GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:26.12.2018

CHP GRUBU ADINA MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'nin, bugüne kadar, yurt dışında yaşayıp sorunlarına yeterince sahip çıkamadığı üç Türk grubu var. Bunlardan bir tanesi Batı Trakya'da yaşayan 140 bin Türk. Bunlara şu an Yunanlılar "Müslüman Yunanlı" deyip her türlü hakareti yapmasına rağmen yeterince sahip çıkamıyoruz. İkincisi, Irak'ta yaşayan ve sayıları 6,5 milyonu bulan Türkmenler. Üçüncüsü ise belki de en büyük haksızlığı yaptığımız kitle Çin'de yaşayan Uygur Türkleridir.

Çin, yapı itibarıyla ilginç bir ülke; 1,4 milyar nüfusu var, yüzde 90'ı Han ırkından gelenlerden oluşuyor, yüzde 10'luk kitleyi de 55 ayrı etnik kimlik oluşturmakta. Uygur Türklerinin konumuna baktığımızda, Çin'de 20-25 milyon Müslüman var, bu da takriben nüfusun yüzde 1'ine denk geliyor. Uygur Türklerinin sayısı ise 9,5 milyon.

Burada, özellikle Uygur Özerk Bölgesi'nde ciddi bir nüfus mühendisliği yapılmakta. 1949 yılında yüzde 7 Han, yüzde 75 Uygur nüfus olmasına rağmen, şimdi neredeyse yarı yarıya durumundadır. Sincan Bölgesi'nin önemine baktığımızda ise şu karşımıza çıkıyor: Bölge petrol, doğal gaz, uranyum, zengin altın ve bakır yataklarına sahip; Çin için birinci önemi bu. İkincisi, ülkenin pamuk ihtiyacının yarısı bu bölgeden çıkarılıyor. Üçüncü sebep ise burası Çin için ciddi bir geçiş noktası; Çin, İpek Yolu'nu tekrar canlandırmak istiyor, bu nedenle de buraya ağırlık veriyor. Sorunu daha derinden anlamak için ABD'nin bölgeye dair politikasına kısaca göz atmak gerekiyor.

2009 yılından itibaren ABD, Güney Asya'ya doğru genişleme politikası uygulandığından dolayı Doğu Türkistan'ın Çin için stratejik önemi daha da artmıştır. ABD'nin Myanmar ve Kamboçya gibi ülkelerle yakından ilişki kurması da Çin'i tedirginlik içerisinde bırakmıştır. Özellikle deniz ticaretinde ABD'nin Çin'i köşeye sıkıştırması, Çin'in Doğu Türkistan'dan geçen demir yolları aracılığıyla Batı'ya doğru yönlenmesini daha da kuvvetlendirmiştir. Bu nedenle, Çin için, Doğu Türkistan'ın güvenlik açısından önemi daha da artmaktadır. Sonuçta, Doğu Türkistan, Çin için Avrupa'ya açılacak bir kapı demektir.

Peki, bu bölgede Uygur Türklerine hangi asimilasyon politikası uygulanmaktadır? Bir, hasat zamanında zorla çalıştırmak. Uygur Türkleri hasat zamanlarında zorunlu çalışıyorlar, buna haşhar deniliyor. Herhangi bir ücret almıyorlar, herhangi bir şekilde sosyal hakları yok; çalışmazlarsa da para cezası alıyorlar. Çocukları dahi zorla çalıştırılıyor. Gençler, özellikle sosyal medya alanında çok sıkı denetim altında. Bu yönden on yıl hapis cezasına çarptırılan bile var. Çiftçilerin ürettiğini de ancak hükûmet satın alabiliyor. Bu konuda da çiftçilerin fakirleşmesi sağlanıyor. Topraklarına Çin hükûmeti el koyuyor ve buraları da Çinli göçmenlere veriyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

Buyurun.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (Devamla) - Ayrıca, ırkçılığa maruz kalmaktadırlar. Örneğin, sakal bırakma nedeniyle bile öldürülen Uygur Türkleri bulunmaktadır. Çoğunluğu temel haklarını bilmemektedir. Örneğin, imam nikâhı bile kanuna aykırı dinî faaliyet olarak görülmektedir burada. Müslümanlara alkol satışını zorla yaptırmaktadırlar. Dinî isimleri yasaklamışlardır, imamlar hapse atılmaktadır. Kadınlara zorunlu kürtaj yapılmaktadır. Seyahat özgürlükleri kısıtlanmaktadır.

Bu bağlamda neler yapabiliriz? Biz Türkiye olarak soydaşlarımızın sorunlarının dünyaya duyurulmasına katkı koyabiliriz, uluslararası platformlarda dile getirebiliriz. Çağdaş insan haklarına ve yaşam koşullarına dair bilgilendirmeler yapabiliriz, bunu dile getirebiliriz. Türkiye bir başkonsolosluk açabilir bu manada ve Türk sivil toplum kuruluşları da buralarda temsilcilik açabilir, bu şekilde faaliyetler gösterebiliriz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)