| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 20.12.2018 |
MHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZYAVUZ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın "Devredilen, iptal edilen ve tamamlayıcı ödenek"e ilişkin 4'üncü maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun "Ödeneklerin kullanılması" başlıklı 20'nci maddesi, genel veya kısmi seferberlik, savaş ilanı veya zorunlu askerî hazırlıkların yapıldığı olağanüstü hâllerde ve Millî Savunma Bakanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçeleriyle sınırlı olmak üzere getirilen istisna dışında ödenek üstü giderlere cevaz vermemektedir.
Bütçe denetiminin amacı, yasamanın yürütmeye verdiği yetkilerin yasal sınırlar içerisinde kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayı olmadan gerçekleştirilen ödenek üstü harcamalar bütçe hakkının tam anlamıyla kullanılmadığı bir durumu ifade etmektedir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; biraz da ilimden bahsetmek istiyorum. Şanlıurfa, insanlık tarihinin sıfır noktası olarak bilinen çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, değişik dinlere ve etnik kökenlere mensup insanların yüzyıllarca hoşgörü içerisinde yaşadığı, yine İslam tarihinde çok önemli yeri olan "Peygamberler ve evliyalar kenti" olarak bilinen, tarım ve inanç turizmi ve kültür turizmi potansiyeli yüksek, dünyanın ve Orta Doğu'nun en önemli kadim şehirlerinden biridir. Bizler, İbni Haldun'un "Coğrafya kaderdir." sözü üzerine kaderini kalubeladan itibaren seven, kanaat eden ve millî değerlerine sadık büyük bir milletiz. Siyasi coğrafyamızın bize kazandırdığı çok önemli güzellikler vardır. Coğrafyanın bereketli toprakları ve ilk üniversitenin kurulduğu Harran gibi değerlerimiz vardır. Bunun yanında, kaderimiz olan coğrafya Habil ile Kabil'in birbirine kıydığı, Hira Dağı ile Olimpos Dağı'nın çocuklarının savaştığı çok kıymetli topraklara sahiptir. Bu güzellik ve zorluklar siyasi coğrafyamızda yönetimsel eksikliklere, vatandaşlarımızın devletin gücü ve hizmetini almada güçlük gibi sıkıntılara da sebebiyet vermektedir.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Gazi Mecliste bölgem adına yaptığım konuşmaların ana teması, bölge halkının sorunlarının çözümüyle ilgilidir. Yasama faaliyetleri içinde amacımız, bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in kullandığı "kader denk noktası" sözü, içinde bulunduğumuz zamanı ve insan yaşamı için hayati önemi haiz konuları işaret etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti 17-25 Aralık sonrası, 15 Temmuz süreci, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi halk oylaması, 24 Haziran genel seçimleri ve 30 Marta uzanan bugünlerde kaderin denk noktası anını yaşamaktadır.
Bu bilinç ve sorumlulukla bir gazi torunu olarak, Gazi Mecliste seçim bölgem olan Şanlıurfa'nın bazı sorunlarını dile getirip "Devlet ve millet birdir." mantığıyla ilgili kurum ve yürütmedeki görevli sayın bakanlara, dolayısıyla hükûmete aktarmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şanlıurfa'da bu yıl çiftçilerimiz, yoğun yağışlardan dolayı yüksek maliyetle ürettikleri ürünlerini toplayamamış ve büyük bir mağduriyet yaşanmıştır. Çiftçileri korumak maksadıyla kurulan başta ÇUKOBİRLİK olmak üzere, çiftçi birlikleri devreye girmemiş ve bölge insanımızı aradaki tüccar, çırçırcı ve tefecilerin eline bırakarak kaderine terk etmiştir.
Tarım ve turizm şehri olan Şanlıurfa, bölgede zaman zaman yaşanan terör hadiselerinden dolayı turizm potansiyelini kaybetmiş ve ekonomisi sadece tarım üzerine inşa edilmiştir. Çiftçiler kazanmadığı zaman ilde yaşayan esnaf, sanatkâr ve toplumun çalışan her kesimi sıkıntı yaşamaktadır, dolayısıyla çiftçi birlikleri derhâl devreye girmeli, çiftçinin ürününü değeri üzerinden alarak çiftçilerimizi korumalıdır. Çiftçi korunursa bölgede esnaf, iş adamı ve toplumun çalışan her kesimi refaha kavuşacaktır.
Bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk "Köylü milletin efendisidir." demiştir. Milletin efendisi köylü ise o efendilerin eseri olan bu yüce Meclis "efendi" olarak tabir edilen bu insanların hakkını korumalıdır.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; kamu kurumlarındaki personel açığını gidermek için Türkiye İş Kurumu bünyesinde yürütülen Toplum Yararına Program projesi kapsamında, kursiyer adı altında altı ay ve dokuz ay süreyle işçi alımı yapılmaktadır. Yıllardan beri devam eden bu uygulama, diğer illerde olduğu gibi Şanlıurfa'mızda da binlerce işsiz vatandaşın umudu hâline gelmiştir ancak ne var ki bu kapsamda işe alınan işçi değil de kursiyer olduğundan, her ne kadar asli işlerde çalışsalar da bütün sosyal haklardan mahrum bırakılmaktadırlar. Altı veya dokuz ay çalıştıktan sonra işlerine son verilmekte, çalıştıkları süre yeterli olmadığından işsizlik maaşından da faydalanamamaktadırlar. Bu vatandaşlarımızın sorunlarının çözülerek sosyal ve mali haklarının verilmesi, statülerinin "kursiyer" yerine "işçi" olarak belirlenmesi gereklidir.
Yine, ilimizde çok değişik sorunlar vardır, bunların başında da madde bağımlılığı var. İlimizde madde bağımlılığı sürekli artış göstermekte olup bununla ilgili bütün kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının ortak bir çalışma yapması gereklidir. Bu konuda geçmişten bugüne çalışma yapan Ülkü Ocakları başta olmak üzere, bütün sivil toplum kuruluşlarının tekrar devreye girmesi gereklidir. Bu arada, Ülkü Ocaklarına da gösterdiği hassasiyetten dolayı çok teşekkür ediyorum.
Yine, ilimizde, Kıbrıs'ta eğitim gören 15 bin civarında öğrencimiz var ancak Şanlıurfa-Kıbrıs arası uçak seferleri olmadığı için öğrencilerimiz komşu illerden ulaşımlarını sağlamaktadırlar. Bir an önce Şanlıurfa'dan Kıbrıs'a direkt uçuşların başlatılarak öğrencilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi gereklidir.
Şanlıurfa'nın bir sorunu da şehir içi trafik sorunudur. Halledilmesi ve şehre nefes aldıracak alternatif yolların ve kavşakların süratle bitirilmesi gereklidir.
Yine, Şanlıurfa'da çok önemli bir konu içme suyu sıkıntısı. Hâlen köylerimizde içme suyu sıkıntısı yaşanıyor. Burada, Fırat'ın sularıyla, açık kanallarla sulama yapıldığından köylerde su yükselmesi var, dolayısıyla yer altından temin edilen içme suları insanlarımızın sağlığını sürekli tehdit etmektedir. İçme suyu olmayan mahallelerin problemleri çözülmeli, kırsal mahallelerdeki altyapı sorunları da bitirilmelidir.
Yine, çok önemli bir sorun, Suriyeli mültecilerin ikamet ettirildiği kamplarda çalışan kadrolu işçilerle ilgili. İşçiler kampların kapanmasıyla birlikte başka illere gönderilmektedirler. Buradan Hükûmete sesleniyorum: Bu kardeşlerimiz işe alındığında yaş sınırlaması kriteri yapılmadığı için kurulu düzenlerini bırakarak işe alındılar fakat şimdi başka illere alındıklarında aldıkları ücretle geçim derdine düştüler. Bunların mağduriyetlerinin çabuk bir şekilde önlenmesi gerekiyor. Hükûmetin kamp işçilerini kendi illerinde, işçi ihtiyacı olan kurumlarda yani Sağlık ve Millî Eğitim kurumlarında istihdam etmesi bu sorunu çözecektir diye düşünüyorum.
Yine, taşerona kadro verilmesi sırasında kadro alamayan 4 Aralık mağdurlarının -jokerler, şoförler, KİT'lerde çalışanlar ve sağlıkta bilgi işlem çalışanlarının da- mağduriyetlerinin önlenmesi gerekmektedir.
Şanlıurfa'mızın sağlıkla ilgili çok büyük problemleri varlığını muhafaza etmekte, altı yıldır sürekli temeli atılan ve bir türlü inşaatına başlanılmayan şehir hastanesi belirsizliğini koruyor. Mevcut hastanelerin fiziki şartları ve uzman doktor sıkıntısı hastalarımızın başka yerlere transfer olmasına neden oluyor. Hükûmetin bu sorunu acil bir şekilde çözmesi gerekiyor. Bu, Şanlıurfalıların bir beklentisidir.
Yine, toprak dağıtımı üzerinden otuz bir yıl geçmesine rağmen -çok önemli bir sorun ovamızda- köylerimiz dağıtım parseli borçlarını bitirmiş olmalarına rağmen hâlen parsellerde miras hükümleri dışında intikal ve satış işlemi yapılamamaktadır. Tarımsal faaliyete yönelik alınacak ekipmanlar için Ziraat Bankasından talep edilen krediler ipotek engeli nedeniyle hak sahibi çiftçilere verilmemektedir. Hak sahibi çiftçilerin vefatı sonrasında mevcut araziler mirasçılarına kuşaktan kuşağa el değiştirmekte...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
İBRAHİM ÖZYAVUZ (Devamla) - ...parsellerde 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun 11'inci maddesinin şerhi olduğundan arazinin sahiplerine de tarımsal faaliyete yönelik engel teşkil etmektedir. Dağıtım borcu biten parsellerde 11'inci maddede düzenleme yapılırsa bu sorun çözülecektir.
Yine, Ceylânpınar bölgesinde göçerlerle ilgili bir sıkıntı yaşandı. Bu kardeşlerimiz yıllardan beri TİGEM'in arazisinde olmalarına rağmen hak ettikleri şekilde arazi alamadılar, orada hak etmeyen insanlara arazi dağıtımı yapıldı. Bunun da çabuk bir şekilde çözülüp adaletin orada sağlanması gerekir.
Ben bu vesileyle on bir gündür Gazi Meclisimizde görüşmekte olduğumuz bütçe kanununun ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yüce heyetinizi ve bizleri izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)