GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:23
Tarih:28.11.2018

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, tüm Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Sayın Tahir Elçi'nin, Diyarbakır Baro Başkanının ölümünün 3'üncü yıl dönümü. Öncelikle, bir insan hakları hukuku savunucusu olarak Sayın Tahir Elçi'yi rahmet ve minnetle andığımı belirtmek istiyorum ve üç yıl boyunca verilen tüm sözlere rağmen soruşturma dosyasında bir milim ilerleme olmamasını da buradan şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyorum.

Yine, Kocaeli Gebze'de, viyadük inşaatındaki iş cinayetinde hayatını kaybeden emekçilere Allah'tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar diliyorum.

Sayın milletvekilleri, Hakkâri Milletvekilimiz, seçilmiş olan milletvekilimiz Leyla Güven hukuka aykırı bir şekilde hâlâ bir siyasi rehine olarak cezaevinde tutulmakta. Ancak yirmi bir gün önce Sayın Leyla Güven Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit, hukuka aykırı tecrit sebebiyle açlık grevi başlatmış durumda. Vekilimizin bu tepkisini ve bu eylemini sahipleniyoruz; öncelikle onu belirtmek istiyorum.

Yine, daha öncesinde Genel Kurulda da konuşuldu, Sayın Selahattin Demirtaş, diğer seçilmiş milletvekili ve diğer siyasetçi arkadaşlarımızın öncelikle derhâl serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Bu arkadaşlarımızın hepsi siyasi bir rehine, tutsak. Ben de bir avukatım, hiçbir zaman bu arkadaşlara "tutuklu" veya "hükümlü" denilemez, bunlar tutsak; öncelikle onu da belirtmek istiyorum.

Yerel seçim çalışmalarının startı iktidar tarafından çok öncesinden verildi. Şöyle ki: Her gün onlarca, bazen de neredeyse 100'e yakın sayıda parti çalışanımız, gençlik örgütünde çalışan arkadaşlarımız sürekli bir gözaltı furyasıyla karşı karşıya kalmış bulunmakta. Dün Şırnak ilinde 50 kişi gözaltına alındı. Bunlar iktidarın yerel seçim çalışmasıdır ve biz açıkça şunu söylemek istiyoruz ki: Biz bunlara boyun eğmeyiz. Gözaltılar, tutuklamalar, sürgünler, asimilasyon politikaları, bunlar daha önce denendi.

Sayın iktidar vekilleri, biz, bu sorunlarımızı Genel Kurulda konuşarak, Mecliste konuşarak çözmek için buraya geldik. Bağırmaya, çağırmaya, kavgaya, dövüşe gelmedik ya da birbirimizi bir şeyle itham etmeye de gelmedik. Maalesef ki -yani yaklaşık herhâlde yaşım 31- şunu net bir şekilde söyleyebilirim: Kendimi bildim bileli Genel Kurulda aynı sorunlar sürekli tekrarlanıp görüşülmekte. Hemen biri bağırır "Siz PKK'ye 'terör örgütü' demiyorsunuz.", yok "Siz niye 'Dersim' diyorsunuz?", yok "Siz niye 'sayın' diyorsunuz?" Yani bu kısır döngüden çıkmamız gerekiyor. İnsanlar ölüyor. İnsanlar aç. Biz bütçemizi savaşa, füzeye, tanka, topa yatırıp duruyoruz; daha doğrusu, iktidar partisi yatırıp duruyor. Biz buna karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

Bu Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine aslında konuşacaktım... Yasama faaliyetlerinin en önemli unsurlarından bir tanesi müzakeredir ama maalesef ki her zaman olduğu gibi yine bu teklifte de yeterince müzakere imkânı sağlanamamıştır. Getirilen kanun teklifinin bir kısmında çevreyi korumayı amaçlayan maddeler mevcut ancak yine imarla ilgili rant sağlanacak ya da yandaşlara peşkeş çekilebilecek imarla ilgili bazı maddeler de serpiştirilmiş. Hani evet, doğayı koruyalım, hep birlikte koruyalım ama...

ŞEYHMUS DİNÇEL (Mardin) - Hangi madde?

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - 15, 16, açın okuyun. Herhâlde maddeden haberiniz yok!

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Çalışmada var mıydınız?

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Neyse, ikili konuşmaya girmeyelim lütfen.

Yaklaşık kırk yıldır yaşanan çatışmalı süreçten en çok etkilenen illerimizin başında gelen Şırnak'ın tüm bu süreçlerde iktidarların güvenlikçi ve baskıcı politikalarıyla sürekli bir askerî alana dönüştürülerek sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik alanlarda gelişmesi bilinçli bir şekilde engellenmiştir. Bölgemizin birçok sorunu var, çevreyle ilgili kanun görüşülüyor burada ama defalarca şuna şahit olduk: Operasyon iddiası nedeniyle bölgede dağlarda, ormanlarda, meralarda sürekli yangınlar çıkıyor ve ilgili kurumlar buna müdahale etmiyor, müdahale etmediği gibi müdahale etmeye çalışan halka da açıkçası müdahale ediliyor; yangına değil, halka müdahale ediliyor.

Bunlarla birlikte şunu belirtmek istiyorum: 2015'ten sonra başlayan sokağa çıkma yasağı ve yaşanılan çatışmalı ortam sonrası Şırnak merkezin yüzde 65'ine yakını yıkıldı. Ancak bunun yerine daha sonrasında yapılan TOKİ binaları bitirilmiş olmasına rağmen yerel seçimde kullanılmak üzere, koz olarak kullanılmak üzere ihtiyaç sahiplerine verilmiyor. Şırnak'ta şu an öğretmenler, memurlar, oraya tayini çıkan birçok arkadaş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - ...misafir olan, memur olan birçok arkadaş şu an ev bulamıyor ya da orada 3-5 kişi bir göz odada olduğu için aileleri kendi memurlarının yani çocuklarının yanlarına gelemiyor.

Bunlarla birlikte, Silopi ilçemizde yıllardır faaliyette olan termik santral ilçedeki herkesin yaşamını tehdit eder durumdadır. Önerge de verdik, daha önce basın açıklaması da yaptık, bu konunun araştırılması ve halk sağlığını tehdit eden bu termik santralin kapatılmasını istiyoruz.

Bununla birlikte, bölgede özellikle sokağa çıkma yasağı döneminden sonra başlayan madde bağımlılığı oranının artmasının da araştırılmasını istiyoruz. Güvenlikçi politika yaklaşımıyla her tarafa MOBESE kamerası, kontrol noktaları, kapama noktaları kurulmuş ama her geçen gün madde kullanımı artıyor. Bu durumun da araştırılmasını talep ediyoruz.

Yine, Beytüşşebap ilçemize girmek istediğinizde, emin olun, Orta Çağ'da kraliyet tarafından yönetilen bir şatoya giriyormuşsunuz gibi bir durum var. Şehrin tüm giriş çıkış noktalarında otomatik bariyerler mevcut; şehrin girişinde, çıkışında izin almak zorundasınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Bu devirde Anayasa'daki seyahat hakkına aykırı olan bu hususun da acilen terk edilmesi gerekiyor.

Saygılar. (HDP sıralarından alkışlar)