GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:20
Tarih:21.11.2018

CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sözlerime başlamadan önce Zonguldak'ta yaşanan maden kazasında hayatını kaybeden 3 madencimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, söz konusu yasa teklifi milletvekili ve mahallî idareler genel ve ara seçimlerinde adaylık için görevlerinden istifa eden birlik başkanı ve birlik yönetim kurulu üyelerinin, oda ve borsa yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları genel başkan ve başkanları ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçilemediği takdirde eski görevlerine dönebilmelerine olanak sağlamaktadır. Adı geçen kurumlar kamu kurumu niteliği taşımaktadırlar. Kamu kurumu niteliği taşıyan kurumların başkan ve yöneticilerinin milletvekili seçimlerinde görevlerinden istifa etmeleri gereği 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 18'inci maddesinde hükme bağlanmıştır.

Peki, sadece 2 kuruluşumuz yani Odalar ve Borsalar Birliği ile esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları mı kamu kurumu niteliği taşımaktadır? Kuruluş kanunlarına baktığımız zaman Türkdiş Hekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği gibi 20'ye yakın kurumun kamu kurumu niteliği taşıdığını görmekteyiz. Görüştüğümüz kanun teklifi kamu kurumu niteliğine sahip diğer kurum ve kuruluşları kapsamamaktadır. "Neden?" diye düşünebilirsiniz, bunu anlamak için herhangi bir arama motoruna girip "TMMOB-Erdoğan" "Türk Tabipleri Birliği-Erdoğan" veyahut da "Türkiye Barolar Birliği-Erdoğan" yazmanız yeterli. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan TMMOB'a "ideolojik oda" demiş, TMMOB ise "Ülkeyi beton yığınına çevirenlere karşı mücadelemiz sürecek." diye yanıt vermiş. Cumhurbaşkanımız Türk Tabipleri Birliğine "Terörist seviciler." demiş. Gene Türk Tabipleri Birliğine ve Türkiye Barolar Birliğine "Bunlar ne hukuku ne de tabipliği kendi saltanatı altına alamazlar." demiş. Liste bu şeklide uzayıp gidiyor. Listenin uzunluğu, esasında bu düzenlemenin neden sadece 2 kurumla sınırlı kaldığını bizlere göstermektedir. Tek bir kurum için teklif getirip yanına bir tane daha ekleyip bu hakkı diğerlerinden sakınmak eşitliğe aykırıdır, demokrasiyle bağdaşmaz. Seçimlerde aday olan birlik, oda, borsa başkanlarıyla yönetim kurulu üyelerinin aday olamadıklarında ya da seçilemedikleri takdirde görevlerine geri dönmeleriyle ilgili konu seçimlerin temel hükümleri arasındadır. Konunun Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuyla hiçbir alakası yoktur.

Üyesi olduğum Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna havale edilmiş 74 kanun teklifi beklemektedir. Bekleyen tekliflere şöyle bir göz atalım: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Şeker Kanunu, Maden Kanunu, Enerji Piyasası Kanunu, KOSGEB Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu gibi ülke ve vatandaşların yararı gözetilerek hazırlanmış onlarca kanun teklifi Komisyonda bekletilirken, böyle bir teklifin Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna alelacele getirilmesi abesle iştigaldir. Özetle, yaklaşan yerel seçimler öncesi, adrese teslim, MHP'li değerli milletvekilimizin de belirttiği üzere, kişiye özel bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.

Değerli milletvekilleri, 24 Hazirandan beri Genel Kurula gelen tüm kanun tekliflerinin altında Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerinin imzası vardır. Şimdiye kadar 7 teklifi kanunlaştırmışız. Hepsinin altında Adalet ve Kalkınma Partisine mensup vekillerin imzası var. Diğer partilere mensup milletvekillerimiz kanun teklifi vermiyorlar mı?

Değerli milletvekilleri, 27'nci Dönemde komisyonlara verilen kanun teklifi sayısı 1.572. Meclis çatısı altında çalışan tüm partilere mensup milletvekilleri toplamda 1.572 kanun teklifi vermiş. Mesela, neler var bunların arasında? Mesela, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri emeklilikte yaşa takılan yurttaşlarımızın haklarını teslim etmek amacıyla 4 kanun teklifi vermiş. Yüzbinlerce yurttaşımızın hakkı gasbedilmiş, ortada mağduriyet var. Biz bu mağduriyeti gidermek için kanun teklifi vermişiz ancak teklifimiz Komisyonda bekliyor.

Biz neyi tartışıyoruz bugün? Kişiye özel bir kanun metnini tartışıyoruz. Polisimiz, öğretmenimiz, din görevlimiz yani binler, on binler Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği 3600 ek göstergeyle ilgili kanun teklifinin Meclis gündemine gelmesini dört gözle bekliyor. Biz neyi tartışıyoruz? Ismarlama bir kanun teklifini.

Burada tartışmamız gereken başka bir husus var esasında, bu kanun teklifleri nereden ısmarlanıyor, bu siparişler nereden geliyor? Bu sorunun cevabı bu çatı altında bulunan herkes tarafından biliniyor. Üzülerek söylüyorum, biz bugün bu Gazi Meclisin çatısı altında saraydan gelen kanun tekliflerini tartışıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Saraydan talimat geliyor, teklif yıldırım hızıyla komisyonda, aynı hızla Meclis gündeminde. Halkın gündemi belli, halkın derdi belli, istekleri belli. Bu Meclis bunları bir yana koyuyor, bunlarla ilgilenmiyor, halka kulağını kapatıyor, sırtını dönüyor, bir kişiden, evet, bir kişiden talimat bekliyor.

Değerli arkadaşlar, biz bugün neyi tartışıyoruz? Milletin oyuyla gelmiş milletin vekilleri, koca koca insanlar neyi tartışıyor? Falanca odanın filanca başkanı, filanca ilçenin belediye başkanı olmak istiyor, işler istediği gibi gitmezse, aday olamazsa boşta kalan odasına tekrar dönsün, tartıştığımız tam olarak bu. Oysa emeklimiz, emekçimiz, gencimiz, kadınımız, çiftçimiz sıkıntıda. Fındık üreticisi almış eline baltayı bahçesini bozuyor, isyan ediyor. Fındık üreticisi sıkıntıda, bu konuyu Meclis araştırsın diyoruz "olmaz" diyorsunuz. Çorlu'da tren kazasında 25 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, ölüm göz göre göre gelmiş, ihmal var, konu araştırılmalı, araştırılmalı ki bir daha böyle facialar olmasın diyoruz, oralı olmuyorsunuz. Emeklilikte yaşa takılanlar umudunu Meclise bağlamış, gözleri kulakları Mecliste, hiç değilse konu araştırılsın diyoruz, siz "olmaz" diyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, çiftçimiz perişan; fındık üreticimiz isyan ediyor, şeker pancarı üreticisi karın altında kalmış mahsulüne bakarak ağlıyor. İki gün önce Manisa Akhisar'da seçim bölgemdeydim, zeytin üreticisi burnundan soluyor. Ürününü maliyetinin altında satmak zorunda kalan çiftçimiz iflas etmiş durumda. Zeytin üreticimiz bu sene borcunu ödeyemez; borcunu ödedi diyelim, ailesine bakamaz; zorluklarla, zor bela geçimini sağladı diyelim, bu sefer de bahçesine bakamaz. Bu sene zeytin üreticimizin tek dayanağı zeytinyağı idi. 17 lira olan zeytinyağı fiyatları birdenbire düştü. Nedenini araştırdık, karşımıza Afrin çıktı. Devletin, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla yurt dışına satmak kaydıyla Afrin'den 14 liraya zeytinyağı getirdiğini öğrendik. Tarım Bakanımızdan öğrendiğimiz kadarıyla 5 bin ton zeytinyağı getirilecekmiş. "Neden?" diye sorduğumuzda "Zeytinyağının PKK'nın eline geçmesini engellemek için." yanıtını aldık. "Afrin'de valimiz, kaymakamımız, Mehmetçik'imiz var; Afrin bizim hakimiyetimizde değil mi?" diye sorduk, cevap alamadık. Geçen sene de benzer bir durumla karşı karşıya kalmış, durduk yere, anlam veremediğimiz bir gerekçeyle Tunus'tan zeytinyağı getirilmiş, zeytinyağı fiyatları aşağı çekilmişti. Özetle, Afrin'den getirdiğimiz zeytinyağı, üreticimizin tutunduğu o son dalı da kırdı.

Zeytin üreticisi bankalara olan borcunun ötelenmesini istiyor. Zeytin üreticisi sofralık zeytine prim istiyor. Sofralık zeytine prim verilmesiyle ilgili kanun teklifi verdik. Zeytin üreticimiz umudunu buna bağlamış, bir umut diyor. 320 bin aileyi ilgilendiren bu teklif, komisyonlarda bekliyor; biz burada kişiye özel, ısmarlama bir teklifi tartışıyoruz, esnaf ve sanatkâr odalarının yöneticilerinin koltuklarını tartışıyoruz ancak esnaf ve sanatkârı kimse konuşmuyor. Bugün esnafımız kan ağlıyor. Ekonomik kriz ilk önce esnafımızı vurdu. Esnafımız, zanaatkârımız eylül ayındaki devre sonu faizlerini güçlükle ödeyebildi, bir kısmı ise ödeyemedi. Sıkıntının büyüğü, turpun büyüğü, esas, aralık ayında.

Borçlar ödenmiyor, BAĞ-KUR primleri zorlukla ödenebiliyor; senetler, çekler karşılıksız çıkıyor; vadeler ve sermayeler kısaldı, ufaldı; faizler çok yüksek, esnafımız artık bankalardan kredi kullanamıyor; umut, esnaf kefalet kooperatifleri ancak kooperatifler talebe karşılık veremiyor, birçok üye kooperatif kapısından eli boş dönüyor, kepenkler bir daha açılmamak üzere birer birer kapanıyor.

Değerli milletvekilleri, halkın iradesinin temsil edildiğini iddia ediyoruz. Getirdiğiniz yeni sistem yani tek kişilik hükûmet sistemi, iradeyi halktan aldı, tek bir kişiye verdi. Biz de bugün bunca sorunla boğuşan bu halkın Meclisinde bir kişi tarafından ısmarlanan, bir avuç insanı ilgilendiren, adil olmayan bir kanun teklifini tartışıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Özetle seçim kanunlarına, Anayasa'ya aykırı bir kanun teklifini uygun görmüyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)