GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:12.12.2018

MHP GRUBU ADINA ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; muhterem heyetinizi ve bizi televizyonları başında izleyen yüce Türk milletini sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Dün silahlı saldırıda şehit edilen Rize Emniyet Müdürümüz Altuğ Verdi'ye Allah'tan rahmet, yaralı polislerimize acil şifalar ve emniyet camiamıza başsağlığı diliyorum.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2019 bütçesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum.

Türkiye, gelirinin büyük bir bölümünü enerji ithalatına ayırmaktadır. Büyümenin, kalkınmanın, gelişmiş bir ülke olabilmenin temel dinamiklerinden birisi enerjidir. Ülke olarak uzun vadeli enerji arzı planlamasında millî bir enerji politikası ortaya koymamız zorunludur.

Enerji kaynakları yenilenebilir ve yenilenemez olarak ikiye ayrılır. Yenilenebilir kaynaklar; güneş enerjisi, su enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal ve biyoenerjidir. Yenilenemez kaynaklar ise kömür, petrol, doğal gaz ve nükleer enerjidir.

Ülkemizin hızla artmakta olan enerji talebini karşılamak için sınırlı olan doğal kaynaklarımızı rasyonel bir şekilde kullanmalıyız. Yeni teknolojilerle enerji üretimini çeşitlendirmeye, verimliliğini artırmaya ve alternatif enerji kaynaklarına yönelik politikalar büyük önem arz etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde sanayi, enerji santralleri ve konutlarda kullanılan doğal gazın tamamı ithal yoluyla karşılanmaktadır. 2017 yılında ithal edilen doğal gazın yüzde 52'si Rusya'dan, yüzde 17'si İran'dan, yüzde 12'si Azerbaycan'dan yapılmış, geri kalan yüzde 19,48 ise LNG ithalatı olarak gerçekleşmiştir.

Doğal gaz konusunda ihmal edilmemesi gereken önemli konulardan birisi de Tuz Gölü gibi doğal gaz yer altı depolama ünitelerinin öncelikli devreye alınması, kapasitelerinin artırılması ve herhangi bir uluslararası krizde kullanıma hazır tutulmasıdır.

Petrol de aynı şekilde ithal edilmekte olup 2018 Ekim ayı itibarıyla 17 milyon tonu geçmiştir. Petrol ürünleri ve türevleri ithalatının büyük kısmı, yüzde 27'si İran'dan, yüzde 19'u Rusya'dan, yüzde 16,5'i de Irak'tan yapılmaktadır. Tüketilen petrolün sadece yüzde 7'si ülke içerisindeki kaynaklardan elde edilmektedir.

Türkiye, hızla kalkınan bir ülke olarak endüstriyel ve teknolojisi yüksek yenilenebilir enerji kaynaklarına önem vermelidir. Bu alanda yatırım yapacak olan firmalara bürokrasi azaltılmalı ve teşvik yoluyla kolaylıklar sağlanmalıdır. Enerji yatırımları konusunda maalesef bir bilgi kirliliği had safhadadır. Bunu gidermek adına yatırımcılara gerekli destek ve bilgi sağlayabilecek donanıma sahip uzmanlar yetiştirilmeli ve bu uzmanlar da yatırımcıyı doğru yönlendirmelidir. Özellikle Bakanlık mevzuatı netleştirilerek sürekli yönetmelik değişikliklerinin önüne geçilmesi elzemdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, elektrik, doğal gaz, petrol ve LPG'nin yeterli, kaliteli, sürekli düşük maliyetli ve çevreye uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine tabi faaliyet gösterebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasasının oluşturulmasını ve bu piyasanın bağımsız bir düzenleme ve denetiminin sağlanmasını amaçlamaktadır.

Enerji piyasasındaki önemli sorunlardan bir tanesi de kayıp kaçak sorunudur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak dar gelirli vatandaşlarımız için ağır yük oluşturan bu sorunun bir an evvel çözüme kavuşturulmasını talep etmekteyiz. Ayrıca çiftçinin, sanayicinin, esnafın elektrik faturası yükü de acilen hafifletilmelidir. Bu amaçla kayıp kaçak yükü ve maliyeti ile sayaç okuma maliyeti tüketiciye yansıtılmamalı, TRT payı, Enerji Fonu payı, belediye tüketim vergi oranları azaltılmalı veya tümüyle kaldırılmalıdır.

Ülkemiz, tükenmez bir enerji kaynağı olan güneş açısından coğrafi bir avantaja sahiptir. Yerli ve millî güneş enerjisi konusunda özel sektör özendirilmeli ve önemli yatırım bedeli olan güneş panelleri ve ekipmanların dışa bağımlılığı kademeli olarak azaltılmalıdır. En önemli yatırım bedeli olan güneş panelleri ve ekipmanları konusunda yatırımların hızlı bir şekilde hayata geçmeye başlamasını görmek güzel ülkemiz adına sevindirici bir durumdur. Konya Karapınar'da kurulacak olan bin megavat kapasiteli güneş enerji santrali örnek olacak ve arz açısından millî ekonomimize çok önemli bir katkı sağlayacaktır.

Türkiye rüzgâr enerjisi potansiyeli 48 bin megavat olarak belirlenmiştir. 2017 yılında rüzgâr enerjisinden 18 milyar kilovatsaat elektrik üretilmiştir. 2018 Haziran ayı itibarıyla işletmede olan rüzgâr enerji santrallerinin toplam kurulu gücü ise 6,7 megavattır.

Burada yenilenebilir enerji başlıkları içerisinde biyogaz enerji santrallerine de bir ziraat mühendisi olarak değinmeden geçemeyeceğim. Biyogaz, çürümeye bırakılan bitkisel ve hayvansal atıklar değerlendirilerek hem ısı kaynağı hem elektrik üretimi hem de organik maddece fakir olan ülkemiz toprakları için çare olacak, organik gübre yan ürünü olarak ekonomimize değer katacaktır. Almanya bu konuda çok iyi bir örnek olup hem enerji üretip hem de çiftçisine katma değer sağlarken Türk çiftçisi neden bu alternatif enerji ve gelir kaynağından mahrum bırakılsın? Kırsal göçün önlenmesi açısından çiftçilerimize bu gibi enerji destek yatırımları sağlanmalı, biyogaz üretimi tekrar gündeme getirilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyada elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 11'i nükleer enerjiden karşılanmaktadır. Milletimize matbaanın yüz elli yıl gecikmesinin ve sanayi devriminde geç kalmanın bedeli çok ağır olmuştur. Nükleer enerjide bir miktar geç kalmamıza rağmen bu hatayı tekrar edersek gelecek nesillere ne söyleyebiliriz ki? Dünyada tarımda en büyük ve gelişmiş ülkelerle nükleer enerjide en gelişmiş ülkelerin genelde aynı olması ne büyük tesadüf değil mi; Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Fransa, Kanada, Almaya örneklerinde olduğu gibi. İşletmede olan 454 nükleer reaktörden yarısı Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Japonya'dadır. 54 tane inşaat hâlinde reaktör bulunmaktadır. Fransa 59 nükleer reaktörle Avrupa Birliği üyeleri arasında birinci sırada bulunmanın yanı sıra, enerji tüketiminin yüzde 71,6'sını nükleerden sağlamaktadır ve Avrupa Birliği içerisindeki en ucuz elektrik sunan ülkelerin başında da Fransa'dır. Dünyada ilk sırada olan Fransa, Almanya, Kanada gibi çevre konusunda hassasiyeti olan ülkeler 18 nükleer reaktörle ülke tüketiminin yüzde 14,80'ini karşılamaktadır. Amerika Birleşik Devletleri ise 104 nükleer reaktöre sahip olup enerji tüketiminin yüzde 20'sini nükleerden sağlamaktadır. Çevre ve teknoloji hassasiyeti dikkate alınarak yeni teknolojiyle ülkemizde Akkuyu ve Sinop'ta kurulacak nükleer santraller dikkate alındığında, yılda yaklaşık 80 milyar kilovatsaat elektrik üretilmesi öngörülmektedir. Bu miktarda bir elektriği doğal gaz santrallerinden elde etmek için yaklaşık 16 milyar metreküp doğal gaza karşılık 7,2 milyar ABD doları ödenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla üç senede sadece doğal gaz ithaline ödenecek parayla Mersin Akkuyu'da 4 ünite nükleer santral kurulabilmektedir. Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacak olan bu santrallerde alım fiyatları, evet, bir miktar pahalı olurken on beş yılın sonunda tamamen ülkemiz kullanımına sahip olacağından bu yıllardan itibaren ülkemiz için ucuz bir enerji kaynağı olacağı göz ardı edilmemelidir. Ünlü bir sanayicimiz olan rahmetli İbrahim Bodur "Millî meselelerin fizibilitesi olmaz." diyerek bize önemli bir mesaj vermiştir, mekânı cennet olsun. Nükleer enerjinin faydası sadece elektrik üretimi kaynaklı olmayıp nükleer teknolojinin tarımda, uzay çalışmalarında, sanayide, tıp alanında ve makineleşmede kullanılmasını sağlaması ülkemizin vizyonu ve geleceği açısından çok önemlidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 13/7/1982 tarih ve 2690 sayılı Kanun'la nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla ülke yararına kullanılmasını sağlamak, bu konudaki düzenlemeleri ve denetlemeleri yapmak üzere kurulmuştur. Nükleer enerjinin kullanımı sırasında oluşabilecek iyonlaştırıcı radyasyonun olası zararlı etkilerinden korunmak için gereken ilke ve esasları da belirlemek TAEK'in önemli görevleri arasındadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ulusal Bor Araştırma Enstitüsünün görevi, önemli bir yer altı kaynağımız olan bor araştırmalarını ve üretimini yapmaktır. Bor rezervlerimizin 1978 yılında 600 milyon ton olduğu bilinirken, yapılan arama çalışmalarıyla bugün 3,3 milyar ton rezerve sahip olduğumuz tespit edilmiştir. Dünyada toplam bor rezerv sıralamasında, yüzde 73'lük payla ilk sırada yer almaktayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ABDURRAHMAN BAŞKAN (Devamla) - Ülkemizde bor tüketiminin artırılması, bora dayalı sanayinin geliştirilmesi, borla ilgili üretilecek verimli ve yenilikçi yatırımların artırılması amacıyla sektörel iş birlikleri oluşturularak sanayi kuruluşları desteklenmelidir. Rezerv çalışmaları hâlen Eti Maden-MTA iş birliğiyle sürmektedir.

Dünyada bor ürünlerinin tüketimi yaklaşık 3,86 milyon tondur. 2017 yılında dünya bor talebinin yaklaşık yüzde 57'si Türkiye tarafından karşılanmış olup 2017 yılında rafine bor ürünlerinin üretimi 2 milyon ton olarak gerçekleştirilmiştir.

2018 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla Eti Maden 1,1 milyon ton bor ürünü satışı karşılığında 471 milyon dolar gelir elde etmiştir.

Bor üretimine sahip çıkarken, bor bazlı, katma değeri yüksek ihraç ürünlerinin araştırılması, Ulusal Bor Araştırmanın en önemli görevlerindendir. Bor; tarımdan kimyaya, sanayiden uzay çalışmalarına kadar birçok alanda kullanılan çok önemli bir millî servetimiz olup komplo teorilerine ve spekülasyonlara alet edilmeyecek kadar değerlidir.

Enerji, bir ülkenin geleceği olan nesilleri ilgilendirir ve millî meseledir. Bazı konularda biz siyasiler olarak fikir ayrılıklarımız olabilir ama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDURRAHMAN BAŞKAN (Devamla) - ...savunma gibi, enerji gibi beka sorunu olan konularda birlik olma zorunluluğumuz vardır.

Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)