| Konu: | Terör örgütlerinin arzu ettiği gibi birbirimize düşerek değil, birlik ve beraberliğe sahip çıkmak suretiyle saldırıların bertaraf edilebileceğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 20.12.2018 |
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, şanlı tarihimizde ülkemize karşı, milletimize karşı değişik kisve altında, kılık kıyafet içerisinde saldırılar var olagelmiştir ve bu saldırılar karşısında da ülkemiz birlik ve beraberliğini muhafaza ederek bu saldırıları püskürtme başarısını ortaya koymuştur. Tabii, nasıl cumhuriyet kurulurken ne İngiliz ne Amerikan mandası kabul edilmemiş ve ülkemizin istiklalini birlikte güvence altına almışsak yine benzer saldırılar farklı şekillerde ülkemize yönelmektedir. İşte böylesi bir dönemde terör örgütlerinin; FETÖ'sünün, PKK'sının, PYD'sinin arzu ettiği gibi kendi aramızda birbirimize düşerek değil, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmak suretiyle bu saldırıları bertaraf edebileceğimize yürekten inanıyorum.
Tabii, milletvekilliğimden evvel ben de Hukukçular Derneği Genel Başkanlığı yaptım. Hukukçular Derneği, çok kısa bir ifadeyle, yaklaşık 50 yaşını aşmış ve hukuk, özgürlük ve demokrasi mücadelesi vermektedir. Tabii, 2010'lu yıllarda Balyoz darbe planı davası, yargılamaları başladığı zaman biz de Hukukçular Derneği olarak demokrasimizin ve millî irademizin yanında davaya müdahale talebinde bulunduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ancak davanın seyri sırasında müdahale talebimiz devam ederken aynı şekilde hukuka aykırı yargılamalara da dikkat çekmiş ve özellikle bir darbe planını 350 kişinin tasarlayamayacağını, "Kalabalık içinde eşek kuyruğu kesilmez." anlayışıyla, geçmiş darbelerde olduğu gibi planlamanın 3 ila 5, bilemediniz 7 kişiden müteşekkil olabileceğini ifade etmiştik.
Yine, savunma sürelerinin kısıtlanmasına ilişkin, sanıklara getirilen sınırlamanın asla kabul edilemeyeceğini, sanıkların ne kadar isterse, gerekirse boş bir ifadeyle "dıgıdık dıgıdık" dese dahi dinlenmesi gerektiğini ifade etmiştik ve yine oradaki her türlü hukuka aykırılığa dikkat çekmeye gayret ettik. Tabii, 350 sanığın büyük oranda bir kumpas eseri olduğu, zaman içerisinde, yine yüksek yargımızın kararlarıyla ortaya çıktı ancak 6 Ekim 2016 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 7 sanıkla ilgili, bozma talebiyle, temyiz talebinde bulundu. Yani şu anda yargılaması devam eden ve özellikle sanıkların 1 numarası olan, 28 Şubat davasında mahkûm olan Çetin Doğan başta olmak üzere 6-7 kişinin yargılamasının devam etmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımızın açmış olduğu dava devam etmektedir. Yargıya güvenin yargı kararlarının neticesini beklemekle olabileceğine inanıyoruz. Bu noktada yargıya güvenle neticenin beklenmesini Genel Kuruldan ve Türkiye kamuoyundan bekliyoruz.