| Konu: | Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 27.11.2018 |
MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Başkan, Genel Kurul, değerli halkımız; Komisyon yasayı tartışırken çevre sorunlarının siyasetüstü olduğunu belirtti. Biz buna katılmadığımızı başta belirtelim. Aslında yaptığımız bütün tartışmaların kendisi düpedüz siyasetin tam da merkezinde olan meseleler. Çevre meselelerinin siyasetin içinde olmasının en temel sebeplerinden bir tanesi, bir yasayı yararlı yapan şeyin demokratik yapılıp yapılmadığıdır. Yani bir yasayı demokratik yapan da sorunun parçaları olan kimse onlarla yan yana gelmek, onlarla istişare etmektir ve doğal olarak halkın, doğanın ve bütün muhatapların faydasına bir sonuç ancak böyle açığa çıkabilir.
Şimdi, Hükûmet tercihini şöyle yapıyor: "Ben sermayenin ihtiyaçlarına göre yasa yaparım ve bu yasayı da bir kişinin ağzından çıktığı biçimiyle buraya getiririm ve cümlesini de mümkünse değiştirmeden çıkarırım." Dolayısıyla demokrasi dediğimiz şey, demokratik işleyiş dediğimiz şey çevre kanunlarında da geçerli, işçi sınıfının yaşadığı sorunlar için de geçerli, memlekette yaşanan hangi sorun varsa doğrudan bunları bağlayan bir mesele. Tıpkı AİHM'in eski Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş'la ilgili verdiği kararda tutum neyse burada da tutum odur; biz bunların ikisini ısrarla birbirinden ayırmıyoruz. Hükûmet ne kadar "Bu başka, o başka." dese de Hükûmet ne kadar "Bu hepimizin sorunu." dese de, tıpkı işçi sınıfının sorunlarında kriz söz konusu olduğunda "Biz aynı gemide değiliz." nasıl demekte nasıl ısrar ediyorsak, bu konuda da siz demokrat değilsiniz; siz halka karşısınız, çıkardığınız bütün yasalar halk karşıtı, doğa karşıtıdır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Alakası yok.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Dolayısıyla buradan AİHM'in geç de olsa verdiği bu kararın uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Sadece Demirtaş yetmez, Figen Yüksekdağ ve tüm seçilmişlerimizin serbest bırakılması gerekir. Aynı zamanda, Vekilimiz Leyla Güven'in de talebinin karşılanması gerekir.
Demokrasi konusunda faşizan bir tutum ortaya koyan bir iktidar doğaya da bir meta olarak bakar, doğaya da bir sermaye olarak bakar. Bu gelen yasa da tıpkı bu çerçevede ele alınması gereken bir yasadır.
Şimdi poşetle ilgili bir yasa var. Bakıyorsunuz yasaya, kamuoyunda tartışıldığı biçimiyle "Poşet paralı olacak." biçiminde gündeme geldi. Evet, Hükûmet paraya dönüştürmediği, ranta dönüştürmediği hiçbir yasayı önümüze maalesef getirmedi. Bütün halkımız ve biz Hükûmetin talan yasalarını engellemek için dört koldan mücadele ediyoruz. Oysa bununla ilgili bir yasa zaten çıkmıştı. Peki, burada poşetlerin paralı hâle getirilmesinde elde edilen para nereye gidecek? Bu düpedüz bir ranttır, yeni bir rant yasasıdır. Mesela, burada bunun geri dönüşümde kullanılacağına dair bir madde yok. Peki, bu para nereye kullanılacak? Acaba, sarayın kullandığı örtülü ödenek gibi nereye kullanılacağı belli değil mi ya da hangi şirketlere peşkeş çekilecek?
Şimdi, poşetlerin doğada kaybolması binlerce yılı buluyor ve bu plastik poşetler doğadan asla kaybolmuyor. Bir ton plastik poşeti geri dönüştürmek için 4 bin dolar gerekirken aynı miktarda poşeti satın almak için 35 dolar yetiyor. Dolayısıyla şirketlerin burada yapacağı tercih, kuşkusuz bugüne kadar AKP Hükûmetinde tanık olduğumuz hukuksuz ve kanunsuz pratiklerdir. Dolayısıyla biz bu maddenin tümden çıkarılmasını istiyoruz, talep ediyoruz. Bu yasanın adı şudur: Kirlet ama öde. AKP'nin mantığı budur. Biz şunu söylüyoruz: Kirletmemek gerekir. Doğa ve doğada yaşayan canlıların yaşam hakları insanın ve sermayenin yaşam hakkından daha değerlidir.
Bu Hükûmet aynı zamanda şöyle bir ikiyüzlülük ortaya koyuyor. Ağaç dikme şampiyonu olduğunu söylüyor ama aynı Hükûmet Dersim'de güvenlik gerekçesiyle ormanları yakıyor. Bu Hükûmet "orman" ve "ağaç" deyince bir yerden söküp bir yere diktiğinde marifet sayıyor. Oysa "ağaç" dediğimiz o şey bir yaşamdır, orada bitkisiyle, canlısıyla bir yaşamdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Çepni.
MURAT ÇEPNİ (Devamla) - AKP ve AKP zihniyeti paraya tahvil edemediği hiçbir şeyi yasalaştırmaz, savunmaz.
Biz buradan bir kez daha şu çağrıyı yapıyoruz: Doğayı korumak istiyorsak, işçi sınıfının haklarını korumak istiyorsak bu zihniyete karşı, bu halk düşmanı, doğa karşıtı, doğa düşmanı, kadın düşmanı zihniyete karşı mücadele çağrısı yapıyoruz.
Teşekkür ederiz. (HDP sıralarından alkışlar)