GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 1987'den bugüne AİHM'in yargı yetkisinin tanındığına, vaktiyle AİHM'in FETÖ lobisinin esareti altına girmiş olabileceğine, gerek iç hukuk gerekse uluslararası makamlar nezdinde verilen yargı kararlarının hukukun gelişmesine katkı sağlayıcı eleştirilere açık olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:20
Tarih:21.11.2018

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Öncelikle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1987'den bugüne yargı yetkisini tanımış bir ülkeyiz. Başta Cumhurbaşkanımız ve AK PARTİ Grubu olarak bugüne kadar sürekli, üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği müktesebatını, evrensel insan hakları, hukuk ve demokrasi standartlarını ülkemizin hak ettiğini düşünerek reformlarla bu standartlara ulaşmak için, milletimizin hak ettiği ilkeler olduğu için çalışıyoruz.

Bakınız, dünden bugüne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararlar elbette eleştirilmiştir, eleştirilebilir ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu eleştiriler çerçevesinde kendi evinin önünü temizleme gayreti içerisinde de olmuştur. Bugün burada grubu bulunan tüm siyasi partiler geçmişte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kendileriyle ilgili veya farklı çevrelerle ilgili vermiş olduğu kararları da eleştiregelmişlerdir; bu da normaldir, olağandır. Bakınız, Cumhuriyet Halk Partisinden daha evvel yine FETÖ kumpası sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaat edip de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin "Burada ihlal yok ki, yargılamanın neticesini bekleyin." dediği Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Tuncay Özkan kararları da var. Ve arzu ederdik ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'ye karşı yürütülen bir uluslararası kumpası, dış bir yargı makamı olarak, mekanizması olarak, Türkiye'nin de saygı duyduğu ve hak ettiği bir makam olarak bu kumpası tespit edip görebilmeliydi. İşte burada milletvekilleri de daha evvel Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaatlarında... Tabii ki değerlendirmeler tarih nezdinde de ortaya çıkacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Acaba bir uluslararası mekanizma olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir FETÖ lobisinin esareti altına da girmiş olabilir mi vaktiyle? Bunu da değerlendirmek lazım.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Saçmalıyorsunuz ya!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Saçmalama değil, dinleyin bakın, biz bilgiden bahsediyoruz.

Bakınız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 2011 ve 2012 yıllarında yapılan müracaatlarda, Türkiye alenen FETÖ kumpasları çerçevesinde bir yargı kumpasıyla, sivil toplumu, spor çevreleri, hukuk çevreleri, Emniyeti, yargısı bir kumpasla maalesef dizayn edilmeye çalışılırken... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi neden vardır? Türkiye'de ulusal mahkemeler, mekanizmalar, ilk derece mahkemeleri bir yanlış karar vermişse veya bir hukuk düzeni topyekûn bir kumpasın esareti altına girmişse bunu görecek, deşifre edecek bir dış mekanizmadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Maalesef, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin daha evvel bu testlerde yanıldığı ortaya çıkmış ve daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin göremediği bu FETÖ kumpası yine Yargıtay kararlarıyla tekrar görülmüş, tespit edilmiş ve bu kumpas da bertaraf edilmiştir.

Netice itibariyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin dünden bugüne kararları eleştirilmiş, yanlış karar vermiş olduğu durumlar da görülmüş, bunlar da tescil edilmiş, tespit edilmiş, onlar da bu kararlarından dönmüşlerdir.

Ve yine, yaptığımız reformlardan sürekli bahsediyorum. Biliyorsunuz, Ceza Muhakemesi Kanunu'nu gelir gelmez hayata geçirmek suretiyle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yaptığımız reformlarla, özellikle 311'inci maddede değişiklik yaparak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar yeniden iç hukuk yollarında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Başkanım.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararların, iç hukuk makamları nezdinde yeniden yargılama yolunu açmak suretiyle, kesinleşmiş kararların iç hukuk yollarında değerlendirmeye esas alınacağını, yine yapmış olduğumuz reformlarla bizler hayata geçirdik.

Özetle şunu söylüyorum: Bugün ister iç hukuk yollarında verilen kararlar olsun ister uluslararası makamlar nezdinde verilen yargı kararları olsun veya tahkim kararları olsun, bu tür kararlar hukukun gelişmesine katkı sağlayıcı eleştirilere her zaman açıktır. Eğer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kesinleşmiş bir karar varsa, uluslararası sözleşmeler Anayasa'ya aykırı olamayacağından ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar da Türkiye'de bağlayıcı olduğundan, bu düzenlemeleri de yapmış bir siyasi irade olarak elbette saygı duyacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ancak eleştirilere de herkes saygı duymalı diye ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.