| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 14.12.2018 |
CHP GRUBU ADINA CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, dün meydana gelen tren kazasında ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara bir an evvel acil şifalar diliyorum. Ülkemizde çok sıkça yaşanan bu kazalar bir idari sorundur. Yani neredeyse yönetenler "Bu, işin fıtratında var." diyecekler ama bu, bir yönetimsel sorundur değerli arkadaşlar. Yani buralarda liyakatle ilgili yeterli derecede personel bulundurulmaması ve de daha altyapı sistemlerinin oluşturulmadan hizmete açılmış olması bu kazaların en önemli sebebidir. Bu sebeple bu işin idari, hukuki ve cezai sorumluluğu bu ülkeyi yönetenlerindir.
Değerli arkadaşlar, bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçeleri görüşülmekte. Öncelikle turizm yönünden konuyu ele alır isek başta ilim Antalya olmak üzere Türkiye açısından turizm ülkemizin gelişimi ve ekonomisi açısından en önemli sektörlerden birisidir ancak hâlâ turizmle ilgili ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bugün "Ülkede turizm gelişti." derken tek değerlendirme kıstası neredeyse sadece ülkeye gelen turist sayısıyla ölçülmekte ancak bu değerlendirme çok doğru değildir; önemli olan turizmdeki kalitedir, tesislerin kalitesidir; alternatif turizm imkânlarının sağlanıp sağlanmadığıdır ve tesislerdeki yapılanma sorunudur en önemli konular.
Bakın değerli arkadaşlar, örneğin Antalya'da yüz binlerce çalışan işçimiz, emekçimiz var. Bu çalışan gençlerimiz 31 Ekim geldiğinde beş aylık askı süresine tabi tutulmakta yani geçici olarak iş akitleri askıya alınmakta. Ya, bu gençler, bu insanlar beş ay süreyle ne yiyip ne içecekler? Yani işsiz kalmaktalar kısacası, kış sezonu olduğu için de iş bulamamaktalar. Yani böyle bir sorunla karşı karşıyayız ve hâlâ bu beş aya tekabül eden askı süreciyle ilgili çözüm geliştirilemedi.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde turizm kadar kültürel değerlerimiz de çok önemli. Öyle ki bu topraklarımızın neredeyse her metrekaresinde çok önemli kültürel varlıklara sahip bulunmaktayız. Kazdıkça yeni eserler ortaya çıkmakta ancak en önemli sorun, bu değerlerimize sahip çıkamamaktayız, o kültürel varlıklarımızı koruyamamaktayız. Özellikle de "restorasyon" adı altında bu tarihî eserlerimiz gerçekten orijinalliğini ciddi şekilde kaybetmekte.
Bakın, Komisyonda da benzeri eleştiriler yapılmıştı. Bu tarihî eserlerin restorasyonlarıyla ilgili eleştiriler yapıldığında, verilen cevapta Bakanlık "Efendim, bize haksızlık yapılmakta, haksız eleştirilere maruz kalmaktayız. Oysaki biz bu restorasyonları uluslararası restorasyon kriterlerine göre yapmaktayız." şeklinde bir cevap vermiş.
Şimdi ben size şunu göstermek istiyorum değerli arkadaşlar. Bakın, bu ülkede "restorasyon" adı altında orijinalliği hızlı bir şekilde kaybettirilen eserler var. Örneğin Antalya'da iki bin yıllık Aspendos Tiyatrosu'nda, bakın, mutfakta kullanılan mermerler kullanıldı. Yani böyle bir rezalet olabilir mi değerli arkadaşlar? Şuraya bakın, iki bin yıllık merdivenlerin bulunduğu yer mutfakta kullanılan mermerlerle işte böyle, bu hâle getirildi.
Değerli arkadaşlar, yine, Antalya Korkuteli ilçesi Alaaddin Mahallesi'nde, yine ismi Alaaddin Camisi olan Selçuklulardan kalma sekiz yüz yıllık kapı, orijinali bu. Bu kapı UNESCO'nun korunmaya değer görülen eserleri arasındaydı ama restorasyona bakın, şu hâle bakın değerli arkadaşlar. Bu kapı -Sayın Bakan, daha önce de gösterdim- şu orijinalliğinden bu yıkılan hâle getirildi ve o kadar mücadele ettik, en son -bu şekilde- kapının yeni mermerlerle getirildiği hâle bakın. Bu sekiz yüz yıllık Selçuklu kapısına yapılan ihanet, camisine yapılan ihanet. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bu konuda birkaç örnek vereyim. Şunu söyleyeyim: Bakın, Van Gevaş'ta Melik İzzettin tarafından kızı Halime Hatun için yaptırılan Halime Hatun Kümbeti. Bu kümbet sekiz yüz yıllık. Ne bilsin Melik İzzettin sekiz yüz yıl sonra gelip de TOKİ'nin oraya inşaat yapacağını. Niye böyle bir şey yaptın Melik İzzettin, TOKİ gelip oraya inşaat yapacaktı, niye kümbeti oraya yaptın? Yani böyle, tarihin katledildiği yerler var.
Bakın, İstanbul Şile'de Cenevizlilerden kalma iki bin yıllık Ocaklı Ada Kalesi restorasyonu. Bu, restorasyon mu, Sünger Bob mu, kale mi, nedir? (CHP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlar, şu rezalete bakın. Yani böyle bir restorasyon...
Sizlerden ricam, Sayın Bakan sizlerden ricam, lütfen iktidardan gidinceye kadar bu tarihî eserlere el sürmeyin, hiç olmazsa böyle korunsun, kalsın. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, ülkemizde bir de gençlerimize sahip çıkması gereken ve de özellikle gençlerimizin sportif yönüyle de sahip çıkılması gereken Spor Bakanlığı bütçesi de bugün görüşülmekte. Bizler gençlerimizle gurur duyuyoruz. Ülkemiz genç bir nüfusa sahiptir ve de bu gençlerimizin potansiyeli bizim geleceğimizin en önemli değeridir ve bu anlamda da biz gençlerimizin kendini geliştirmiş, yetiştirmiş, dünyaya entegre olmuş, dünyala barışık gençler olmasını istiyoruz. Bu anlamda da gençlerimizin sorunlarına çareler üretilmeli. Ama gelin görün ki, ülkemizde gençlerin sorunları hâlâ çığ gibi büyümekte.
Özellikle, bakın, üniversitede okuyan gençlerimizin en önemli sorunlarından biri yurt sorunu. Hep söylüyoruz bunu. Bakın, bu gençlerimiz, yurt sorunları çözülmezse, kötü amaçları, emelleri olanların eline itilir. İşte, geçtiğimiz dönemlerde bu ülkede yaşanan felaketlerin altında yine bu ihmaller yatmakta. Bakın, 2002 yılında üniversite gençlerimizin yurttan yararlanma oranı yüzde 9,5. Hani, AKP iktidarına mensup arkadaşlar bu ülkede bir değerlendirme yapacaklarında milat olarak 2002'yi alır ya, ben de oradan alıyorum. Evet, 2002 yılında bu ülkede üniversitede okuyan öğrencilerimizin yurtta kalma, barınma oranı yüzde 9,5. 2017'de kaç değerli arkadaşlar? 7,6; 2018'de ise 8,8. Hani bu konudaki başarınız? İşte, oranlar bunu ortaya koymakta. Gençlerimize sahip çıkalım, yurt sorununu özellikle çözmeye gayret gösterelim değerli arkadaşlar.
Bugün, neredeyse, çocuk yaştan gençliğe kadar her aşamada gençlerimiz madde bağımlılığı tehdidi altında bulunmakta. Bugün ilkokullara kadar inen sigara ve kötü alışkanlıklar gençlerimizi tehdit etmekte. Bu konu hukuki boyutuyla, Emniyet boyutuyla, aileyi ilgilendiren boyutuyla hâlâ ciddi bir sorundur. Bu sorunun üzerine gitmek zorundayız; gençlerimizi, çocuklarımızı bu tehditlerden kurtarmak zorundayız.
Değerli arkadaşlar, gençliğimizle övünüyoruz ama, bakın, ben size şunu söyleyeyim: OECD ülkeleri arasında ve AB ülkeleri arasında gençlerin işsizlik oranı, bakın, Türkiye'de 2 kat. Bugün Türkiye'de üniversitede okuyan ve çalışanların dışında genç işsizlik oranı yüzde 27,2; bu oran, ifade ettiğim gibi, OECD ülkeleri ve AB ülkelerinin 2 katı. Evet, iktidarsanız öncelikle gençlerin iş sorununu çözmek zorundasınız. On altı yıldır bu ülkede işsizlik had safhadadır ve özellikle de gençlerimiz daha fazla işsizlik tehlikesi altında bulunmaktadır.
Komisyonda sordum, "Sayın Bakan, son beş yıl içerisinde bu ülkede ana spor dalları üzerinde bir başarımız var mı, söyleyin." dedim. Evet, teşekkür ediyorum kendilerine, yazılı cevap vermişler ama sorunun cevabı değil. Sorumuz "son beş yıl içerisinde"ydi ama ana spor dalları üzerinde çok da, böyle, söyleyebilecekleri bir başarı yok çünkü sporumuz yerli ve millî olmaktan çıkarıldı değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum.
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
CAVİT ARI (Devamla) - Bugün Türk takımlarına bakıyoruz, 11 kişilik bir futbol takımı var, 10'u yabancı değerli arkadaşlar; yani, takım sahaya çıktığında İstiklal Marşı'nı okuyacak, neredeyse, sporcu yok değerli arkadaşlar. Böyle millîlik olur mu değerli arkadaşlarım? (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Böyle, sporda başarılı olabilir miyiz? Değerli arkadaşlarım, bu nedenle de millî hiçbir başarımız yok.
Bakın, "Beş yıl süreyle başarımız var mı?" diye sordum; 2008'de başarıyla ilgili ne olmuş? Futbolda Avrupa'da 3'üncü olmuşuz. Efendim, 2008'den 2018'e on sene geçmiş; ben beş seneyi sordum. Yani, spordaki en son başarımız on sene önce olmuş. On sene önce Basketbol Millî Takımı'mız yine Dünya Şampiyonası'nda 3'üncü olmuş.
Değerli arkadaşlar, yani birkaç tane 3'üncülüklerimiz dışında bugün sporda başarımız kalmamış. İşte, bu da iktidarın genel anlamda ülke yönetimine bakış açısıyla ilgilidir. Sporda da yerli ve millîlikten uzaklaştığımız müddetçe millî hiçbir başarımız olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.
O nedenledir ki değerli arkadaşlar, özümüze dönelim ve gençlerimizi spora özendirelim ve tekrar, yine Türk Bayrağı'nı o göklerde dalgalandırmaya hep beraber çalışalım diyorum.
Bütçe, turizmde ve sporda ülkenin sorunlarını çözmeye yeterli değildir. O nedenle de "hayır" diyoruz bu bütçeye.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)