| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 8'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 18.12.2018 |
HDP GRUBU ADINA BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, her gün çok sayıda basın-yayın organında farklı konularla ilgili sayılar, istatistikler eşliğinde haberler yapılıyor. İstatistik öyle bir araç hâline getirildi ki çoğu zaman gerçek olmayanları doğruymuş gibi göstermek için yani yalan bilgi için temel başvuru kaynağı hâline dönüşmüştür. Amerikalı yazar Mark Twain "Üç çeşit yalan var; yalanlar, kahrolası yalanlar ve istatistikler." der. Neredeyse görüşmelerin sonuna geldiğimiz 2019 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde ben de TÜİK bütçesini bu bakış açısıyla değerlendirmeye çalışacağım.
Sayın milletvekilleri, şu bir gerçektir ki, istatistikler toplumlar açısından geçmişi anlamanın, bugünü yönetmenin ve geleceği planlamanın en önemli sayısal anahtarlarıdır. Ancak istatistiki veriler önemli oldukları kadar tehlikelidirler de çünkü devleti yönetenlerin kamuoyunu yönlendirmek için kullanabilecekleri müthiş bir yalan makinesine dönme olasılığı her zaman vardır. Nitekim ünlü siyasetçi Churchill'e atfedilen şu söz günümüzde istatistik bilimine iktidarların bakış açısını gayet net bir şekilde tariflemektedir: "Kendim manipüle etmediğim istatistiğe inanmam." Son yıllardaki performansına baktığımızda, eski adıyla Devlet İstatistik Enstitüsü, 2005'ten bu yana Türkiye İstatistik Kurumu olarak anılan bu kurumun bizlere geleceğin sağlıklı bir biçimde planlanabilmesi, etkin politikaların oluşturulabilmesi için veriler sunmak yerine, hükûmetlerin manipülasyon aracı olma işlevi gördüğü ortadadır. AKP sadece kendi belirlediği doğruların açıklanmasını, halkın buna inandırılmasını istemekte ve bu talebe kısmen karşı çıkıp işinin gereğini yapanları ise ya görevden alıyor ya da emekliliğe sevk ediyor. Daha yakın zamanda, 3 Ekim günü, TÜİK'in enflasyon verilerini açıklaması ve Yeni Ekonomi Programı'nın hedeflerinin çok üzerinde bir veri açıklaması üzerine, TÜİK Başkan Yardımcısı Enver Taştı aynı gün tenzilirütbeyle görevinden alındı. Sadece iki ay önce karşılaştığımız bu örnek dahi, tek işi nesnel veriyi, bir anlamda, pazarda, mağazada, evinde, gelen zamlarla mücadele etmek zorunda olanları, gerçek Türkiye'yi sunmak olan bu kurumun nasıl siyasal iktidarın baskısında olduğunun kanıtıdır. TÜİK, olanı olduğu gibi vermek yerine, Hükûmetin yanlış politikalarının sonuçlarına yönelik eleştirilere tampon kurum hâline gelmiştir.
Hepinizin bildiği gibi, geçtiğimiz yıllarda, TÜİK, millî gelir verilerinde revizyona gitmiş, ancak kurum, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği istatistik bürolarının revizyon önerilerinin çok ötesine geçtiği için eleştirilmişti. Ünlü iktisatçı, hocaların hocası Korkut Boratav bu değişikliği şöyle yorumlamıştı: "TÜİK'in yeni millî gelir hesapları arızalıdır, güvenilmez öğeler içermektedir, olduğu gibi kullanılması sakıncalıdır, daha sonra iktisatçıların yapabileceği revizyon ve düzeltmeler de herkesin kullanabileceği ortak bir veri tabanı oluşturamaz." demiştir. "TÜİK, ısrar ettikçe, Türkiye ekonomisi üzerinde sağlıklı, güvenilir çalışmaları kösteklemiş olacaktır." demiştir.
Sayın milletvekilleri, uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin referans kurumu olması gereken TÜİK, büyüme iddialarının devam etmesine yönelik propoganda aracı olamaz, olmamalıdır. Eğer olursa, bu hâl, bu ülke insanına kötülük etmekten başka hiçbir anlam taşımaz. Büyümenin hane halklarının kazancı olmadığını, üç beş inşaatçı yandaş firmanın olduğunu çok iyi biliyoruz ve bu çok açık bir şekilde görülüyor zaten.
Yakın dönemin gündemi olması dolayısıyla, büyüme rakamlarından ve dolayısıyla fiyat dalgalanmalarından devam edersek TÜİK'in bu konular üzerine bize sunduğu verileri tarihsel karşılaştırma yapabileceğimiz bir araç da yoktur ne yazık ki. Sokaktan geçen bir yurttaşın bu verilere erişimi neredeyse imkânsızdır. TÜİK verilerine ulaşmak ve bunlarda karşılaştırma yapmak için neredeyse doktora yapmış olmak gerekiyor. Kaldı ki neyi karşılaştıracağız, TÜİK'in rakamlarına güveniyor muyuz? Dün işsizlik rakamları açıklandı. "Evet, bu açıklama inandırıcıdır." diyebilecek bir iktisatçı acaba çıkabilecek mi? Hangimiz Türkiye'de gerçek enflasyonun kasım ayında düştüğünü ve yıllık yüzde 21,62 olduğuna, işsizliğin ise yüzde 11,4 olduğuna inanıyoruz. Bu işlerle biraz ilgilenen ekonomistler, Türkiye üzerinde çalışma yapan araştırmacılar TÜİK'in, veri güvenirliğini son yıllarda iyice kaybettiği konusunda hemfikirdirler. Bakın, yabancı firmalar TÜİK'in güven problemi olduğunu düşündükleri için artık gölge veya alternatif raporlar hazırlıyorlar.
Sayın milletvekilleri, toparlamam gerekirse, TÜİK'in, açıklamalarına itibar edilen bir kurum olmasını istiyorsak eğer; verilerine her yurttaşın kolaylıkla erişebilmesi, manipülasyondan uzak olması için tarihsel olarak geniş kapsamlı olması ve şüpheye yer bırakmayacak ölçüde güvenilir olması gerekmektedir. Bugünkü pozisyonu itibarıyla TÜİK'in, bu şartları yerine getirmekten çok uzak olduğu kanaatindeyiz ve bu çok vahim durumu tekrar dikkatinize sunmak istiyoruz. Bu anlamda, bu bütçeyi kabul etmediğimizi tekrar belirtmek isteriz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)