| Konu: | Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 26.12.2018 |
CHP GRUBU ADINA CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Bugün görüşülmekte olan maddelere şöyle bir baktığımızda AKP'nin 31 Martta yapılacak olan yerel seçimlerle ilgili ciddi bir endişesi olduğunu açıkça görüyoruz. Önce, bu seçimi yürütecek olan Yüksek Seçim Kurulunu bir anlamda dizayn etmeye çalışmaktasınız. Yüksek Seçim Kurulu, 7 asıl, 4 yedek üyeden oluşmakta, Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından seçilmekte. 2019 yılında görev süresi dolan üyelerin 2020 yılına kadar, 2022 yılında görev süresi dolanların ise 2023 yılına kadar görev süresini uzatmayı talep etmektesiniz.
Değerli arkadaşlar, Yargıtayda ve Danıştayda Yüksek Seçim Kurulunda görev alabilecek kabiliyette başka hâkim yok mu? O kadar önemli kararlara imza atan ve geldikleri illerde çoğunlukla seçim kurullarında görev yaparak gelen bu hâkimlerden Yüksek Seçim Kurulunda görev alabilecek başka hâkim yok mu? Şimdi, bu görev alan hâkimler, ülkemizde yapılan seçimlerde biliyorsunuz sabaha karşı trafoya kedilerin girdiği bir seçimde ve yine referandumda seçim süreci başlamış, saat 14.00, 15.00'e gelinmiş ve bu aşamada seçimin şartlarını, kurallarını yeniden kanuna aykırı olarak düzenlemiş bir kurul ve Türkiye'de ilk defa mühürsüz oyları geçerli sayan bir kurul. Şimdi bu kurulda olan hâkimlere siz tekrar uzatma getirmeye çalışmaktasınız.
Değerli arkadaşlar, sizin bu girişiminiz, 31 Martta yapılacak olan seçimlere şimdiden gölge düşürmüştür. Şimdiden sizin bu seçimlerde farklı niyetler taşıdığınızı açıkça göstermektedir.
Değerli arkadaşlar, Seçim Kurulunu bir taraftan düzenlemeye, dizayn etmeye çalışırken bir taraftan da seçmeni farklı algılarla yönlendirmeye çalışmaktasınız.
Bakın, 11 Mayıs 2018 tarihinde bir yapılandırma yapıldı: 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Kanun. Değerli arkadaşlar, daha mayıs ayında yaptınız. O tarih nedir? 24 Hazirandan kırk gün önce. Eğer yapılandırma yapılacaksa daha önce yapılsın. Niye? Çünkü seçimde o yapılandırmaya mecbur kalan vatandaşın oyunu iknayla almaya çalışıyorsunuz. Şimdi, vatandaş, yapılandırmaları ödeyemedi çünkü ülkede ciddi bir ekonomik kriz var, ciddi bir ekonomik sorun var. Siz ne kadar yapılandırma yaparsanız yapın vatandaş sadece 1'inci taksitini ödeyebilmekte, 2'nciye zorlanmakta, 3'üncüyü de ödeyememekte. İşte, bu nedenle de, şimdi, seçimlere az bir süre kalmış, tekrar yapılandırma yapmaktasınız. O zaman, ben de size şunu söylüyorum: 6736 ve 7020 sayılı yapılandırmalarda taksitlerini ödeyemeyen vatandaşlarımızı da buraya dâhil edelim, onların da yapılandırmalardan tekraren yararlanmalarını sağlayalım.
Değerli arkadaşlar, bakın, hani o meşhur Nasrettin Hoca hikâyesi vardır ya, hani garibanı sevindirmek istediğinde önce eşeğini kaybettirir, sonra buldurur ya; diğer maddelere şöyle bir göz attığımızda, çoğunlukla, işte, sizin bu getirmeye çalıştığınız düzenlemeler hemen hemen aynı nitelikte.
Değerli arkadaşlar, bakın, zamanında, 2012 yılında kırsal bölgeleri de dâhil edebilmek adına bir bütünşehir yasası çıkardınız. Bu bütünşehir yasasını çıkarmadaki diğer niyetlerinizi bir kenara koyarak şunu söylemek istiyorum: Esas itibarıyla, kırsaldan da gelebilecek oyları da hesaba katarak özellikle büyükşehirlerde seçim alma operasyonu gerçekleştirdiniz ve bu anlamda da bir Büyükşehir Yasası yani bütünşehir yasası çıktı ve Türkiye'de 30 il bütünşehir oldu. Bu sayede, sayenizde 1.591 belde belediyesi kapatıldı ve Türkiye'de belki yüz yıllık bir kurum olan Özel İdare Kurumu 30 ilde kapatıldı ve 16.082 köy sayenizde tüzel kişiliğini kaybetti. Bakın, oralarda, tüzel kişiliğini kaybeden köylerde vatandaşımız, köylümüz mağdur. Büyükşehir Yasası doğru işlemiyor, amacına uygun çalışmıyor ve oradaki vatandaşlarımız gerçekten mağdur, hizmet alamıyor.
Bakın, hayvancılıkta ve tarımda ciddi sıkıntılar var. Köy Kanunu'ndan kaynaklanan haklarını kullanamayan vatandaşlarımız var. Şimdi, o dönemde bir geçici madde gelmişti, o geçici maddeyi erteleye erteleye siz bugüne geldiniz. O geçici madde de neydi? İşte, köyden mahalleye dönüşen köylerimizde emlak vergisi, gelir vergisi, çöp vergisi önce beş yıl süreyle alınmayacaktı. Biz de o zaman "Bakın, seçim var. Bu beş yıl çabuk gelir geçer." demiştik. E, şimdi, sayenizde ha bire erteleniyor.
Değerli arkadaşlar, seçim olmasaydı siz yine ertelemeyecektiniz. O yüzden, gelin, bu yanlış işleyen ve köylümüzün hayvansal ve özellikle tarımsal mağduriyetine yol açan bu Büyükşehir Yasası'ndan derhâl geri adım atın ve bundan vazgeçin diyorum.
Değerli arkadaşlar, köprülerle ilgili birtakım düzenlemelerle af getirmeye çalıştınız. Bakın, esas burada sizin bu affetmeye yol açan konuyu incelememiz gerekmekte. Şimdi, üçüncü köprüden geçmesi zorunluyken diğer iki köprüden geçen ve bu nedenle ceza alan vatandaşlarımıza af getiriyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bu da zaten sizin yüzünüzden gerçekleşen bir olay. Öncelikle, bu üçüncü köprü, yap-işlet-devret formülüyle vatandaşın omzuna ciddi maliyetler getiren bir yapım şekliyle gerçekleşti. Ne oldu? Bir garanti verildi. Şimdi, ilk dönemde verilen garantiyi söyleyeyim ben size. 135 bin araç garantisi verildi. Kaç araç geçti? Ortalama 80 bin. Aradaki farkı kim ödedi? Türk halkı ödedi, bakın, Türk halkı. Şimdi, üçüncü köprüde sizin bu yap-işlet-devret formülü nedeniyle yüksek geçiş ücretlerine maruz kalan vatandaş, belki mecbur kalıp oradan geçti. Şimdi, siz kendi yarattığınız bu mecburiyetten sonra "Evet, sizi affettim." diyerek seçim sürecinde mesajlar vermektesiniz ve hatta o kadar mesaj içerikli bir yasa getirdiniz ki, bakın, teklifinizde diyorsunuz ki: "28/2/2019 tarihine kadar müracaat..." Komisyona geldiğinde de 31 Mart 2019'du. Orada ben dedim ki: "Bakın, 31 Mart seçim günü, bari ondan utanın. Yani 31 Mart günü vatandaş maliyeye gidip parasını alıp oradan sandığa mı gidecek?" Neyse ki bu uyarımızı dikkate aldınız, 29 Marta çektiniz. Şimdi, bu, şunu gösteriyor değerli arkadaşlar: Tamamen seçime dönük bir düzenleme.
Evet, vatandaşı mağdur ettiniz, biz bu anlamda bu cezaların iptal edilmesini destekliyoruz ama şöyle yapın: Kanun onaylanır onaylanmaz, bir aylık süre verin, bir ay sonrasında da vatandaş gitsin, parasını alsın. Siz "28 Şubata kadar müracaat, 29 Marta kadar parasını alabilir." diyorsanız... Kanun çıkar çıkmaz, vatandaş gitsin, alsın. Yani bir aylık süre içinde unutur mu zannediyorsunuz bu durumu?
Değerli arkadaşlar, bunların hepsi, seçime dönük mesajlar dedim. Bakın, imar barışıyla ilgili de durum aynı. Getirdiğiniz bu yasa... Daha önce 24 Hazirana çok kısa bir zaman kala, 11 Mayıs 2018 tarihinde imar barışı getirdiniz. Ne oldu? 9 milyon 210 bin kişi imar barışından yararlandı ve böylece siz vatandaşların oylarına tesir ettiniz. O gün için belki mevcuttaki binalarla ilgili bir imar barışı getirildi, evet, belki bilmeden yapılan binalar ve uzun yıllara dayalı binalar bu imar barışından yararlandı ama ne oldu? Bu yasa çıkar çıkmaz, bakın, Türkiye'de birçok yerde sanki daha önceden yapılmış gibi yeni inşaatlar başladı, çok sayıda bina yapıldı. Bunlarla ilgili AK PARTİ'li belediyelerin dahi açıklamaları var "İş makinelerini durduramıyoruz." diye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
CAVİT ARI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu yeni yapılan binaların durumu ne olacak, ne oldu? Bunlarla ilgili bir düzenleme, bir tespit var mı? Şimdi, belediyeler topu birbirine atmakta. Bakın, önümüzdeki süreçte bir yapılanma daha getireceksiniz, yasaya aykırı yapılan bu binalar tekrar yasallık kazanacak sayenizde. O nedenle şu an yeni yapılanlara derhâl müdahale edilmesi gerekir.
Son söz olarak, bu ülkede Cumhurbaşkanının maaşına yüzde 26 zam yapıldı, Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde asgari ücrete -yetmez ama "evet" dedik şimdilik- yüzde 26 zam yapıldı ve ben buradan sizlere şunu söylemek istiyorum: Bu ülkede geçinemeyen emekli var, onların da maaşına en az yüzde 26 zam yapılmalı; geçinemeyen memur var, onlara da en az yüzde 26 zam yapılmalı diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)