| Konu: | Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 27.11.2018 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Dün helikopter kazasında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Kısa süre önce toprağa verdiğimiz, Çevre Komisyonumuzun değerli üyesi Edirne Milletvekilimiz Sevgili Erdin Bircan'ı da özlemle, saygıyla anıyorum.
Kısa süre öncesine kadar bu sıralarda birlikte oturduğumuz Milletvekili Arkadaşımız Eren Erdem ve düşünceleri nedeniyle haksız hukuksuz tutuklanan tüm yurttaşlarımızı da özgürlük dileğimle selamlıyorum.
Bugün Eskişehir'imizin iki önemli çevre konusuna dikkat çekeceğim. Öncelikle, Eskişehir'imizin su kaynakları Porsuk ve Sakarya nehirlerinin temiz kalabilmesi için atık su arıtma tesislerimizin düzgün işleyişi fevkalade önem arz etmekte. Bu yüzden tesislerin 3'üncü etabının bir an önce devreye sokulması gerekmekte.
Projesi hazır, Avrupa Yatırım Bankasından kredisi de hazır. Büyükşehir belediyemiz İLBANK'a onay için başvurdu ama aylardır bırakın oluru onayı, bu başvuruya yanıt dahi gelmedi. Bu nasıl çevre sevmek, bu nasıl suyu korumak? Eskişehirliler adına bir kez daha Çevre Bakanlığı yetkililerini sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, ülkemizde ne yazık ki doğa ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız bizzat devlet eliyle katledilmekte. İşte bunun son örneklerinden biri Eskişehir'imizde verimli Alpu Ovamız'a yapılmak istenen termik santral. Trakya, Çanakkale, Adana, Konya ve Karaman'ın verimli toprakları da aynı tehditle karşı karşıya. Aslında her biri yine bu Hükûmetin ilan ettiği 257 büyük ovadan biri.
Bizim buğday, arpa, şeker pancarı ihtiyacımız Eskişehir Ovamız'da üretiliyor. 1 milyon Eskişehirli oradan besleniyor, binlerce çiftçimiz oradan geçimini sağlıyor. Tarımsal hayatın binlerce yıl önce başladığı verimli topraklar bunlar ama şimdi sadece on beş yirmi yıllık enerji üretimi için ve birilerinin rant sevdası için önümüzdeki binlerce yılın bereketi feda ediliyor. Eskişehir'imizde tarımsal üretim bitecek, hayvancılık bitecek.
İşin bir de sağlık kısmı var. Bu santrallerin neden olacağı kirlilik halk sağlığını yok edecek. Örneği ortada: İşte Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Santralleri. Ne oldu, söyleyeyim: 1983-2017 yılları arasında hava kirliliği kaynaklı 45 bin erken ölüm yaşandı bu ilde. Kalp, damar ve solunum yolu hastalıkları nedeniyle 46 bin kişiyi hastanelik etti bu santraller. Güzel Muğla'mız maalesef havası en kötü iller arasında 4'üncü sıraya düştü çünkü kırk yıl boyunca bu santraller 28 bin kilo cıva saldı. Her yıl 1.100 kilo cıva suya, tarlalara ve ormanlara çökelmekte.
Değerli arkadaşlarım, Eskişehir Türkiye'nin havası en temiz kenti. Biz insanların en fazla yaşamak istediği bu kente yeni bir Yatağan istemiyoruz ama biz böyle dedikçe sağır kulaklar duymuyor. Bakın, birkaç hafta önce Enerji Bakanı Komisyonda bu santraller için ne dedi: "Termik santrallerin hepsi çok modern, dibinde elmalar bile var." diye övdü. Daha haftası geçmeden örnek gösterdiği Çan Termik Santrali'nde 2 kez patlama yaşandı, işçiler hayatını kaybetti. Biz Eskişehir'imizde aynı faciaları istemiyoruz.
Eskişehir'de çevre mücadelemizin çok sağlam bir hukuki temeli de var. Mahkemeler art arda iptal kararları veriyor. Zehir santrali için tarım arazilerinin yağmasına imkân sağlayan yönetmelik değişikliği için Danıştay yürütme durdurma verdi. Kömürün çıkarılacağı maden sahası için alınan "ÇED Gerekli Değildir" kararını da idare mahkemesi iptal etti ama hukuku dinleyen kim? Enerji Bakanına soruyoruz "Mahkeme kararına uyun, projeden vazgeçin." diyoruz, bir cümle yanıt gönderiyor: "Bize ulaşan mahkeme kararı yok." diyor. Sadece Eskişehir'in değil, tüm Türkiye'nin sevindiği mahkeme kararlarını tanımadıklarını söylüyor. Bu olmaz, olamaz. Sayın Bakana ve bu zehir santralini dikmek isteyenlere sesleniyorum: "Yok." da deseniz "Ulaşmadı." da deseniz o kararlar kapı gibi karşınızdadır. O kararlar ve daha gelecek olan yeni kararlar durduğu sürece oraya o santrali yapamazsınız.
Değerli arkadaşlarım, şimdi bir de yeni mahkeme kararlarını engelleme, geciktirme girişimleri var. Jet hızıyla çıkan "ÇED Olumlu" kararına karşı açılan davada mahkeme bir bilirkişi heyeti atadı. Otuz gün içinde rapor yazmaları lazımdı. Bugün tam 90'ıncı gün doldu, bilirkişi bilmez kişi olmuş, bekliyor, bekliyor ki Eskişehir'imizin verimli ovası zehir santrali için pazarlanabilsin.
Yine duyuyoruz ki aslında çevreden ve yaşamdan yana olması, en azından tarafsız olması gereken bu bilirkişi, bu bilim insanı tam da bu santrali yapan EÜAŞ'ın projelerinde görev almakta. Bilirkişi bilmez kişiye dönüşmüş durumda, Eskişehir'i zehirlemek için taraf olmuş durumda. Hangi oyun çevrilirse çevrilsin, Eskişehir'de belediyelerimiz, çiftçilerimiz, baromuz, sivil toplum örgütlerimiz yani tüm Eskişehirliler bu santrale karşıyız. Temiz hava, temiz su, bereketli topraklarımıza hep birlikte sahip çıkacağız.
Değerli arkadaşlarım, peki, ne yapılmalıdır, ne yapılabilir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Çakırözer, tamamlayalım lütfen.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, ne yapılmalıdır, olumlu proje yok mudur? Toprağımızı ve tarımımızı tamamen yok eden böyle bir zehirli projenin karşısında bakın Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz ne yapmaktadır: Tamamen kendi kaynaklarıyla, aklın, bilimin ve teknolojinin olanaklarını kullanarak çöpten elektrik enerjisi üretmektedir. Günde 11,2 megavat elektrik üretmekte ve bu dev tesis sayesinde tam 55 bin evin elektrik ihtiyacı karşılanmaktadır. Bakın, isi yok, dumanı yok, çevreye hiçbir zararı yok. İşte, Türkiye'mizin bu tür yaklaşımlara ihtiyacı vardır. Hep birlikte Eskişehir'i örnek alarak Eskişehir gibi bir Türkiye yaratmalıyız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)