| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 13.12.2018 |
MHP GRUBU ADINA HASAN KALYONCU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Ankara'da hızlı tren kazasında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Tarım ve Orman Bakanlığının birleşmesinden sonra hâlen taşra teşkilatlarının yapılanmasında hizmetlerin yürütülmesi açısından problemler yaşanmaktadır. Bu problemlerin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Bakanlığın taşra teşkilatlarının havza bazlı bir sistemle yönetilmesi veya teşkilat yapısına döndürüleceği ifade edilmektedir. Kaynakların verimli kullanılması ve koordinasyonu açısından bu düşünceyi olumlu buluyoruz fakat bu sistemin, ekosistem bazlı ve hâlen bu sistemle yönetilen Devlet Su İşleri ve Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatları yapıları dikkate alınarak uygulanması önemlidir. Başka bir şekilde, havza bazlı yönetim tanımlaması eyalet ve benzeri tartışmalara yol açabilecek ve ayrıca, kamu yönetimi standardı açısından da mahzurlu olacaktır.
6831 sayılı Orman Kanunu ormanların korunmasını gözeten hükümler içermekteyken ihtisas komisyonlarında tartışılmadan, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşlarının görüşleri alınmadan biyoçeşitliliği bozacak orman ekosistemlerine ve yaban hayatına zarar verecek düzenlemeler yapılmamalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığına yıllardır çok az miktarda orman mühendisi alımı yapılmıştır. Özellikle, millî parklardaki eleman yetersizliği Sayıştay raporlarına konu olmasına rağmen eleman alımları yapılmamaktadır. Sadece orman mühendisleri alımı değil, aynı zamanda, gıda mühendislerine, veterinerlere, su ürünleri mezunlarına, biyologlara kadro açılmamıştır veya kadroya alım yapılmamıştır. Bu konuda sizlere de gelen birçok talep mevcuttur. Bu durumun giderilmesi ve atama bekleyen lisans ve ön lisans mezunlarına imkân sunmamız gerekmektedir. Aynı zamanda, eksik olan kurumlar arası diyalog geliştirilerek YÖK'le iş birliğine gidilmeli, ihtiyaca binaen üniversite bölümlerinde düzenlemeler de yapılabilmelidir.
Sayın milletvekilleri, 2013 yılında yürürlüğe giren ve kamuoyunda "rotasyon yönetmeliği" olarak bilinen Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yerleştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik uygulamada zulüm yönetmeliği durumuna gelmiştir. Bu durumun bir an önce giderilmesi, oluşan ve oluşacak sorunların ortadan kaldırılması sağlanmalıdır.
Bunun yanında, orman muhafaza memurlarının yetersizliği işleyişi sekteye uğratmakta, yeterli şekilde işler takip edilemediği için mevcut personel devamlı soruşturmalara maruz kalmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatlarında görev yapan teknik personelin çalışma koşullarından kaynaklı fiilî hizmet hakkı, benzer görevleri yapan farklı kurum ve kuruluşlarda görev yapan kamu görevlilerine sağlandığı hâlde bahse konu kamu çalışanlarına hâlihazırda verilmemektedir. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi kamu çalışanları adına önemli bir beklentidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında idari yönetici olarak görev yapan pek çok bürokrat görevlerini vekâleten yürütmekte olup vekâlet yöntemiyle idari görevleri yürütmenin pek çok bakanlık ve kuruluş için neredeyse genel bir usul hâline geldiği görülmektedir. Bahse konu kamu görevlileri ise yürüttükleri görevlerin tüm yetki ve sorumluluklarını üstlenirken ekonomik haklarından faydalanamamaktadır. Bu nedenle, Bakanlık bünyesinde bağlı, ilgili tüm kuruluşlarda mevcut idari kadrolar için bir an önce görevde yükselme sınavı açılarak başarılı olan kamu görevlileri mesleklerine göre boş olan ya da vekâletle yürütülen idari pozisyonlara atanmalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı Teşkilat Kanunu ve Bakanlık hizmetlerini düzenleyen pek çok mevzuatta Bakanlığın en temel görevlerinden birinin kontrol ve denetim görevi olduğu tanımlanmaktadır. Malumlarınız üzere, denetim görevi risk içermekte olup risk koşullarında görev yapan bazı kurum çalışanlarına "risk tazminatı" adı altında ödemeler yapılmaktadır. Bu uygulamanın Bakanlığın teşkilat kanununda yer alan denetim hizmetlerini yürüten tüm personele yönelik geliştirilmesi önem arz etmektedir.
Ayrıca, gıda denetimi çerçevesinde günlük beş saatten fazla görev yapan bazı lisans düzeyi mezunu kamu görevlilerine uygulanmaya çalışılan gıda kontrol ücreti uygulaması, idareci inisiyatifinden çıkarılarak bahse konu lisans düzeyi mezunu tüm personele uygulanmasının yanında, ayrıca denetim hizmetlerinde denetmen yardımcısı olarak görev yapan tekniker ve teknisyenleri de kapsayacak şekilde Bakanlıkça yeniden düzenlenmelidir.
Tarımda aşırı ve bilinçsiz kullanılan ilaç ve gübreler alıcı ortamlarda kirlenme oluşturmaktadır. Bu konuda alınan önlemler ve denetimler yetersizlik göstermektedir. Denetim ve önlemlerin artırılması gereklidir.
Sürekli dile getirdiğimiz ve geleceğimizi değiştirecek iklim değişikliği konusunda strateji geliştirilmelidir. Bu strateji içerisinde istilacı türlerin de ülkedeki hareketleri tam olarak ortaya konmalı ve gelecekte ürün desen değişim senaryoları yapılmalı ve bu planlar doğrultusunda stratejiler geliştirilmelidir. Bu konularda üniversitelerle iş birliği yapılarak öncelikli olarak desteklenmelidir. Aynı zamanda, çiftçimiz de bu konularda bilinçlendirilmelidir.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bitkisel üretim her alanda azalmaktadır. Kanuna göre, gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i tarım desteği olarak ayrılması gerekirken verilen destek miktarı yüzde 1'in altında kalmaktadır. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi verilecek desteğin de yerinde kullanılmasının sağlanması gerekmektedir. Bu konuda denetimin yine sıklaştırılarak sağlanması gereklidir. Tarım alanlarının satışlarında ön alımla ilgili kanun tekrar düzenlenmelidir. İhaleye çıkarılan alanlarda ön alım hakkının geçerliliği kaldırılmak suretiyle birçok karmaşaya engel olunabilir.
Genetik mirasın korunması açısından oluşturulan Tohum Gen Bankası çok büyük önem taşımaktadır. Bunun yanında, Trabzon'da yeni oluşturulan ve yapımı devam eden Ulusal Su Ürünleri Gen Bankası da oldukça önemlidir. Bu çalışmalar üzerinde özellikle itina gösterilmesi gerekmektedir. Yerli tohumlar üzerinde yapılan çalışmalar özendirilmeli ve daha fazla araştırıcının konuya yönlendirilmesi sağlanmalıdır. Su ve sulak alanların yönetimi ve bu yönetimdeki yetki karmaşası millî bir su politikasının bulunmayışı gelecekte birçok probleme sebebiyet verecektir.
Son yıllarda ve günlerde görülmekte olan sağanak yağışlar da ileriki dönemlerde artacak ve devam edecektir. İklim değişikliği meteorolojik değişimleri de beraberinde getirmektedir. Bu alanda da altyapı düzenlemeleri tarımsal alanlarda alınacak önlemler paketi oluşturulmalıdır. Felaket gelmeden önlemleri almak ülkemizin geleceğini güvence altına almamızı sağlayacaktır. Barajlar, su yapıları ve havza planlamaları yapılırken bu kriterlerin tamamı göz önünde bulundurulmalıdır. Tarımda tam manasıyla damla sulamaya geçilmesi ve kuyulardan su çekimi kontrol altında tutulması gerekmektedir. Kaçak kuyulara izin verilmemeli ve bu önlemler alınırken de çiftçilerimiz mağdur edilmemelidir.
Ülkemizdeki yüzey suların kirlilik düzeylerini belirleyen çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda yüzey sularında kirli alanların iyi duruma getirilme çalışmaları hızlandırılmalıdır. Yer altı suni baraj ve su havzası oluşturma girişimleri de hızlandırılmalıdır. Akarsular üzerinde yapılan su yapılarındaki balık geçitleri tekrar düzenlenmeli ve o bölgede yayılış gösteren balıkların ekolojik isteklerine göre yeniden organize edilmelidir.
Ülkemizde özellikle bazı illerde tarım arazileri bireysel olarak veya kooperatif kurularak hobi bahçeleri adı altında ekonomik anlamda tarım yapılamayacak boyutlarda çok küçük parçalara bölünmekte, üzerine tel, çit, duvar ve yapı inşa edilerek satılmaktadır. Ancak bu satışın tapu müdürlükleri kanalıyla değil kooperatif üyeliği şeklinde veya noter sözleşmeleri ile yapıldığı, gerek kaymakamlıklara gerekse de tarım ve orman il müdürlüklerine yoğun şekilde şikâyetler bulunduğu bilinmektedir. Bu durum, İzmir'de de olduğu gibi, özellikle seçim bölgem İzmir'de Aliağa, Menderes, Buca, Torbalı gibi ilçelerde yaygınlaşmakta ve arazi sahipleri açısından rant kaynağı olarak görülmektedir. Şu an itibarıyla kuruluş aşamasında olanlarla birlikte 25'e yakın kooperatif faaliyete geçmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin Sayın Kalyoncu.
HASAN KALYONCU (Devamla) - Bu konu acil şekilde araştırılıp çözüme kavuşturulmalıdır.
Bunun yanında Su Enstitüsünün kuruluş amacı su politikalarını geliştirmek ve eş güdümü sağlamak iken bu görevi yerine getirememektedir. Şu anda var olan ve işleyen yapısıyla gösterdiği faaliyetler Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri tarafından zaten yapılmaktadır. Ya bu enstitünün kapatılması veya asli görevine döndürülmesi gerekmektedir.
Bütçenin hayırlı olmasını diler, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kalyoncu.