GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:38
Tarih:20.12.2018

CHP GRUBU ADINA CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 3'üncü maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarının 3'üncü maddesi, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçeli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumların 2017 yılı toplam bütçe giderleri ile bütçe gelirleri tahsilat toplamları arasındaki farkı açıklamaktadır. 2017 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'na göre 2017 yılı bütçe giderleri 678 milyar lira, bütçe gelirleri ise 630 milyar liradır. Bu durumda, 2017 yılında 47,8 milyar TL açık verilmiş bulunmakta. Önceki yıllara da baktığımızda, örneğin, 2013 yılında 18,5 milyar, 2015 yılında 23,5 milyar, 2016 yılında 29,3 milyar, 2017 yılında ise biraz önce ifade ettiğim gibi 47,8 milyar açık verilmiş durumda.

Değerli arkadaşlar, 2018 yılına baktığımızda ise 72,1 milyar TL bütçe açığı verilmektedir. Bu durum, gerçekten ekonominin gelmiş olduğu durumu açıkça göstermektedir. 2019 yılında ise beklenen bütçe açığı 81 milyar dolayındadır.

Değerli arkadaşlar, devletimizin resmî rakamlarına göre, vatandaşımızın bütçesinde de AKP iktidarı döneminde ciddi açıklar meydana geldiği ortadadır. 2002 yılında hane halkının borçları 6,6 milyar TL iken 2018 yılının 2'nci çeyreğine gelindiğinde bu rakam 541 milyar TL'ye ulaşmıştır yani 82 kat artmıştır değerli arkadaşlar.

Bugünkü bütçe, faiz bütçesidir değerli arkadaşlar. Bütçeden ödenen faiz giderlerine şöyle bir baktığımızda, 2013 yılında 50 milyar, 2015 yılında 53 milyar, 2017 yılında ise 56,7 milyar faiz ödenmektedir. 2018 yılında ise 71 milyar faiz ödenmektedir. 2019 yılı bütçesinde ise faize ayrılan para 117,3 milyardır değerli arkadaşlar. Yani ekonominin geldiği duruma bakın. Yapılan bütçe tam bir faiz bütçesidir. Eğer ekonomiyi düzgün yönetebilmiş olsaydı bu iktidar, bakın, 117 milyarlık bu faize giden parayla ülkemizde emeklilikte yaşa takılanlar konusu, 3600 ek gösterge bekleyenler konusu, emekli maaşı ve asgari ücretleriyle geçinemeyenler diye bir sıkıntımız olmayacaktı değerli arkadaşlar.

Uluslararası Para Fonu'nun nisan ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, Türkiye'nin millî gelirinin yüzde 2,9'u oranında bütçe açığı beklenirken, son gelinen ayda yani ekim ayında bu bütçe açığının yüzde 4 oranında olduğu tespit edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, Hazine ve Maliye Bakanı tarafından yapılan bütçe sunumunda, özellikle bu bütçenin kısıtlamalar içeren bir bütçe olduğu ifade edildi, hem Komisyonda hem de burada. Özellikle altyapı hizmetlerinde birtakım kısıtlamaların olabileceğini, bütçede bunun açıkça görüleceğini ifade etti.

2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda geçen bazı tespitleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı'nda deniliyor ki: "Ülkemizde yatırım teşvik uygulamalarında maliyet, etkinlik, verimlilik ilkeleri gözetilerek istihdam, yüksek katma değer ve ihracat artışına yönelik yatırım alanlarına öncelik verilecektir."

Peki, ben soruyorum değerli arkadaşlar, bu tespite aynen katılmakla beraber soruyorum: On altı yıllık AKP iktidarı döneminde bu hususu neden yerine getiremediniz? (CHP sıralarından alkışlar)

Yine, ikinci tespit. Bakın, ikinci tespitte deniliyor ki: "İsrafın önlenmesi, verimlilik artışının sağlanması ve kamu harcamalarının kontrol altına alınması." Evet, çok doğru bir tespit.

Ve tekrar soruyorum: Değerli arkadaşlar, kamu harcamalarında bu israftan bugüne kadar neden sakınamadınız, neden bir israf ekonomisi uygulandı bu zamana kadar ülkemizde?

Değerli arkadaşlar, yine 3'üncü bir husus var bu programda, deniyor ki: "Kamu harcamalarının etkinleştirilmesinden elde edilecek tasarruf ve tahsis edilecek ilave kaynaklar büyümeyi destekleyecek, yatırım harcamalarında, teşviklerde ve AR-GE desteklerinde kullanılacak." Evet, iktidara yine soruyorum: On altı yıldır bunu neden gerçekleştiremediniz?

Yatırım programlarını ve daha doğrusu yatırım politikasını değerlendirdiğimizde, bu bağlamda iktidarın yaptığı değerlendirmede 2019 yılı yatırım ödeneklerinin tahsisinde devam eden öncelikli projelerden en kısa sürede tamamlanabilecek olanlar ile başlatılmış olan projelerin ve bunlara bağlantılı projelerin ve eş zamanlı olarak bitecek olanların yürütülmesine, tamamlanmasına ama daha başlanmamış olan projelere ise başlanılmaması gerektiğine dair programınız var değerli arkadaşlar. Yani bu şunu gösteriyor: "Bugün ülkede başlanılmış olan projeler devam etsin ama başlanılmamış olan yatırımlar durdurulsun." denmektedir. İşte, bu, ekonominin geldiği olumsuz tabloyu açıkça göstermektedir ve sizin kendi programınızda da bu açıkça ifade edilmektedir değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, öncelikle şunu da ifade etmek istiyorum, yine sizin yatırım politikanızda gündeme alınmış: Türkiye'nin sorunu ana ham maddelerin ihracatı değildir, Türkiye'nin sorunu katma değeri yüksek ürünlerin yaratılamayışıdır. Bu konuda önemli çalışmaların bir an evvel yapılması ve Türkiye'ye katma değeri yüksek ürünlerin bir an evvel kazandırılması gerekmekte. Aksi hâlde, Türkiye'nin doğal kaynaklarında ana ham maddeler üretilmekte ve hatta bu ana ham maddeler yurt dışına ihraç edilip sonrasında da oradan üretilenler Türkiye tarafından satın alınmaktadır.

Değerli arkadaşlar, ithalat ve ihracat dengesine baktığımızda, örneğin 2017 yılında ithalatımız 223,8 milyon dolar, ihracatımız 157 milyon dolar. Yani ithalat-ihracat dengesinde 2017 yılında 76,8 milyon dolar açık verilmiş. 2018 yılında da aynı durum söz konusu yani 2018 yılında da ithalatımız 236 milyon dolar, ihracat 170 milyon dolar. Yani bu şunu göstermekte: Türkiye'nin yurt dışından aldığı ürünlere ödediği para yurt dışına ihraç ettiğinin çok çok üzerinde. Yani, değerli arkadaşlar, ülkede ciddi bir ekonomik kriz vardır ve sizlerin programı da, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan program da aslında bunu açıkça tescil etmektedir.

Değerli arkadaşlar, kısa, öz, bütçe dengesi diye bir husus bu bütçede kalmamıştır. Ekonomik kriz had safhadadır. Bütçe vatandaşımızın derdini çözmeye yeterli bir bütçe değildir, ülkemizin sorunlarını çözmeye yeterli bir bütçe değildir. Bu çok açıktır.

Bu sebeple, grubumuz olarak, hep beraber bu bütçeye "hayır" diyoruz, Türkiye'yi daha güzel günlere götürmeye biz söz veriyoruz.

Teşekkür ediyorum, çok sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)