GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:37
Tarih:19.12.2018

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe kanununun 9'uncu maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Geçen hafta AK PARTİ'nin yatırım anlayışını ortaya koyan müessif bir tren kazası yaşandı. Dikkatsizlik ve ihmale ek olarak yönetimin sorumsuz tutumu nedeniyle yaşandığı izlenimi veren kazada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bu kazanın en önemli nedenlerinden birisi sinyalizasyon altyapısının tamamlanmamış olmasına rağmen hattın ulaşıma açılmış olması. Pamukova'da ve Çorlu'da yaşanan tren kazalarında Parlamentomuzun denetim mekanizması doğru bir şekilde işletilebilseydi geçen hafta yaşadığımız üzücü olay muhtemelen yaşanmayacaktı. İYİ PARTİ bu konuda önergeler vermişti, reddedildi, cevaplandırılmadı.

Son kaza AK PARTİ iktidarının yatırım anlayışını da yansıtıyor. Maalesef iktidar ya seçim dönemlerinde yatırım vaatleriyle vatandaşın gözünü boyamayı ya da tam anlamıyla bitmemiş olan yatırımları tamamlanmış gibi göstermeyi alışkanlık hâline getirdi.

İstanbul üçüncü havalimanı daha çok tartışmaya konu olacak. Muhtemelen tarihe yanlış zihniyetle girişilen, sakat bir proje olarak geçecek. 2007 yılında da her yere "Yerli uçağımız göklerde." diye afişler asıldı, yerli uçağımızı göklerde göreceğiz diye beklerken bir de baktık ki Katar'dan hediye olduğu iddia edilen uçan saraylar uçmaya başladı göklerimizde. Bu uçakla ilgili olarak sorduğum soru önergesine aradan üç aydan fazla geçmesine rağmen hâlâ bir yanıt alamadım nedense. Demokratik ve hesap verebilir yönetimlerde bu gibi meseleler yaşanmaz.

Seçim bölgem Aydın da tutulmayan sözler ve tamamlanmayan yatırımlardan mustariptir. Aydın'da uzun yıllardan beri havalimanı için müsait saha vardır. AK PARTİ on altı yıldan beri her seçimde yolcu taşımacılığı için havaalanı sözü vermekte ancak proje bir türlü gerçekleştirilememektedir. Oysa Aydın Ticaret Odası başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların hazırladığı raporlara göre Aydın Çıldır Havalimanı gayet rantabl ve fizibl gözükmektedir.

Aydınlı hemşehrilerimin ısrarla bekledikleri bir diğer altyapı yatırımı ise hızlı tren projesidir. Ülkemizin en eski demir yolu güzergâhı olan İzmir-Aydın demir yolu tarihe ve geleceğe yakışmayacak kadar çağ dışı kalmıştır. 2023'e kadar tamamlanması vadedilmiştir, ne var ki henüz hiçbir ilerleme yoktur. Proje Aydın ili 2018 yılı kamu yatırımları içinde de yer almamış ve boş vaatler kataloğuna girmiştir. Aydın halkının Kuşadası-Selçuk sınırından başlayarak Güzelçamlı'ya kadar devam eden sahil bandında hafif raylı ulaşım sistemi talebi de bulunmaktadır. Bu sistem hem yoğunlaşan trafiğe nefes aldıracak hem de bu turizm bölgesinde özgün bir cazibe hattı oluşturacaktır. Güzelçamlı'da limanın çevreye uygun koşullarda genişletilmesi ve derinleştirilmesi de ihtiyaç duyulan ciddi bir projedir.

Aydın, Türkiye turizmiyle özdeş addedilen bölgelerden birisidir ancak bilhassa merkezi, iktidarın ihmalinden kaynaklanan altyapı sorunları nedeniyle Aydın turizmi haksızlığa uğratılmaktadır. Nazilli'de ise üniversite ve tarım organize sanayi altyapısı hazırlanması maalesef havada kalmış projeler arasındadır. Esasen Aydınlı hemşehrilerim kendileri ekonomik kaderlerini belirleyecek güce, enerjiye, öngörüye ve girişimci ruha sahiptir. Ne var ki bu defa da karşılarına bir düzine bürokratik engel çıkmaktadır.

Öte yandan, Aydın'ın ekonomik verileri göz önünde bulundurulduğunda yatırım teşviklerinde ikinci bölgede olması da aklın ve ekonomik rasyonalitenin kabul edeceği bir şey değildir. İYİ PARTİ'nin anlayışına göre, teşvik bölgeleri yeniden makul ölçütlere göre düzenlenmelidir, özel yatırımlarda tüm engeller kaldırılmalıdır. Yatırımlar için en önemli koşul, yatırımın yapılacağı bölge halkının rızasının alınmasıdır. Hâlbuki, Aydın'da Aydınlıların rızası olmamasına rağmen bölgede insan yaşamı, çevre, tarım ve hayvancılık üzerinde ağır tahribat yaratan denetimsiz JES projeleri işletilmektedir, yenileri yapılmaktadır. Bu konuda, ilgili kurumlar gereken tedbirleri ivedilikle almalı, denetimleri artırmalı, Aydın'ın tarihinin, bugünün ve geleceğinin yok olmasının önüne geçilmelidir.

Yıllardır beklenen ve daha önce 3 kez iptal edilen 140 kilometrelik Aydın-Denizli Otoyolu Projesi'nin yap-işlet-devret ihalesi de birkaç hafta önce nihayet tamamlanmıştır. Karayolları Genel Müdürlüğünün verdiği bilgilere göre, geçiş ücretleri otomobil ve kilometre bazında 5 euro/cent olarak ücretlendirilecektir. Türk lirasına geçiş için zorlayıcı düzenlemeler yapan iktidarın bu mukaveleleri euro ile yapması tam bir tenakuzdur. Bu ihalenin inandırıcılığını da sorgulamak gerekir. Yıllardır askıda olan bir yatırım, ekonomik kriz nedeniyle büyük yatırımların durdurulduğu bir ortamda gündeme getirildi. Ümit edelim ki ihale Aydınlıları oyalamak için bir yerel seçim teşebbüsünden ibaret olmasın. Ayrıca, otoyol gibi önemli bir konudaki ihalenin bugüne kadar herhangi bir otoyol yapma deneyimi olmadığı söylenen bir konsorsiyuma verilmiş olması da ilave bir soru işaretidir.

Sayın milletvekilleri "çılgın proje" olarak adlandırılan Kanal İstanbul'aysa hiç değinmeyeceğim. Böyle bir projenin sırf gündeme getirilmiş olması bizatihi felakettir. Ülkemizin artık tamamlanmadan açılan yatırımlara, tutulmayan sözlere, göstermelik temellere, çılgın ve verimsiz projelere takati kalmadı. Rahmetli Menderes, Demirel ve Özal dönemlerinde ekonomide esas olan imar, inşa ve istihsaldi. AK PARTİ için iktidar inşaat oldu. Sonuçta, inşaat iktidar oldu. İnşaat, ihya olma aracı hâline dönüştü. O deniz de bitti ve ekonomi bugünkü çöküşün içinde düştü.

Diğer yandan da yapılan yatırımlara geçiş ve kullanım garantisi verilerek zaten iş bulmakta güçlük çeken veya 1.600 liralık asgari ücretle geçinmeye çalışan hatta asgari ücretin de altında bir gelirle geçinen 10 milyon civarında vatandaşımızın, dar gelirlilerin sırtına ilave yükler bindiriliyor. İYİ PARTİ olarak asgari ücretin iyileştirilmesine, emekli maaşlarının artırılmasına yönelik Meclise verdiğimiz bütün önerge ve tekliflerimiz maalesef iktidar bloku yani Cumhurbaşkanlığı çoğunluğu tarafından reddediliyor.

İktidarın yaklaşımının demokrasinin asli unsuru olan Parlamentoyu tam anlamıyla etkisiz hâle getirmek olduğu anlaşılıyor. Parlamento, özü itibarıyla 600 kişinin seçimle Ankara'da toplanması ve bir kişinin istediği yasaların çıkması için ellerin indirilip kaldırıldığı bir sahne olmamalıdır. Bu itiyat, Cumhurbaşkanının Parlamentoda Cumhurbaşkanlığı çoğunluğu sayesinde Parlamentoyu kendisine hizmet edecek bir organa devşirmesi sonucunu doğurmaktadır. Parlamentonun mantığını ve işlevini yok etmek gibi bir yaklaşım kuvvetle yerleşmektedir, âdeta misyonu muvazaa olmaktan ibaret bir Parlamento istendiği izlenimi edinilmektedir. Hâlbuki, demokrasi ve hukuk devleti zayıfladıkça ekonomide durum daha da kötüye gitmekte, yatırımcılar kaçmakta, yerli ve yabancı yatırımcı asli faaliyetinden uzaklaşmakta ve yatırımlarını yurt dışına kaydırmaya çalışmaktadır. Otoriter bir yönetim anlayışıyla ekonomide hızlı büyüme sağlayan birkaç ülke vardır, evet fakat Türkiye ne Çin'dir ne de müstebit Çin benzeri bir rejime özenmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Devamla) - Teşekkür ederim.

Türkiye, yüz elli yıla dayanan parlamenter demokratik geleneklere sahip bir ülkedir. Ülkemizin sahiden kalkınmasının ve refahının artmasının yolu demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmek, bir an önce yapısal reformlar sürecini başlatmaktır.

Dün, Sayın Hazine ve Maliye Bakanını dinledik, söyledikleri ciddi, bir ekonomi talebesi için dahi inandırıcı mahiyette değildi. Saymakla bitmesi zor iddiaları palyatif ve sağlam olmayan tedbirlere, savlara bağlı. Gerçek ihtiyaç olan yapısal reformdan iz dahi taşımıyor. Bu iddialar yakında ama her hâlükârda nisandan sonra gerçek teste tabi olacak ve çökecek.

Kitaptan dergiden hınç alan kaynak sağlamaya çalışan ekonomik anlayış ayakta duramaz. Kitapta KDV bugün yüzde 8'den 18'e, dergide yüzde 1'den 18'e çıktı. Bu, inanılmaz bir şey. Avrupa Birliğine özeniyoruz, Avrupa Birliğinden çok uzak bir noktadayız bu alanda.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.