GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:12.12.2018

HDP GRUBU ADINA ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; dün burada Diyanetin bütçesi görüşüldü. Tüm gruplar adına konuşan sözcüler Alevi kelimesini, Alevilerin sorunlarını dillendirmekten imtina ettiler. Ben esefle karşılıyorum çünkü bu ülkedeki 15-16 milyon insan Diyanete de vergi veriyor. Bu vergilerle Diyanetin tek yaptığı Aleviler için, asimilasyondur. Kurduğu çakma dernekler, gri pasaportlu dedeler ve açtığı kurslarla tek yaptığı iş Alevileri asimilasyondur. Biz Aleviler de diyoruz ki: Bize ihsan etme, başka gölge istemeyiz. Biz hizmet beklemiyoruz ama o verdiğimiz vergileri de helal etmiyoruz -bunu çok duyacaksınız- helal etmiyoruz.

AKP'ye şöyle bir çağrıda bulunuyoruz: İktidardasınız, eğer inançlara eşit yaklaşıyorsanız bizim verdiğimiz vergilerin bu şekilde kullanılmasının vebali sizin üzerinizdedir. Bu vebalden kurtulmak istiyorsanız tüm inançları tanırsınız, her inancın kendi bütçesini oluşturması için bir sistem kurarsınız.

Diğer yandan, benim Parlamentoda bu ilk dönemim. Gerçekten hayallerim vardı buraya gelirken, ütopyam vardı ama bu süreç içinde alanda ve Parlamentoda yaptıklarımızı görünce hayal kırıklığına uğradım çünkü alanlarda biz, demokratik hak ve talepte bulunan insanları polis şiddetinden, kötü muameleden, orantısız güçten korumak için uğraşıyoruz. Diğer taraftan, olan, bugün Parlamentoda çıkardığımız yasalara bakın. Çıkardığımız yasaların hepsi para toplama üzerine. İmar barışı, trafik yasası, bedelli askerlik ve bugüne geldiğimizde de bu bütçe bunun devamı.

Değerli milletvekilleri, şimdi, demokratik ülkelerde eğitim, sağlık, konut, ulaşım, devletin temel görevidir. Oysa bu Millet Meclisinde görüyorum ki milletvekillerinin görevi, iş takibi, başkalarını işe yerleştirmek veya yurda yerleştirmek. Arkadaşlar, bunun adı, torpildir. Torpil, bir suçtur. Eğer Avrupa'da bir milletvekili, bunlarla uğraşsın siyasi hayatı biter.

Bütçeye gelince, bu bütçe, gerçekten de eşitliğe dayalı, millî gelirin adil paylaşılması üzerine kurulan bir bütçe değil; zengini zengin, yoksulu daha yoksullaştırma üzerine bir bütçe yani azgın kapitalizmin kurallarının bugün işlediği gibi daha da azgınlaştırılarak uygulanmasıdır.

Bu bütçede aynı zamanda iş ve işçi güvenliği de yok. Her ölen işçiye biz diyoruz ki: Kendi kabahatidir, kendi güvenliğini almamış. İşte, üçüncü havaalanında olduğu gibi. Biz işçiyi suçluyoruz, oysaki demokratik ülkelerde bu kadar işçi ölümü olsun devlet bile bunun tazminatının altından kalkamaz; dikkatinizi çekerim. Yani ekonomik düzenimiz tamamen talana, soyguna... Düşük gelirliden daha fazla vergi almaya dayalı bir yapımız var.

Yaptığımız tüm yatırımlar, insana değil, teknolojiye değil, sadece kâra, betona dayalı yatırımlardır. Bunun sonucu olarak yap-işlet-devret sistemi... Bu sistem aynen bir domino gibi çok tehlikeli bir sistemdir. Bugün köprüler yaptık, araba geçmediği için devletin kasasından para veriyoruz. Şehir hastaneleri yapıyoruz, şehir hastanelerine hasta garantisi veriyoruz. Cumhuriyetin ne kadar kazanımları varsa -kırıntı da olsa bugün, kalmamıştır- bunları elden çıkarmak için, yabancılara satmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ve en tehlikelisi de nedir? İspanya, Amerika ve İngiltere bu sistemi denedi yani yap-işlet-devret betona yatırma durumunu. Çünkü öyle bir sistem ki bu sistem, bugün reel faizler yüzde 35 civarında ama resmî faiz yüzde 25. Hangisi olursa olsun, bir gün gelecek, bu krediyle yatırım yapan veya ev alanlar bu kredileri ödeyemeyecek. Bankalar zora düşecek, bankalar zora düştüğü zaman devlet de zora düşecek. Bu, her şeyin bir devamıdır ve öyle tehlikeli bir durum ki bu, bugün yandaşlarının en büyük araç parkı Türkiye'de var. Kanal İstanbul Projesi örneğin, çok tehlikeli, belki AKP'li arkadaşların da istemediği bir proje ama yapmak zorunda çünkü yandaşlarının o araç parkı ne olacak?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Beni belediye başkanı yapın, yaptırmayacağım.

ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - O araç parkı, onları oraya zorlayacak. Bir felaket olan o şeyi de yapacaklardır.

Diğer taraftan, yargı, yürütme, yasama tekelleşmiş. Arkadaşlar, eğer yargı tekelleşmişse, uluslararası sermaye, kendi sermayesini güvende görmüyorsa ülkemize gelmez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - İstiyor musunuz?

ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - Evet.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - Her şeyin başı da demokratik, sosyal hukuk devleti olmaktan geçer. İnsanlara huzur ve barış ancak demokratik bir Türkiye'yle mümkündür. Birbirimize kızabiliriz, birbirimize şey yapabiliriz ama burada eşit yurttaşlık temelini, o hukuku uygulamadığınız sürece, özellikle de tekrar ediyorum, Alevilerin bu konuşmalarını çok dinleyeceksiniz. Vicdanlarınıza elinizi koyun, size sesleniyorum.

Meclisi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)