken döner sermaye bütçesi bugün "kamu özel ortaklığı" adı altında şirketleri zenginleştirmeye yarayan bir gölge bütçeye dönüştü. Kamu özel ortaklığı kapsamındaki giderler ile personel payları arasında bir denge gözetilmediği gibi müteahhitleri zenginleştirmek pahasına kamunun sırtına korkunç borçlar yüklendi. Tabii, buradaki "kamu" lafı da aslında psikolojik bir eşiği ifade ediyor. Ortada kamu falan yok, ortada sadece ticaret var, para var.

Şimdi de teklifin 13'üncü maddesiyle döner sermaye harcamalarının takibinin Maliye Bakanlığı yetkililerinden alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmesi öngörülüyor. Peki, Sayıştay raporlarıyla muhasebe kayıtlarını yanlış tuttuğu, yasaya aykırı harcama yaptığı belgelenen Sağlık Bakanlığı, döner sermaye harcamalarında denetim ve açıklığı nasıl sağlayacak? Bu düzenleme önerisiyle gerçekten denge ve denetim mi amaçlanıyor yoksa bu düzenleme "Başkanlık sistemi" adı altında süregiden rejim değişikliği için istediğiniz rutin bir uyumlulaştırma maddesinden mi ibaret?

Denge denetim, basitçe farklı organların birbirinin gözü olduğu, birbirini gözeterek hesap verdiği, bunu gerçekleştirdiği bir uyum demektir. Peki, siz bundan niye korkuyorsunuz? Yıllardır denetleme yetkisi olan tüm kurumlara savaş açtınız. Bu Meclise, sivil toplum örgütlerine, meslek örgütlerine âdeta savaş açtınız ve denetleme yetkisi olan herkesi görevden aldınız. En son örneğini de Sayıştay Başkan Yardımcısını, işte bütün bunları ortaya döken birisini görevden aldığınızda gördük.

Aslında iktidarınızı sürdürmek için inşa ettiğiniz denetimsizlik ve cezasızlık rejimini güçlendirmek istediğinizi hepimiz biliyoruz. Güvenlik soruşturması uygulamasını olgunlaştırarak tüm yurttaşları zan altında bırakıyorsunuz. Evet, herkes sizin için potansiyel suçlu.

Değerli arkadaşlar, yaşadığımız yüzyılı diğer yüzyıllardan ayıran bir şey var. Bugün yirmi yaşında olan bir genç önceki kuşakların duymadığı kadar "güvenlik" sözünü duymuş olmalı. Her ülkede popülist, aşırı sağ, alternatif sağ adına ne derseniz deyin sağ siyasetçiler bir diğerini düşman gösteriyor ve dışarıda düşmanı bulamazsa içeride bir düşman yaratıyor. Her gün -ne demekse- kendi iyiliğimiz için daha da büyüyen bir güvenlik çemberine hapsoluyoruz. Arkadaşlar, bu Meclise girerken her gün artan bariyerleri görüyor musunuz, farkında mısınız bunların bilmiyorum. Her gün önümüze yeni bir bariyer çıkıyor Meclise girerken, tam bir güvenlik paranoyası içerisindeyiz, işte vatandaşları da aynı şekilde buna hapsediyoruz.

Evet, hazır Hükûmet bu sıralar ABD'yi çokça eleştiriyorken Türkiye'den değil ABD'den bir örnek vererek bitirmek istiyorum. 11 Eylülün hemen ardından bir yasa tasarısı hazırlandı, yüzlerce sayfalık bir yasaydı bu. İnsanların süresiz gözaltında tutulmasına izin vermek, kütüphane ve kitapçı kayıtlarının gözetimi yoluyla insanların okuma alışkanlıklarının izlenmesi için istihbarat toplanmasına izin vermek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kerestecioğlu.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - ...özel mülke ve e-posta banka hesaplarına devletin erişebilme hakkı, bunun gibi genişletilmiş maddeler vardı. Bu yasanın adı neydi dersiniz? Vatanseverlik yasasıydı bu yasanın adı. Yani yurttaşların haklarına, kişisel bilgilerine devletin fütursuzca el koymasına karşı gelmeyen herkes vatanseverken diğerleri vatan haini yapıldı. Oysa tek bir amaç vardı, yurttaşların içinde yanı başındakine karşı korku yaratmak ve toplumun her zerresini kontrol eder hâle gelmek. Böylece de iktidarı sürekli elinde tutmak. İşte siz de aynen bunu yapıyorsunuz herkese karşı. Ama tekerlek aşağı doğru dönüyor ve onun tekrar yukarıya dönüşü yok.

Saygılar sunarım. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz herkesi. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kerestecioğlu.