GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz'ın 10 sıra sayılı 2019 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 11 sıra sayılı 2017 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın sekizinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:36
Tarih:18.12.2018

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Katırcıoğlu kürsüde hitabını gerçekleştirirken portakal ve mandalinayı gündeme taşıdı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasını bağlamından kopararak gündeme getirdi.

Şimdi, bakınız, öncelikle demokrasi, inan hakları, hukuk devleti dediğimiz zaman dünyadaki en gelişmiş Batı demokrasilerine bakalım, Avrupa Konseyi üyesi ülkelere bakalım ve özellikle de Konseyin yargılama makamı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına ve sözleşmedeki hükümlerine bakalım. Bakınız, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesi toplantı ve gösteri yürüyüşleri özgürlüğünü ifade ederken hemen (2)'nci bendinde ne ifade ediyor? Diyor ki: "Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için alınan tedbirler bu düzenlemeye aykırı yorumlanamaz." Bu da yetmiyor, devamla diyor ki: "Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarıda anılan hakların kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir." Şimdi, tabii kendi güzel ülkemizde bu tür, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın kötüye kullanılması, kamu düzenini bozması durumlarında pekâlâ bir hak ve özgürlük gibi gündeme taşınabiliyor. Ancak Batı uygulamalarına baktığımız zaman, Batı'da bu hak ve özgürlüklere yaklaşımın öyle Türkiye'deki kadar masum olmadığını ben birkaç fotoğrafla göstermek istiyorum. Özellikle G7 Zirvesi'nde, Avrupa'nın göbeğinde, Almanya'da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Şu gördüğünüz fotoğraflar Avrupa'nın göbeğinde, G7 Zirvesi'ni protesto eden göstericilere karşı. Bunlar Gezi'de olmadı, Avrupa'da oldu. Yine, gördüğünüz gibi bu görüntülerin tamamı Avrupa'dandır, hiçbir tanesi de Türkiye'de söz konusu değildir.

Aynı şekilde, Paris'te sarı yeleklilere karşı polisin kullandığı orantısız güç -size göre- insan hakları özgürlüğü ihlali olarak gündeme getirilmiyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani Cumhurbaşkanı "Ensesini patlatırım." mı dedi orada bir gazeteciye?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Onun için, şunun altını çizelim: Dünyanın hiçbir yerinde özgürlük sınırsız değildir, belirli sınırlar vardır, bunu da bizim de taraf olduğumuz Avrupa Konseyi belirlemiştir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gazeteciyi tehdit etmek...

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Biz de bu sınırlar dâhilinde bu ülkede yaygın şiddet eylemlerini destekleyerek kamu güvenliğini, kamu düzenini bozacak eylemleri destekleyen elbette kişilere karşı bu ülkenin millî emanetini sırtında taşıyan Sayın Cumhurbaşkanımızın da herhâlde bir ifadede bulunma özgürlüğü vardır diye düşünüyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tehdit etmeye hakkı vardır değil mi? Gazeteciyi tehdit etmeye hakkı vardır!

ŞAHİN TİN (Denizli) - Dinleyin ya, dinleyin. Dinlesenize!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bu, bitmedi.

Bunun dışında, bakınız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜDA KAYA (İstanbul) - Ensenize patlatsalar iyi mi?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime ara vereceğim.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bir cevap vereyim yerimden Başkanım.

BAŞKAN - Yerinizden bir dakika söz vereyim.

Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Başkanım, bitmedi ki benim.

BAŞKAN - Buyurun.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Şimdi, diğer taraftan, biraz önce Sayın Akçay ifade etti. Bakınız, şuradaki ifadeler öyle kolay kolay kabul edilebilir ifadeler değildir: "Türkiye Cumhuriyeti bütçesinin 687 milyonunu iç etmişler, vurgun yapmışlar. Bunun içerisinde, dediğim gibi, polisler, jandarma, korucular ve yerli ve millî olduğunu iddia eden iş insanları var. Bu durumu sizin takdirlerinize bırakıyorum." diyerek kendisi de biraz önce tevil etmeye çalıştı ancak tevilden varestedir.

Bizim şu anki İç Tüzük'ümüzün 161'inci maddesinin (4)'üncü bendi, sadece bu metni okuduğumuz zaman herhâlde bunun kabul edilebilir bir davranış olmadığı açıktır: "Görüşmeler sırasında halkı veya Devlet kuvvetlerini yahut kamu organ, kuruluş ve görevlilerini kanun dışı hareketlere, ayaklanmaya veya Anayasa hükümlerini bozmaya teşvik veya tahrik etmek;..."

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne alakası var?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Bir paranoya oluştu sizde.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Veya bunun yanında ülkenin bölünmez bütünlüğünü tehdit etmenin hiçbir şekilde Meclisin mehabetiyle uygun olmadığını yine İç Tüzük belirliyor.

TUMA ÇELİK (Mardin) - Ne alaka ya?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Şimdi, kürsüde konuşmayı yaptıktan sonra "Ben hepsini kastetmedim çünkü..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Grup Başkan Vekili.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir polis yanlış yapamaz mı?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Meclisi kim bombaladı, ona cevap vermedin?

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - İki kez, müteaddit defalar, beyninin arka planında veya önünde, bu milletin değerlerine karşı gizli ve açık ne kadar kini varsa bunu söyleyip bizden buna müsamaha gösterilmesini ve bunun da insan hak ve özgürlükleri bağlamında, kürsü masuniyeti bağlamında değerlendirilmesini asla kabul edemeyiz.

Bakınız, Türkiye Cumhuriyeti devletinde terör örgütlerinin propagandasını öyle ya da böyle, algı oyunlarıyla kabul ettirmeye ne kadar çalışırsanız çalışın, buna müsaade etmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Bunu devletin mahkemeleri yazıyor, ben değil.

ŞAHİN TİN (Denizli) - O zaman ispatlayacaksın!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sizin sözünüzün önünde de arkasında da bu al bayrağa, vatana, millete ve devlete bir şekilde düşmanlık yatıyor.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Saptırıyorsunuz.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Petrol şirketleriyle, silah baronlarıyla, faiz lobileriyle yan yana, dip dibe...

HÜDA KAYA (İstanbul) - Biz biliyoruz onların kimler olduğunu.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - ...bu ülkede kimseye özgürlük ve demokrasi gelmez, gelemez.

HÜDA KAYA (İstanbul) - Biz biliyoruz kim olduklarını.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Dinleyin, dinleyin.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Cümlelerimi tamamlıyorum Başkanım.

MUAZZEZ ORHAN (Van) - Böyle devlet yönetilmez!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bakınız, bundan yüz altı yıl evvel -bunu defaatle söyledim- ta Libya'da başlayıp Trablus, Mısır, Yemen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - ...Filistin çözülüp ayrılırken, Suriye, Bağdat ve yine Balkanlar, Selânik, Bosna-Hersek düşerken bu tür ihanetleri biz bu ülkede gördük ve yüz elli iki yüz yıllık bir tarih okumasının neticesinde, asla ve asla, ihanete ve bu tür terör propagandalarına müsaade etmeyeceğimizi ilan ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)