GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:29
Tarih:11.12.2018

CHP GRUBU ADINA ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.

Kıymetli vekil arkadaşlarım, benden önce konuşan sevgili Bülent Tezcan, Turan Aydoğan, İbrahim Kaboğlu, diğer milletvekili arkadaşlarımız, hepsi çok ayrıntılı bir biçimde bütçe konusunda görüşlerini belirtti.

Şunu söylemek istiyorum: 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı bütçesi yüzde 233 oranında artıyor. Şimdi oturup düşünelim; hangi toplu sözleşmede, hangi sendika yüzde 233 zam alabilir bu ülkede? Yüzde 15'i, 20'yi geçen toplu iş sözleşmesi yapılıyor mu bu ülkede? Memurlara, emeklilere, işçilere, köylülere, bütün çalışanlara, öğretmenlere, subaylara yüzde 15'in üzerinde bir zam var mı Türkiye'de? Yok.

Sevgili arkadaşlarım, Sayın Bülent Tezcan söyledi. Ben aslında Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü bütçesi konusunda konuşacaktım ama o kapandı, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü yok artık, İletişim Başkanlığı olarak Cumhurbaşkanlığına taşındı. Şimdi, bizim üzerimizdeki sürekli basın kartında "Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü" olarak geçiyor. Gazetecilerin taşıdığı kartın üzerinde "Başbakanlık" yazıyor ama Başbakanlık yok oldu gitti, kartı bize yadigâr kaldı ama 890 arkadaşımızın basın kartını bu süreç içerisinde iptal eden bir iktidar var; gazetecileri ve gazeteleri perişan eden, özgürlükleri kısıtlayan ve dağıtım alanında şu anda sadece bir tek yayın kuruluşu, dağıtıma ilişkin kuruluş bırakan bir iktidar var.

Sözcü gazetesindeki Necati Doğru gibi, Emin Çölaşan gibi gerçekten çok saygın ve Türkiye'de Atatürkçülüğün, yurtseverliğin, namusluluğun çizgisinde olan insanlara -FETÖ'ye ilişkin- açtıkları davanın gerçekten akıl alır bir yanı olmadığını söylemek istiyorum. Hele otuz beş kırk yıldır tanıdığım Emin Çölaşan'ın, benim haber müdürlüğümü yapan Necati Doğru'nun, ülkedeki bütün yolsuzlukların, usulsüzlüklerin üzerine giden ve korkusuzca yıllardır yazan insanların üzerine böylesine gitmek ve Sözcü'yü mahkûm etmeye çalışmak gerçekten bu iktidarın en büyük ayıbıdır.

Sevgili arkadaşlarım, bütçe diyoruz; dün burada Genel Başkanım açıkladı, Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki: "Benim belediyelerimde asgari ücret 2.200 lira." Bakalım siz ne yapacaksınız asgari ücreti. 2.200'ün altına düşürebilecek misiniz göreceğiz sizi. (CHP sıralarından alkışlar) 2.200 lira asgari ücret bu ülkede artık yer bulmuştur, taban bulmuştur.

Sevgili arkadaşlarım, bir şiir var. Hani bu şiiri "komünist" dediğiniz bir şair yazsaydı derdik ki: "Bu, komünist." Hani "Bu ülkede vatan hainliği yapan biri yazdı." deseydiniz... Vatan haini olarak Nazım Hikmet'i andınız ya, o Nazım Hikmet'in vatanı ne kadar sevdiğini her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Ama bir şiir yazıldı bu ülkede ve o şiiri yazan, Ozan Arif, milliyetçi kökenli Ozan Arif. Onun sözleriyle bu bütçeyi değerlendirmek istiyorum, kendi görüşlerimi de bırakarak söylemek istiyorum:

"Her türlü hatayı, yanlışı yap yap,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Çarşıya uymazsa evdeki hesap,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Fırsat deyip dört tarafa dal götür,

Kitabına uydur uydur mal götür,

Yol yaparken yolsuzluk yap, çal götür,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Dış güç, mış güç diye ötmeyin hadin,

Ben inanmam, başka kapıya gidin.

Eğitim sisteminin içine edin,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Ne beş yıllık, ne on yıllık plan var,

On laf duysam dokuzunda yalan var,

Dıştan önce içimizde yılan var,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Tekel, Sümer, Demir-Çelik, limandı,

Telekomu, Sekaları kim aldı?

Yabancıya satılmayan ne kaldı?

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Trabzon'a bile Katarlı girmiş,

Uzungöl'e Arap postunu sermiş,

Verenler vatanı kiraya vermiş,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Utanmadan hadi 'Satmadık.' deyin,

Dalga geçin dalga, gönül eğleyin.

Tek fabrika yaptınız mı söyleyin?

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Pirinç, buğday, nohut, bulgur, soğan, et,

Ne var ise hep dışardan ithal et.

Üretmeden yaşar mı bir memleket?

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Hiç bir sıfat yokken çağrılıp piste,

Ben mi ağırlandım Oval Ofiste?

Zeytinyağı gibi çıkmayın üste.

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Şerefli Türk ordusuna pusu kur,

'Ergenekon', 'Balyoz' diye darbe vur,

Gâvur yapamazdı bunu lan gâvur,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Koktu artık bu 'dış güçler' söylemi.

Kimin işi BOP Başkanlık eylemi?

Yani sizde hiç bir suç yok, öyle mi?

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'

Arif der ki dış güçlere uyup be,

Bırakın bu ağızları ayıp be,

Sayenizde yıllarımız kayıp be,

Ondan sonra 'Vay efendim, dış güçler!'"

Vay efendim, dış güçler.

Saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)