GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:26.12.2018

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Bu Boğaziçi Kanunu'nda değişiklik yapıp imar affı -ya da "imar barışı" mı diyordunuz?- getiren maddeyle ilgili iki konu eksik kalmıştı geneliyle ilgili konuşurken. Bunlardan bir tanesi, Boğaziçi'yle ilgili 1983'te çıkan yasa aslında çok iyi düzenlenmişti, Boğaziçi'ni koruyabilecek bir kanundu fakat bu istismar edildi, uygulanmadı; sağdan, soldan değişik yorumlarla, özellikle idarenin yanlışlarıyla Boğaziçi bugüne geldi. Şimdi de o kanunda öngörülen Boğaziçi'yle ilgili İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu, bu yüksek kurul 703 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'yle kaldırıldı, daha sonra Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bu işler bütünüyle Cumhurbaşkanlığına devredildi. Her şey bir yerde, merkezde toplanıyor dikkat ederseniz.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Kurul Hocam, kurulun ismi değişti.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ama daha evvelki kurul bağımsız bir kuruldu değerli arkadaşlarım; akademisyenlerle, sivil toplum örgütleriyle oluşturuluyordu. Siz zaten bütün kurulları böyle yaptınız. Bu kurul ise sadece Cumhurbaşkanının atayacağı insanlardan oluşuyor. Dolayısıyla bu kurul filan sayılmaz. Bunun altını çizmek istiyorum.

İkinci önemli konu: Hani Sayın Meclis Başkanımız İstanbul'a gidecek "Aday olarak geldim, işte bir sürü işleri yaparak geldim, kanun cebimde. İşte, köprü geçiş cezalarını affettim, trafik cezalarını ertelettim. İşte Boğaziçi'nde de imarla ilgili afla geldim. Dolayısıyla her şeyi kolaylaştırdım. Beni seçin, bundan sonra da her şeyi kolaylaştıracağım."

Bakın, biliyorsunuz bu kanun aslında mayıs ayında Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi ve kabul edildi yani "imar affı" dediğiniz ya da "imar barışı" dediğiniz konu geldi ve o zaman kabul edildi. Oradaki kanundan bir paragrafı okumak istiyorum. Gerçekten imar barışı mı, gerçekten imarla ilgili problemi olan insanların sorunlarını çözüyor mu, çözmüyor mu? Bakın "Yapı Kayıt Belgesi -hani yapı kayıt belgesi veriyorsunuz ya- yapının yeniden yapılanmasına veya kentsel dönüşüm uygulanmasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu yapı malikinin sorumluluğundadır."

Değerli arkadaşlarım, Plan ve Bütçe Komisyonunda o zaman Özhaseki'nin -bugünkü Ankara Başkanı adayınız- biz Boğaziçi'nin yasadan çıkarılmasını, kapsam dışı yapılmasını konuşurken söylediği bir iki tane cümle var, onu size okumak istiyorum, Sayın Özhaseki bize demişti ki: "İçinde istisna bir iki madde var, onu da şimdi teklif edeceğim ben ama takdir buradaki Komisyonun. Şu anda hiç istisna getirmedik." Yani "Boğaziçi'ni istisna etmedik, Komisyonun kararıyla istisna edildi, getirmedik." diyordu. "Burada bu Yapı Kayıt Belgesi verilince elektrik, su, doğal gaz bağlanabiliyor. Belediye başkanları hapis cezasından tabii hâliyle kurtarmış oluyorlar, vatandaş da kaçaklıktan kurtuluyor, komşusundan almaktan kurtuluyor, kavgadan, beladan kurtulmuş oluyor; yıkım kararları durmuş oluyor, idari para cezaları düşüyor. Özellikle burada bir iki konunun altını çizerek yazdık. Bu, herhangi bir şekilde bir müktesep oluşturmuyor. Yani vatandaşın hâlihazırdaki oturduğu yer imarda 6 kat gözüküyor ama 1 kat ilave etmiş, 7 kat. Yıktığı zaman o 7 katlı hakkı almıyor. Belediyesine gidiyor, meri mevzuatta ne varsa ona uygun yapıyor. Biz sadece bir kayıt altına alıyoruz." O kadar. Yani "İmar affı yaptık." "imar barışı" dediğiniz şeylerin hepsi algı, böyle bir şey yapmıyorsunuz. Parayı da topluyorsunuz milletten -ne kadar tahakkuk etti, ne kadar toplandı bilmiyorum- ortada imarla ilgili bir af filan yok. Tam tersi, buradan belediye başkanı arkadaşlarımız istifade ederek birçok insan... Ama artık garibanlar bir yeri çevirip kendisine başlarını sokacak bir yer yapmıyorlar, artık gerçekten bu işi bilenler, bu işin kurtları, profesyonelleri organize oluyor ve Boğaziçi'nde ciddi sıkıntılar oluşturacak değişiklikler yapıyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bir cümle daha ekleyeyim.

Değerli arkadaşlar, Boğaz çevresinde yaşayanlar çok iyi bilir, öyle şeyler var ki yani söyledim, bir taraftan garibanlar başlarını sokacak yer yaptılar filan ama öbür taraftan büyük rantlar oluştu.

Bakın, ben biliyorum, çok da duymuşsunuzdur; adam geliyor, bir fotoğraf getiriyor, "Bu fotoğraf 1932 yılında gemiyle geçen bir Romen kaptan tarafından çekilmiştir. Bakın, şu noktadaki yer bizimdir -hakikaten kendi şeyi- orada böyle, büyük bir evimiz var." diyor. Ona dayanarak almış, kocaman bir şey yapmış, iddia etmiş, davalar açmış, mahkemeler devam etmiş; şimdi bütün bu mahkemeler düşüyor, bunu ona veriyorsunuz. Bunu ona veriyorsunuz derken büyük bir rant oluşmuş, milyon dolarlar oluşmuş; garibana bir şey yok burada işte, garibanı her zaman yaptığınız gibi aldatıyorsunuz.

Yalan söylüyorsunuz demiyorum çünkü yalan dedik mi tazminatlara konu oluyor.

Arz ederim. (CHP sıralarından alkışlar)