GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:20.11.2018

MHP GRUBU ADINA İBRAHİM ETHEM SEDEF (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her birinizi saygıyla selamlıyorum, büyük Türk milleti önünde saygıyla eğiliyorum.

Bugün görüşülmekte olan 14 sıra sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım.

Kanun teklifiyle seçim hukuku çerçevesinde adaylık için görevinden ayrılan başkanlar ve yönetim kurulu üyelerinin aday olamadıkları veya seçilemedikleri takdirde eski görevlerine dönebilmeleri imkânı sağlanmakta. Bizler de Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanun teklifini olumlu olarak değerlendiriyoruz. Seçilme hakkının demokrasinin bir gereği olduğunu, resmî kurumlarda çalışan memur kardeşlerimize verilen bu hakkın meslek kuruluşlarına da tanımasının gerekliliğini düşünüyoruz. Meslek kuruluşu olan "odalar, borsalar" denilince öncelikle esnaf, sanatkârlar, şirketler, üreticiler, iş dünyası akla gelmektedir. Bahsi geçen kurum ve kuruluşların üyesi olan her bir iştirakçinin arkasında güçlü bir şekilde durabilmesinin ancak esnaf, iş dünyası ve üreticilerin ayakta durabilmesinden geçtiğini düşünmekteyim.

Sayın milletvekilleri, her birimizin vâkıf olduğu esnaflarımızın sıkıntıları öncelikle ele alınması gereken sorunlar arasındadır. Seçim bölgem olan Yozgat'ta bulunan esnafın hâli hiç iyi değil. Esnaflık mesleği neredeyse ortadan kalkacak duruma geldi. Ben de bir esnaf ve bir esnaf çocuğu olarak konuya yakından şahitlik ediyorum. Esnaf ve sanatkârlarımız acilen desteklenmez ise yakın zamanda "esnaflık mesleği" diye bir şey kalmayacak. Yozgat'ta esnafımıza kredi veren esnaf kefalet kooperatifleri, örnek veriyorum, vereceği 100 bin TL'lik destekleme kredisi için öncelikle ev, araba gibi ipotekler istemekte. Çaresizlikten, alacağı kredinin çok üzerinde para eden evini ipotek veren esnafımızdan bir de ikinci kez kefil istenmekte hatta memur kefil bulması istenen esnaflarımız da bulunmaktadır. Anlaşılacağı üzere, esnafımız ipotek verdiği hâlde bir de kefil bulmak için kapı kapı geziyor, bu yanlış uygulamadan da acilen dönülmesi gerektiğini düşünüyorum.

Alım gücü düşen insanımız daha az alışveriş yapıyor, sonucunda siftah yapamayan esnafımız aldığı malların ödemesini yapamıyor, ardından toptancı ve üretici firmalara yansıyan zincirleme etki, ülke ekonomisinin daha da geriye gitmesine sebep oluyor.

Emin olun, Yozgat'ta bir tek esnaf yoktur ki kredi borcu olmasın, bir tek esnaf yoktur ki ay sonları çek ve senet ödemelerini rahatlıkla yapabilsin. Esnafımız, artık, bırakın evini geçindirmeyi, iş yerlerinin kiralarını ödeyemiyor. Esnafımız dağlar gibi borcun altında ezilmekte. Her yıl yüzlerce esnaf kepenk kapatıyor ve borçlarını bir heybe gibi sırtına yükleyip insan içine çıkamaz hâle geliyor. Esnafımıza sahip çıkmak bizlerin boynunun borcudur.

Sayın milletvekilleri, seçim bölgem Yozgat'ta sıkıntı yaşayan çiftçilerimiz de aynı kaderi paylaşıyor. Çiftçilerimiz topraklarını ekmekten vazgeçiyor, gençlerimiz köylerini, yurtlarını, yuvalarını, memleketlerini bırakarak büyük şehirlere iş, aş derdi için göç etmek zorunda kalıyor.

Değerli milletvekilleri, durum acil, durum vahim, artık yok olan bir Yozgat var ve bu sayede -Yozgat'ın değil, bütün çiftçilerimizin kaderi hâline geldi- üretici çiftçilikten vazgeçme noktasında. Ektikleri ürünlerin karşılığını alamayan ve tarım kredi kooperatiflerine, Ziraat Bankası ve diğer özel bankalara borcu olmayan bir tek çiftçi yok. En sıkıntılı olan ise borçlarını ödeyemiyorlar, her birinin tarla ve toprakları ipotekli; bir bir satılıyor ve yok oluyorlar. Çiftçimiz artan girdi ve diğer maliyetlerden dolayı tarlasına gübre atamaz duruma geldi. Bunu seçim bölgemizde karşılaştığımız çiftçilerimiz bizzat söylüyorlar, "Gübre atmayacağız." diyorlar. Yozgat'ta çiftçilerin en az yüzde 60'ı tarlasına gübre atmayacağını beyan ediyor. Alınacak mahsulün de yüzde 60-70 oranında verimliliği düşecek ve önümüzdeki yıl daha da büyük sıkıntılar çiftçimizi ve ülkemizi bekleyecektir. Tahıl ambarı olan Yozgat çiftçilikten uzaklaşırsa milyonlarca dolarlık ithalat kaçınılmaz olur. Peki, bizler ne yapmalıyız? Çiftçimizi, esnafı, vatandaşımızı ne zaman destekleyeceğiz? Her yıl yaklaşık 11 bin kişinin göç ettiği Yozgat'ta, 700 bin olan nüfusumuz son on altı yılda 418 bine gerileyerek en çok göç veren iller arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 11 bin göç veren bir il, 14 ilçeden oluşan Yozgat, neredeyse her yıl 1 ilçesini büyük şehirlere göç vermektedir. Sürekli göç veren, esnafı kan ağlayan, çiftçisi yok olan bir il düşünün. Nakliyeci esnafı buğday veya pancar taşımaktan başka iş bulamazken bir de trafik cezaları eklenince nakliyecinin hâli de hüsran. İşsizlikten bunalan, yuva kuramayan gençleri bir düşünün.

Neden en çok şehit veren iliz, biliyor musunuz? Ülkemizde bir araştırma yapılsa en çok asker ve polis Yozgatlıdır çünkü bizim Yozgat'ın çocukları "vatan" denildi mi, "bayrak" denildi mi gözlerini kırpmadan ölüme koşarak giderler.

Son on beş yılda neredeyse devlet yatırımı yapılmayan bir il hâline geldi Yozgat. Yeni bir fabrika yapılmadığı gibi, bir de üzerine elde olan fabrikalar özelleştirmelerle önce satılıyor, bir süre sonra da kapatılıyor; geride bırakılan tam bir enkaz. Mesela, kapanan Yozgat Tekel Bira Fabrikası yerinde şu an bir alışveriş merkezi ve lüks konutlar var; şimdi de özelleştirilen Sorgun Şeker Fabrikamızla, Yozgat âdeta bacasız tek il konumunda.

Şeker fabrikaları özelleştiriliyor ama taşeron işçiler kaderleriyle baş başa bırakılıyor. Satın alan firmanın insafına terk edilen taşeron işçilerimiz aylardır uyku uyumuyorlar, elleri yüreklerinde işten ne zaman çıkarılacaklarını beklemektedirler.

Yozgat denilince Ulu Önder Atatürk'ün de dediği gibi Bozok Yaylası'nın yiğit evlatları akla gelir. Yozgat, Millî Mücadele Dönemi'nde düşman ayağı değmeyen bir il ama dedelerimiz Yemen'de, Çanakkale'de ve Kurtuluş Savaşı'nın bütün hatlarının müdafaasında devletin ve milletinin yanında kahramanca durmuştur.

Yozgat PKK illetiyle verilen mücadelede en çok şehit veren iller arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Yine, 15 Temmuzda hiçbir hainlikle karşılaşmamış ve binlerce Yozgatlı meydanlara akın etmiş ve yine dimdik durmuştur.

Yozgat'a yeterince yatırım yapılmadı. Yozgat, yapımı devam eden yüksek hızlı tren projesi Ankara-Yozgat-Sivas hattı 2007 yılından itibaren yılan hikâyesine döndü. Önce 2011 yılında biteceği, daha sonra 2014 yılında biteceği ve şimdi de 2019'da biteceği tarihi veriliyor. Ama devlet kalkınma verilerine bakıldığında, yıllık ödeneklere bakıldığında şu ana kadar 5 milyar TL harcanan ve toplam bedeli 9 milyar TL olan bir yatırım olduğu -yani henüz yarı parası harcanmış durumda- bu hızla gidilirse 2019 yılında da Yozgatlının hızlı trene kavuşma hayali de sonraki yıllara kaldı demektir.

Seçim döneminde temeli atılan Yozgat havaalanı yine bir belirsizlik içerisinde, ne zaman biteceği belli değil.

Yozgat iline hizmet yapılmadı mı? Evet, yapıldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

İBRAHİM ETHEM SEDEF (Devamla) - Adalet Sarayı, valilik binası, adli tıp ve cezaevi ve birçok imam hatip lisesi yapıldı. Yapılan hizmetleri farklı değerlendiremeyiz. Bir çivi dahi çakandan Allah razı olsun ama Yozgat'ın öncelikli sorunu göç ve işsizliktir. Bunu önleyecek bir adım atılmalı. Yozgat teşvikte beşinci grupta, gelişmişlik sırasına bakıldığında Yozgat'ın acilen altıncı grupta yer alması gerekmektedir. Yozgat tarım ve hayvancılık şehri, tarım ve hayvancılığı destekleyecek bir organize sanayinin yapılması zaruri bir hâl almıştır. Tarım ve hayvancılık şehri olmasına karşılık düzgün bir buğday pazarı, hayvan pazarı ve hatta kesimhanesi bulunmamaktadır. Yozgat'ta işsizliği önleyecek devlet yatırımları ve teşvikleri verilmelidir. Yozgat'ta yaşayan 418 bin nüfusun neredeyse 100 bini Yeşil Kart sahibi ve sosyal yardımlar almaktadır. Gelir seviyesine bakıldığında Yozgat'ta yaşayan insanımız açlık sınırında değil çok daha gerisinde, perişan durumdadır.

Buradan siz değerli milletvekillerine ve Hükûmet yetkililerine sesleniyorum. Her yıl bir ilçe nüfusu kadar göç veren Yozgat'a sahip çıkalım. Aksi takdirde, bundan on yıl sonra Yozgat'ta yaşayan kimse kalmayacak diyor, her birinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)