| Konu: | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 26.12.2018 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine bir torba yasa, yine talan politikası, yine sermaye yanlısı bir yaklaşımla karşı karşıyayız. AKP zihniyetinin yasama anlayışı öyle bir boyut kazandı ki artık çıkarılan yasa mevcut yasayı kadük hâle getiriyor. Söz konusu 4'üncü maddeyle 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu kadük hâle gelecek. Boğaziçi Kanunu'nun 3'üncü maddesinde "Boğaziçi Alanındaki yapılar bu Kanun hükümlerine ve imar planları esaslarına göre yapılır, aykırı olanlar derhâl yıkılır veya yıktırılır." denilmekte. Şimdi ise yapılmak istenen kanunla kıyı alanları sermayeye devrediliyor, derhâl yıkıma tabi tutulması gereken yerler kanunla affediliyor. Nasıl bir ekonomik kriz sarmalının içindesiniz ki böyle bir kanunu hazırlayacak duruma geldiniz?
Yine Boğaziçi Kanunu'nda "Boğaziçi Alanında kıyılar ancak kamu yararına kullanılır." denmekte. Şimdi çıkarılan yasayla ne yapılacak? İnşaat şirketlerinin tarihi, kültürü, doğayı çok yok edişi kanunla yasallaşacak. Bu madde, Boğaziçi'ndeki her türlü bina ve tesisler ile bütün kaçak yapıları legal hâle getirecek. Acaba kamu yararı bunun neresinde?
Değerli milletvekilleri, geçmiş dönemlerde çıkarılan torba yasalarda da benzer yıkımlar ve talanlar sermayenin talebiydi. Bu Mecliste, ne yazık ki AKP'nin talan anlayışı nedeniyle Kıyı Kanunu, Mera Kanunu, Orman Kanunu, Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi ekolojik yıkımı beraberinde getiren onlarca değişikliğe tanık olduk. Bu düzenleme de geçmişteki bu uygulamaların benzeri niteliğindedir. Kısacası, bu ülkede koruma kanunu diye bir şey yok. Bu ülkede sermayenin çıkarını koruma kanunları var ve her gün yeni bir tanesine şahitlik ediyoruz.
Şahıslara münhasır bir yasa hazırlamak dışında önemli bir şey yapmayan bir yürütme organı var şu anda. Mevcut kanunlarla ters düşen ya da birçoğu geçmiş yıllarda koruma altına alınması amaçlanarak çıkarılmış kanunları ihlal etme hevesi, AKP'nin hukuk tanımazlığının artık en üst seviyesidir. İşin acı yanı, buna engelleyebilecek bir tane hâkim ya da savcı yok.
Değerli milletvekilleri, bu madde dün hazırlanan bir madde değil. 2012 yılında benzer kanun söylentileri başladığında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar "İstanbul Boğaziçi'nin imarıyla ilgili bir çalışmamız yok, sadece talepler var." demişti. İşte, şimdi taleplerin karşılanma zamanı. Bu talep, asgari ücreti 2.020 lira olan vatandaşımızın değil, 100'lerce milyon lira vergi borcu affedilen, millete küfreden iş adamı ve yandaş sermayedarların talepleridir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de bir denetim zafiyeti olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Bunu madenlerden biliyoruz, hastanelerden biliyoruz, tren kazalarından biliyoruz, Adana Aladağ Yurdundan biliyoruz, okullardan biliyoruz, kayyumlardan biliyoruz. Söz konusu durumlarla ilgili yasalara bakarsanız, onlarca kanun vardır; içlerinde denetleme şekillerinden tutun da nasıl yapılacağına dair her şeyi vardır. İçinde her şeyin olduğu ama hiçbir uygulamasının yapılmadığı kanunlar.
Şimdi deniyor ki: "2018 öncesi yapılan yapılar imar barışından yararlanacak." Barış gereken yerde savaş kararı alan Hükûmet, savaşması gereken yerde de tam bunun tersi olan barış kararı alıyor. Tabii ki her iki kararda da kısa süreler için çıkar hesapları var. Bu kararların kısa süre için iktidarınıza yarar sağlayacağı öngörülse bile uzun vadede topluma büyük zararlar vereceği kesindir. Bunun denetimini yapamayacağınızı, daha doğrusu yapmayacağınızı biz gayet iyi biliyoruz. İnsanlar hazine arazisine bir konteyner atıp imar barışından yararlandı. Bugün hazine arazisine bile prefabrik yapı inşa eden bir kişinin, imar barışının biteceği 31 Aralıka kadar Yapı Kayıt Belgesi alamayacağı garantisi var mı? Yok.
İmar barışı, sizin seçim popülizminizin bir sonucu ve kamu yararı içermeyen bir suiistimal aracına dönüştü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Bizler toplum olarak ne yazık ki şehir planlamasını ve şehirleşmeyi öğrenemedik, uygulayamadık.
Sonuç olarak Boğaziçi Kanunu'nda yapılan bu değişiklik, koruma altında olması gereken Boğaziçi'nin talan edilmesinin önünü açacak. Bu durum, AKP'nin geçmişten bu yana bu ülkenin doğal güzelliklerine, tabiatına verdiği zararın devamı olacaktır. Seçim popülizmiyle "İstanbul'a ihanet edildi." diyenler, bugün bir ihaneti devam ettirecek böylesi düzenlemeleri önümüze getiriyorlar. Bu düzenleme derhâl geri çekilmeli ve ülkeye daha fazla ihanet edilmemelidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)