| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 18.12.2018 |
SERVET ÜNSAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Arkadaşlar, hayat ileri doğru yaşanır ama geriye doğru da anlaşılır. Bu anlamda sizi biraz geri götüreceğim. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Hocam, geri götürmeyin, biz ilerici bir partiyiz.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Ama tabii bundan önce size -Anadolu tabii bir mozaik ve bizleri, hepimizi birleştiren bir mozaik- geçmişin akil ozanlarından birinin, özellikle Parlamento ve ülkemizdeki ayrılık, bölünme için bir şiirini okumak istiyorum. Çok anlamlı bir şiir. Maraşlı Hüdai Baba. Maraşlı milletvekillerimiz bilir.
"Faydası olmayan bahardan, yazdan
Yüce dağ başının kışı makbuldür.
Cahilin yaptığı sohbetten, sözden
Âlimin hayâli, düşü makbuldür.
Lokma yeme muhhanetin elinden
Kurtulaman sonra acı dilinden
Namertlerin kaymağından, balından
Merdin kuru yavan aşı makbuldür.
Hüdai konuşur bir ince dilden
Hâl ehli olmayan ne bilir hâlden?
Bilgisiz, görgüsüz, duygusuz kuldan
Ölülerin mezar taşı makbuldür." (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, ülkemizin içine düştüğü durumu bir siyasi şey anlamında söylemiyorum çünkü hepimizin üstünde bir gökyüzü var, o gökyüzü aşağı düştü mü hiç birimizi ayırmaz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Allah korusun.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Bu anlamda, sıkıntılı durumları şöyle size bir özetlemek istiyorum.
Arkadaşlar, birkaç gün önce bir tren kazası oldu. Benim de hastanem var, oraya bir gittim, sabah ilk gidenlerden biri de benim. Gerçekten sıkıntılı bir durum. 1945'ten 2002'ye kadar yaklaşık altmış yıl içinde 14 kaza oluyor, bu süreçte, 2002'den sonra 8 kaza. Bir artış var. Bunu değerlendirmenizi istiyorum değerli dostlarım.
Yalnız size bir teknik bilgi vereyim. Arkadaşlar, yaklaşık 17 bin kilometre raylı sistemimiz var. Bunun yalnız ve yalnız 4 bin kilometresinde sinyalizasyon var. Ben önünden tren geçen bir köyün çocuğuyum, makası çok iyi bilirim, kontrolörü bilirim.
Arkadaşlar, "Sinyalizasyon önemli değil." diyen bir arkadaşımızın, bir bakanın... O gün beraberdik. Yani bunu duyunca çok üzüldüm. Gerçekten bir talihsizlik bir bakan adına. Arkadaşım herhâlde bu hatasını telafi eder diye söylüyorum.
Bu anlamda, size, ülkenin içinde bulunduğu bu krizle ilgili bazı şeyleri beraber konuşalım diyorum.
Şimdi, tabii, ülkemiz krizler yaşadı arkadaşlar. Önceki kriz devletten özel şirketlere doğru geçiyordu, bugünkü kriz -biraz daha formatı değişik- özel şirketlerden devlete geçiyor. Şu an iflaslar var, konkordatolar var, sıkıntılar var. Vatandaşlar direkt etkilenmeye başladı. İşsizlik çok hızla arttı. Yani bu süreçte bizim hep birlikte bir çözüm bulmamız lazım. O çözümü de biraz sonra söyleyeceğim. Ama bugüne gelindiğinde, hepimiz bu ülkenin içindeyiz, refahımız arttı mı? Hayır. Gelir düzeyimiz arttı mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayır.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Umudumuz arttı mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayır.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Evet. Mutluluklarımız arttı mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayır.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Artan tek şey var: Şikâyetler arkadaşlar, şikâyet arttı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hocam, hastaneyi ne zaman açtınız?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ne zaman açtınız hastaneyi?
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Otuz yedi yıl oldu.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ama geliştirdiniz değil mi, ilave yaptınız?
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Artan bir şey var ama arkadaşlar...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sizin yatak sayısı artmıştır kesin.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - SGK'yle anlaşmanız da vardır mutlaka?
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Konuşacağız... Hepsini konuşacağız.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Yatak sayısı artmıştır.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Yok artmadı.
Vallahi SGK'den para alamıyorum.
YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Anlaşmışsınız ama bak...
BAŞKAN - Sayın Milletvekili, Genel Kurula hitap edin.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, artan bir şey var tabii. Karı koca kavgaları arttı, komşu kavgaları arttı (CHP sıralarından alkışlar) Konkordato arttı, mahkemelerin sayısı arttı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Çek senet davası arttı.
SALİH CORA (Trabzon) - CHP'nin oyu artmadı.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Arkadaşlar, şimdi biz bir bütçeden konuşuyoruz değil mi? Yani bir ders niteliğinde olduğu için...
BAŞKAN - Sayın Milletvekilim, size süre tanıyorum, toparlayın.
ERKAN AYDIN (Bursa) - Daha yeni başlıyor...
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Nasıl toparlayacak? Dağıttı.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, dostlarım; tabii ki bütçeyi konuşuyoruz. Bütçenin geliriyle gideri aynı mı? Açık var, değil mi? Ben iş adamıyım, bir işletmede açık varsa onun adı kıvırmadır, bütçe zarar ediyordur. Ben iş adamıyım, eğer açık varsa zarardır bunun adı; Türkçesi. Onun için bütçe açığı, şu, bu; gerek yok.
RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Sizin işletmede var mı zarar?
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Zarardayız arkadaşlar, ülke olarak zarardayız. 861 milyar bütçe var, 117 milyarı faiz, 240 milyarı ödeme, 300 milyarı maaşlar; geriye ne kaldı? Bir şey kalmadı. O anlamda bütçemiz sıkıntılı. (CHP sıralarından alkışlar)
Yeni doğan bir çocuk 7.404 lira borçlu doğuyor. Arkadaşlar, tabii, Türkiye'deki faiz ciddi bir sıkıntı. Biz dolar 3,70'ken 7,5 oldu üzüldük ama 5,5'a düştü çok sevinmeye başladık, güzel. Niye sevindik? Faizler yüzde 24 oldu arkadaşlar. Faiz doğal olarak etkiledi orayı. Bu anlamda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili. (CHP sıralarından "Beş dakika daha verin Sayın Başkan." sesleri, alkışlar)
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Başkanım, sonu geldi, biraz şey yapın.
RECEP AKDAĞ (Erzurum) - 5,35; 5,5 değil.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Evet, evet.
Şimdi, burada da öyle arkadaşlar. Grup başkan vekillerini de dinliyorum değerli dostlarım, arkadaşlarım; hemen bir şey olunca "Beka sorunu. Siz oy alamadınız, on altı yıldır biz buradayız." Tamam, o da, ona niye sığınıyorsunuz?
TAMER DAĞLI (Adana) - Hocam, niye alamadınız?
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Her şeyi çözmüyor o. "Dış güçler" diyorsunuz, çözüyor mu beka sorununu? Çözmüyor. Onun için değerli arkadaşlarım, bu konuya da sığınmayalım artık. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, tabii, ben şunu söylemek istiyorum: Bütçe açıksa iki yakamız bir araya gelmiyor demektir arkadaş.
SALİH CORA (Trabzon) - Siz bütçe yapın. Niye yapamıyorsunuz?
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Devletin iki yakası bir araya gelmiyorsa vatandaşın iki yakası bir araya nasıl gelir? (CHP sıralarından alkışlar)
Yani sizlerle güzel bir sohbet etmek istedim değerli arkadaşlarım ama şunu unutmayın, kayıt dışı olan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TAMER DAĞLI (Adana) - Sizin iki yakanız bir araya geliyor.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Cumhurbaşkanımızın bir sözü var, yeni, diyor ki: "Kayıt dışı için yeni önlemler alacağız." Arkadaşlar, kayıt dışı için alınan önlem...
TAMER DAĞLI (Adana) - Doğru söylüyor.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Tabii ki doğru söylüyor. On altı yıl sonra oluyorsa o hasta kanserden ölür. Öldü o kanserden.
Arkadaşlar, beni dinlediğiniz için çok teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)