GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:20
Tarih:21.11.2018

CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Büyük Menderes havzası ölüyor. Türkiye'nin en uzun 8'inci nehri olan Menderes Nehri can çekişiyor, verimli topraklar çölleşiyor, insanlar hastalanıyor. Neden mi? Menderes Nehri âdeta atık nehri hâline geldi.

Değerli arkadaşlar, Büyük Menderes havzasında ülkemizdeki en verimli tarım alanları bulunmaktadır ancak havzanın can damarı olan Menderes Nehri artık hayat vermiyor, zehir ve ölüm saçıyor. Büyük Menderes Nehri, evsel ve endüstriyel atıkların, tarımda kullanılan doğal ve yapay gübrelerin, zirai mücadele ilaçlarının, yan dereler üzerinde bulunan -zeytinyağı gibi- işletmelerin atık sularının bırakılması ve bor içerikli jeotermal kaynak sularının reenjekte edilmeden nehre deşarjıyla kirleniyor. Bununla birlikte, santral bacalarından çıkan gaz, asit yağmuru olarak toprağa karışıyor. Nehrin sularıyla sulanan topraklarda yetişen ürünler ise bu nedenle artık sağlıklı ürün vasfını yitirmiş durumda. Her fırsatta tarım üretimini desteklediğini açıklayan iktidar bu konuda ne yazık ki sessiz kalıyor. Sulama suyu kriterlerinde olumsuz etki yaratan bor minerali ve diğer ağır metaller bütün tarımsal ürünlerde toksik etki yaratmakta ve toprakların yapısının bozulmasına neden olmaktadır. Özellikle incir, zeytin, pamuk mahsulü bu nedenle zarar görüyor. Menderes havzasında sağlıklı üretimin sürdürülebilirliği ve gelecek nesillere ulaşması bakımından jeotermal akışkanların çevre, insan ve hayvan sağlığını tehdit etmeden reenjekte edilmesi ve takibinin yapılması gerektiği hâlde bu denetlenmiyor.

Değerli milletvekilleri, sulara karışan zararlı maddeler tarımsal ürünlere, toprakların yapısına göre de sızmalar şeklinde yer altı su kaynaklarına karışıyor. Böylesi sular insan ve hayvan sağlığı bakımından potansiyel tehlike oluşturuyor. Nehirden alınan suyla ilk sulanan yerler, Kuyucak ve Nazilli civarlarındaki toplam 22 hektar alandaki narenciye bahçeleri artık meyve veremez duruma geliyor. Yapılan analizler buradaki bor miktarının arttığını, ürünlerin kalitesinin de düştüğünü gösteriyor. Ağır metal artıkları, borlu sular en son Söke Ovası'na geliyor. Eğer bu konuda önlem alınmazsa yıllar sonra Söke Ovası'nda tarım yapacağımız toprak da kalmayacak. Uluslararası Dünya Doğayı Koruma Vakfının verilerine göre Buharkent, Nazilli, Kuyucak, İncirliova ve Söke'de yapılan su analizleri düşük kalite olarak belirleniyor. Bu ölçüdeki sular "sulamada kullanılamaz" tanımıyla literatüre geçiyor. Ayrıca Menderes Nehri'nde toplu balık ölümleri yaşanıyor. Bu toplu balık ölümlerinde nehirde kilometrelerce balık mezarlıkları oluşuyor. (CHP sıralarından alkışlar) Toprağın kirlenmesi, bölgede yaşayan 2,5 milyon vatandaşımızı doğrudan, 80 milyon vatandaşımızı ise dolaylı yollardan, tarımsal ürünler aracılığıyla tehdit ediyor. Nitekim, Aydın Tabip Odasının bölge halkı üzerinde yaptığı araştırmaya göre Menderes bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızda ciddi oranda kanser vakaları tespit edildi. Yani burada hem insan sağlığını hem üretim verimliliğini hem de çevreyi katleden bir durumla karşı karşıyayız. Havzada yaşayan her canlının, bireyin, topluluğun ve ekonomik birimin öncelikle temiz ve erişilebilir su kaynaklarına ihtiyacı olduğu açıktır. Bu ihtiyaçlara yanıt veren, bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarına yanıt veren bir sistemin acilen kurulması gerekir.

Bu mesele değerli arkadaşlar, partilerüstü bir meseledir yani iktidarı, muhalefeti olacak bir mesele değildir. Bu nedenle, sunmuş olduğumuz araştırma önergesinin kabul edilmesini CHP Grubu olarak talep ediyoruz. Menderes havzasındaki kirlilik nedenleri araştırılsın, tarım ürünleri neden kalitesizleşiyor araştırılsın ve bu sorunları artık birlikte çözelim diyorum.

Saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)