| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 13.12.2018 |
CHP GRUBU ADINA CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Öncelikle size bir resim çizeceğim: Çiftçi, AKP döneminde üretimden kazanç sağlayamadı. Gidin Mersin haline -üretici halidir- narenciye 50-60 kuruşa satılıyor. Maliyeti ne? 60 kuruş. Narenciyede ihracat destekleri geçtiğimiz yıllarda, geçtiğimiz hükûmetler döneminde 150 dolardı tona arkadaşlar, sıfırladınız. Tohum, gübre, ilaç, mazot, bunlar hep ithalat kalemi. Fiyatları o kadar arttı ki çiftçi artık gübre alıp arazisini ekemiyor, bahçesine ilaç veremiyor. Çiftçi ekonomik anlamda bitiyor, kur dalgalanmasından doğrudan etkileniyor. Çiftçi, AKP döneminde tarımdan koptu, üretime küstü. Ekip diktiğinden kazanamayan çiftçi yaka silkti. AKP iktidarında 500 bin kayıtlı çiftçi topraktan koptu. 3 milyon dekar tarım arazisi tarımdan çıktı. Bunlar neden oldu biliyor musunuz? AKP'nin vermediği tarımsal destekler nedeniyle oldu. "Mazotun yarısı sizden, yarısı bizden." dediniz, tamamını çiftçiye yıktınız. Tarım Kanunu ne diyor? "Destekler gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i kadar olmalı." diyor. 2017 yılında millî hasıla ne kadardı? 851 milyar dolar. Ne kadar pay ayırmanız gerekiyordu? 8,5 milyar dolar. Ne ayırdınız? 3,5 milyar dolar. Çiftçinin hak ettiği 5 milyar dolar nerede? Tarım Kanunu'nun gereğini yapmadınız; çiftçinin hakkını yediniz, yandaşlara peşkeş çektiniz, ithalat baronları yarattınız.
Sayın Bakan, siz yasanın emrettiği desteği vermediğinizde çiftçi borçlanıyor. Geçtiğimiz beş yılda çiftçilerimiz her ay fazladan 1,1 milyar lira borçlandı. 2014 başında 40 milyar lira olan tarımsal kredi borçları 110 milyar liraya ulaştı. Siz her konuşmanızda "Tarıma 2002 yılından sonra şu kadar destek verdik, bu kadar destek verdik." dediniz, durdunuz. Çiftçi borç batağına saplandı, icralık oldu. 2006'dan bu yana çiftçinin sizden tam 154 milyar lira alacağı var. Bu parayı çiftçiye verseniz 110 milyar lira borç kalmaz, üstüne çiftçi için harcayacağınız 44 milyar lira da Tarım Bakanlığı bütçesine kalır ki çiftçinin hiçbir sıkıntısı da kalmaz.
Değerli arkadaşlar, borcunu çeviremeyen çiftçiler sonunda çareyi canına kıymakta buldu. Ekim ayında -her iki haftada- 3 çiftçi borçlarını ödeyemediği için intihar etti. Siz soğan deposunu basmakla meşguldünüz bu arada. Aydın'dan Kırşehir'e, Kayseri'den Tekirdağ'a ülkenin dört bir yanında çiftçiler canlarına kıyıyor. Tarımda yapısal reform uygulamıyorsunuz. İntihar oranları daha da artacak. Hal Yasası da maalesef çare olmayacak. Küçük çiftçiye -onları üretimde tutacak- hak ettikleri desteği vermeyen iktidarınızı kınıyorum. Bu canına kıyanların vebali sizlerin boynuna.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çiftçi üretimden kopunca ne oluyor? Hububattan bakliyata, etten süte her ürün ithal ediliyor hem de plansız programsız bir şekilde. İhtiyaçtan fazlasını ithal edip piyasayı mahvettiniz. Yerli üreticiyi küstürdünüz. İthal ettiğiniz 20 bin ton eti satamadınız, depolarda bekliyor. Et ve Süt Kurumu "Nereye koyacağım bunları?" diye düşünüyor. İthal ettiğiniz 300 bin baş hayvanı satacak ülke arıyor, bulamıyorsunuz. Hayvan ithalatından hangi yandaşınız faydalanıyor, bunu özellikle soruyorum. Hayvanını kestirmek için bekleyen Türk üreticisine "Üç ay sonra gel." diyorsunuz. Bu hayvanlar canlı, ahırda kaldıkları her gün çiftçiye artı maliyet yükleniyor, çiftçinin başına bela oluyor.
Bitmedi, bitkisel ürünlerin hasadı olacak, çiftçi fiyatlar netleşsin diye bekliyor, alım garantisi bekliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sayın Başkanım, çok önemli, bitirmek istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Gökçel, tamamlayın.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Bakanlık "O ürünü ithal edeceğim." diyor. "Bir durun, kendi çiftçimiz kazansın, ihtiyaç olursa ithal edin." diyen yok, illa çiftçi ektiğine, diktiğine pişman olsun. Tarım politikanız bu, pişman etmek.
Değerli milletvekilleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı birleşti. İkisinin geçen seneki bütçesi 36 milyar 400 milyon ediyordu. 2019 için Tarım ve Orman Bakanlığı 33 milyar 743 milyon lira bütçe istiyor. 3 milyar liraya yakın para kayıp. Nerede bu kayıp? Kemer sıkıyorlarmış. Kemeri önce kendiniz sıkın, israfa son verin; gariban çiftçinin, köylünün hakkından kısmayın. Tarıma ayrılan bütçenin tamamı gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i bile etmiyor. Bu hâliyle bütçe çiftçinin yarasına merhem değil, yarasına tuzdur.
Değerli Bakan, burada, Ziraat Bankasına özellikle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sayın Başkanım, bağlıyorum, çok önemli.
BAŞKAN - Evet, ama bağlayın, bu son uzatmam.
Buyurun.
CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sayın Bakan, Ziraat Bankası şöyle bir uygulama yapıyor: Çiftçiler borçlu, tekrar krediye ihtiyacı var, bu kredi için bankaya gidiyor, bankanın yetkilileri ne diyor çiftçiye biliyor musunuz: "Borçları yapılandırırız, tamam, çok güzel, yapılandıralım ancak cari faizle yapılandırırız bu borçları." Çiftçi zaten kazansa bu borcu zamanında ödeyecek. O çiftçiye daha iyi imkân sunmak varken fırsat elimizde diye çiftçinin gırtlağına yapışıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, ne çiftçi ne köylü koyun değil, güdemezsiniz. Hakkını arayan bir yapısı var artık çiftçinin; temsilcisi var, onu savunan Cumhuriyet Halk Partisi var.
Hepinizi saygı ve selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Gökçel.