GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:77
Tarih:13.03.2012

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, BDP tarafından iş kazaları ve meslek hastalıklarının araştırılması için verilen Meclis araştırması önergesinin lehinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Öncelikle, o bölgeden geliyorum, o bölgede yaşayan birisiyim. Dün de "iş kazaları" diye tanımlanan, bana göre iş cinayetinin olduğu iş yerindeydim ve bu kötü manzaranın bir kez daha bu Mecliste tartışılması, konuşulması amacıyla bu sorunların araştırılması konusunda verilen önergeleri bile es geçerek yeni iş kazalarına, iş cinayetlerine davetiye çıkarılmaması adına bir kez daha Meclisin duyarlılığını bu konuda göstermesini diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, "iş cinayetleri" diyoruz, Sayın Bakan, burada sorduğumuz sorularda, burada yaptığı açıklamalarda, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda sürekli, bir muhalefet partisi milletvekiliymiş gibi, sanki bütün bu süreçlerden habersiz, bir kaza oluyor, kazadan hemen sonra şunu söylüyor: "İşçi sağlığı, iş güvenliğiyle ilgili yasal düzenlemeyi Meclisin gündemine getireceğiz." diyor. Getirin Allah aşkına da bir an önce bu iş kazalarına, bu cinayetlere son verelim, yoksa kuru kuruya "Bunları yapacağız, yapıyoruz, getirdik..." Bakanlar Kurulunda kim engelliyorsa, kime takılıyorsa, bunları o zaman konuşun, ona göre işlem yapılsın.

Değerli arkadaşlar, iş kazaları sorunu bizim ülkemizde yıllarca devam ediyor ve bu konuyla ilgili daha önce evet, burada ifade edildiği gibi, Meclis araştırması komisyonu kuruldu, araştırıldı Tuzla tersaneleri için ama bugün geldiğimiz noktada bir değişim mi oldu, bir gelişme mi oldu, denetim mekanizmalarında bir artış mı oldu, bu sorunu çözdük mü, iş cinayetleri bitti mi? Davutpaşa'da iş cinayetleri, OSTİM'de iş cinayetleri, selde iş cinayetleri, en son Adana'da iş cinayetleri; cinayet bitmiyor. Ama ölünün sonrasında ağıtlar yakıyoruz, bol bol edebiyat çekiyoruz, bol bol bu konuda söylem geliştiriyoruz.

Değerli arkadaşlar, bakın, tam 800 bin tane iş yeri var bu ülkede, 600 tane müfettişle denetim yapılacak. 600 müfettiş bu denetimi yapacak ve sonuçta da 800 bin tane iş yerinde işçi sağlığına, iş güvenliğine uygun düzenleme olup olmadığını denetlemiş olacağız. Burada meseleyi yalnız Bakanlığın sorumluluğuna vermek doğru değil; dün inşaatta gelişen cinayetin temelinde, yalnız ruhsattan vergi almayı amaçlayan belediyelerin de bir o kadar sorumluluğu var. Orada, ilkel koşullarda, insan onuruna yakışmayan, insan onuruyla bağdaşmayan bir koşulda yirmişer kişilik koğuşlarda, çadırda, soğukta insanlar inim inim inliyor ve sonra, orada insanlar yaşamını kaybediyorlar. Bunun üzerinden ağıtlar yakıyoruz, oraya gidiyoruz. Bakan açıklama yapıyor. Bu konuda yapılan açıklamalar da şu: "Sonuna kadar gideceğiz." Daha önce nereye kadar gittiniz? Sorumlular ne oldu, Davutpaşa'nın sorumluları nerede? Daha önce iş kazalarında, cinayetlerinde ölenlerin akıbeti ne oldu? Bu davalar niye yıllarca devam ediyor ve niye sonuç alınamıyor? İlk önce bunun hesabını vermek zorundalar.

Değerli arkadaşlar, dün Van'dan gelen ve ölen işçinin yakınıyla konuştum. Orada donmaktan kurtardı kendisini, burada yanmaktan kurtaramadı; orada çadırlarda donuyorlardı, ölüyorlardı, şimdi burada yanarak canını verdi.

İlginç bir belgeyi sizinle paylaşacağım; işin vahametini, skandalını ortaya koymak açısından bir skandal belgeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Şimdi, ölen arkadaşlarımızdan 2'sinin isimlerini veriyorum, burada da belgeleri var, Sosyal Güvenlik Kurumunun belgesi, burayı bir kez daha dikkatinize sunuyorum: Ölen arkadaşlarımızdan Sevdin Özen, işe giriş tarihi, dikkatinizi çekiyorum arkadaşlar, 11/3/2012. Diğeri Çetin Coşkun, yine ölen arkadaşımız, işe giriş tarihi 11/3/2012.

Hangi gün oluyor arkadaşlar? Sosyal Güvenlik Kurumu pazar günü çalışıyor ve belge veriyor -işte belgeler burada, kim istiyorsa dikkatine sunuyorum- bu arkadaşların öldükten sonra işbaşısını vermiş oluyor, sigortalı yapmış oluyor. Bu ayıptan? Bu hesabı vermeden nereye hesap vereceksiniz, hangi vicdana hesap vereceksiniz, soruyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

OKTAY VURAL (İzmir) - Allah Allah! Bir bakan cevap versin buna ya!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Müteahhidi söyle, kim olduğunu! Ödüllü müteahhidi de söyle!

SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Belli, Kaldem Yapı İnşaat Limitet Şirketi.

OKTAY VURAL (İzmir) - Veysel Bey cevap verir buna herhâlde.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Şimdi, bunlarla ilgili, değerli arkadaşlarım, ölenler ölüyor, ağıtlar yakılıyor, tedbirler alınmıyor. Burada edebiyat çekiliyor. Sendikalar Yasası; ne hâle geldiği belli. Oradayım, o Komisyondayım; orada olmak zorundaydım, şimdi buraya geldim sırf bunu anlatmak için.

Bakın, ilk defa dünyada üç gün önce ILO Genel Merkezi işgal ediliyor, üç gün önce, dünya tarihinde yok. Amerika'dan, Washington'dan Başbakan aranıyor, Cenevre'den aranıyor, Çalışma Bakanı aranıyor: "Ne oluyor? Niye bizim temsilcilik işgal edildi?" Aslında işgal edilmek istenen ILO değil, ILO kurallarına aykırı uygulamaları protesto etmek ve dünyaya kendilerini duyurmak için yaptılar: Oraya giden canlı yayın araçlarının hepsi geri çekildi. Medyaya sansürlerin hepsi zaten konuluyor, konuluyor, oraya giden yayın araçları da sansüre uğradı, hepsi geri alındı.

Dolayısıyla değerli arkadaşlarım, şimdi soruyorum: Biraz önce Sayın Ekşi ifade etti, Anadolu Ajansında sendika var, yıllarca orada örgütlü? Oradaki arkadaşımız, Türkiye Gazeteciler Sendikasının Başkanı açlık grevine başladı. Nedeni, dünyaya yine duyurmak sesini, anlatabilmek ve bu baskılara, zulme son vermek için. Bu sistemle, bu anlayışla, bu yaklaşımla "İş kazalarını önlemek istiyoruz." diyenler, ilk önce bugün, buradan bu Meclis araştırmasına onay verirler ve gerçekten derinlemesine, bütün boyutuyla, iş kazalarının nedenleri ve niçinleri sonuna kadar tartışılır ve bir daha bu cinayetlere bir son verilir. Vicdanı olan herkes, bir kere, bu konuda sorumludur; bundan sonra öleceklerden de sorumludur. Bu Meclis, artık, bir gün vakit geçirmeden, eğitimden de daha önemli olan, insan yaşamını ilgilendiren bu yasayı? Şimdi, buradan Bakana, Başbakana sesleniyorum: Bir gün vakit geçirmeden hemen Meclis gündemine getirin, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sonuna kadar destek vereceğiz. Sonuna kadar, bu yasanın çıkması için, başka ölümlerin olmaması için, başka skandallar yaşanmaması için, bundan böyle, özellikle inşaat sektöründe ilkel koşullarda, çağ dışı kölelik koşullarında çalışmaya son vermek için, onları gerçekten sigortalı emekli etmek için, gelin, bir an önce bu yasayı bu Mecliste görüşelim ve ölümlere "dur" diyelim. Yoksa, diğer çalışmalar, diğer yaklaşımlar, artık sözün bittiği yerdir. İş cinayetlerinin bitmesi için bu sürece, kesinlikle, artık herkesin destek vermesi gerekiyor. Öyle "büyüyen ekonomi" edebiyatı filan kimse bize çekmesin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen, sözünüzü bağlayınız.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Büyüyen ekonomide, dünyada iş kazalarında 2'nci ülkeyiz, Avrupa'da 1'inciyiz. Bunun bedelini hangi mantıkla geliştirdiklerini ortaya koyuyor bu anlayış, bu iktidar. Onun için iktidara bir kez daha sesleniyorum: Bundan sonra artık bunun istismarını yapmasın en azından ve bu cinayetlere son versin diyorum.

Ölenlere bir kez daha rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çelebi.