| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 15.12.2018 |
MHP GRUBU ADINA YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığının 2019 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi ve televizyonları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, eğitim, bir toplumun gelişmesi ve uygar seviyelere ulaşması için gerekli en önemli yapı taşıdır. Eğitim politikası çökmüş bir millet yok olmaya mahkûmdur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır. Türk milletine mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevi ve kültürel değerlerimizi özümsemiş, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlığı yüksek, yeni gelişmelere açık, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, girişimci, demokrat, kültürlü, erdemli ve inançlı nesillerin yetiştirilmesi eğitim politikamızın temel amacı olmalıdır." Millî bütünlük bilincinin geliştirilmesi, ahlaki, manevi değerlerin güçlendirilmesi ve sosyalleşmenin sağlanması için okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve bu yaş grubundaki nüfusun daha erken yaşta örgün eğitim programı kapsamına alınması sağlanmalıdır. Eğitimde millî ve manevi içerik zenginliğine sahip araç ve gereçlerin kullanımı yetersizdir. Çocuklarımızın manevi ve kültürel değerlerimizi özümsemesine yardımcı olacak, millî içerik zenginliğine sahip yayın, film ve benzeri eğitim araç gereçlerinin üretimi desteklenmeli ve kullanımı sağlanmalıdır.
Türklüğün ve İslam'ın millî ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlâna, Hacı Bayram Veli ve Yunus Emre gibi önder şahsiyetlerin hayatı ve felsefesi ortaöğretimde seçmeli ders olarak okutulmalıdır.
Din kisvesi altında pazarlanmaya çalışılan sapkın akımlara karşı çocuklarımızı korumak için Anadolu irfanını öne çıkaran bir din eğitimi benimsenmelidir.
Sayın milletvekilleri, güçlü ve kalıcı devletlerin temelinde güçlü millet yapılanmasının olduğuna tanıklık ettik ve hâlâ da ediyoruz. O zaman, 2071 gibi yarım asırdan fazla bir misyon ve vizyon söz konusu ise kalkınmayı sadece ticari ve teknolojik boyutta düşünmek yerine, kalkınmayı sağlayacak yetenekli genç insan kaynağını yetiştirecek yüksek ülkü ve ideallerin yani kültürel değerlerin üretilmesi de vazgeçilmezimiz olmalıdır.
Üstün zekâlı ve üstün yetenekli öğrencilerin özel eğitim imkânlarına kavuşturulması sağlanarak bu öğrencilere yönelik stratejik bir kariyer planlaması ve yönlendirme sistemi geliştirilmelidir. Özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin tanımlanması, sınıflandırılması, özel eğitim kurumlarının yaygınlaştırılması, denetlenmesiyle eğitim programlarının günün ihtiyaçlarına göre yeniden değerlendirilmesi şarttır. Eğitimin her kademesinde müfredatın, millî ve çağın gereklerine uygun bir şekilde planlanması ve uygulanması esas olmalıdır. Yine, eğitimin bütün kademelerinde müfredat ve sınav sistemi gibi temel konularda istikrar kazandırılmalıdır. Eğitim-istihdam ilişkisinin kurulmaması en önemli sorunlarımızdan biridir. Ekonominin ihtiyacı olan ara insan gücünün yetiştirilmesine, ayrıca örgün ve yaygın mesleki teknik eğitime ve beceri kazandırıcı eğitime ağırlık verilmelidir. Tamam, kabul ediyoruz, Millî Eğitime bütçeden ayrılan pay arttı ama buradan özellikle şunu belirtmek istiyoruz ki para her şey değildir. Okul yapabilirsiniz, sınıf yapabilirsiniz, bir sürü altyapıyı tamamlayabilirsiniz ki bunu sonuna kadar da destekliyoruz ama buralarda gerçekleşecek olan bu eğitim, insan unsurunu besleyecek olan öğretmenleri ve yöneticileri yetiştirmedikten sonra, eğitim liderlerini yetiştirmedikten sonra, onları gerekli niteliklerle donatmadıktan sonra bir sürü problemle karşı karşıya kalırız. Nitekim, günümüzde de bunu zaman zaman yaşıyoruz. On altı yılda nicel olarak yapılan bir sürü çalışmaya karşı görüyoruz ki nitelikte arzulanan hedeflere ulaşılmamış. O zaman demek ki bir sorun var. Bizler her zaman söylüyoruz: Öğretmen, öğretmen, öğretmen. Bir değişiklik mi yapmak istiyoruz, öğretmenden başlamamız gerekiyor. Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz. Öğretmenin ayaklarının yere sağlam basması gerekiyor. Öğretmen bütün zorlu şartlara rağmen, kendisini o okula, o sınıfa ait hissediyor ama gerçekten bu aidiyetin yükseltilmesi gerekiyor. 2011 yılında kaldırılan sözleşmeli öğretmen istihdamı yeniden başlatıldı, geçmişte yaşanan mağduriyetlerin tekrardan günümüzde de yaşatılmasına vesile oldu. Bundan dolayı, onlarca telefon, mail ve görüşmeye gelen öğretmenleri görüyoruz. Tayin durumlarında, özellikle eş durumu tayini durumlarında yaşadıkları problemleri dile getiriyorlar. Bununla ilgili... Öğretmenlik mesleği, özel bir ihtisas mesleğidir. Asli ve sürekli kamu hizmetinin öncelikli olarak kadrolu memurlar eliyle görülmesi esastır. Bunun yerine sözleşmeli öğretmen, personel istihdamı tercih edildiğinde, aynı görevi yerine getiren kamu personeli arasında statü farklılığından dolayı farklı uygulamalar ve farklı özlük hakları oluşmaktadır. Bu ayrım, eğitim öğretim hayatındaki çalışma barışını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu doğrultuda, sözleşmeli öğretmenlerin mutlaka ve mutlaka istihdamından vazgeçilmelidir. Sözleşmeli öğretmenin özellikle doğu ve güneydoğuda istihdam edilmesinin nedenlerini anlayabiliyoruz. Buna başka bir çözüm, aslında teşvik yöntemiyle de çözülebileceği inancını da taşıyoruz; önceki yıllarda yapıldığı gibi, gerekirse rotasyonla da çözülebileceğine inanıyoruz. Öğretmeni birbirinden ayırmamamız lazım. Öğretmeni "sözleşmeli" "ücretli" "kadrolu" diye ayırdığımız zaman, o öğretmenlik mesleğine ait olan öğretmeni ayrıştırdığımız zaman, emin olun, öğretmenlik mesleğine bir yerde gölge düşürmüş oluyoruz. Bunun mutlaka kaldırılmasını özellikle rica ediyoruz.
Ayrıca, öğretmenin çalışma şartlarının iyileştirilmesiyle ilgili, ek göstergelerle ilgili, 3600'e yükseltilmesiyle ilgili önergelerimizi Meclisimize sunduk, yüce Meclisimize, aziz Meclisimize sunduk. Bununla ilgili çalışmalar yapıldığını da Bakanlığımızdan gene öğrenmiş bulunmaktayız ve bu konuda da ciddi anlamda mutluyuz hem partimiz hem de grubumuz adına.
Tayin, terfi ve yer değiştirmelerinde liyakat, hakkaniyet ve adalet prensiplerinden ayrılınmamalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Karadağ, bir dakika ilave ediyorum.
YAŞAR KARADAĞ (Devamla) - Bununla birlikte, öğretmenlere ödenen ek ders ücretleri vergiden muaf tutulmalı, her yıl eğitim öğretim yılı başında ödenen eğitim öğretime hazırlık ödeneği, brüt bir maaş tutarında ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan MEB ve Yükseköğretim personelinin tamamına verilmelidir.
Atanamayan öğretmenlerin sorunu kademeli olarak bütünüyle çözülmelidir. En büyük sıkıntılarımızdan birisi de ücretli öğretmenlerimizin durumu. Bu konuda yapılan çalışmalar olduğunu biliyoruz ancak bizlere gelen yoğun telefon ve maillerde de görüyoruz ki hâlâ mağdur olan ücretli öğretmen arkadaşlarımız bulunmaktadır. Ücretli öğretmen arkadaşların atamalarının yapılması konusunda da -özellikle atanamayan, boş kalan kontenjanları dile getiriyorlar- gerekli çalışmanın yapılmasını bekliyoruz.
Bu vesileyle 2019 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Karadağ.