| Konu: | Bütün kurumlar düzgün çalışırsa Türkiye'nin güçlü ve başarılı olacağına, çiftçilerinbüyük sıkıntı yaşadığına, Ziraat Bankasının çiftçinin derdine çare olamadığına ama futbol kulüplerinin borçlarının yapılandırılmasında görevlendirildiğine, Türk futbolunda yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 09.01.2019 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinde bütün kurumlar düzgün çalışır, ait oldukları kurumlara dürüst bir şekilde hizmet ederlerse Türkiye bir bütün hâlinde güçlü olur ve başarılı olur.
Bugünlerde çiftçilerimizin büyük bir sıkıntısı var, geçinemiyorlar. Ektikleri üründen, istediklerini ve emeklerinin karşılığını alamıyorlar, ürünü ekmek için de yeterli imkânlara sahip değiller. Günlerden beri söylüyoruz, bütün bir Tekirdağ büyüklüğünde alan maalesef ekim dışı kalmıştır ve büyük sıkıntı yaşıyor çiftçilerimiz. Öyle ki sütlerini getirip Ziraat Bankasının önüne döküyorlar, tütünlerini getirip orada yakıyorlar. Artık, bardaktaki son damla taşmış, bu sıkıntı sokağa taşıyor. Peki, Türkiye Cumhuriyeti devletinde onları destekleyecek olan kurumsal yapı hangisi? Bir, Bakanlık; iki, Ziraat Bankası. Ziraat Bankası Türk çiftçisini yeteri kadar destekleyip derdine çare olamıyor ama doğru yönetilmeyen bir başka kurumun borcunun yapılandırılmasında görevlendiriliyor. Doğru yönetilmeyen kurum futbol camiası.
Her gencin içinde yeşerttiği bir kahramanı vardır; birisi Saffet'i tutar, birisi Alpay'ı tutar, birisi Arda'yı tutar; herkesin bir kahramanı vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bu kahramanlar başarılarıyla ve yıldızlaşmış süreçleriyle gençlerimize örnek olurlar. Alın teri gerekir başarı için, çalışmak gerekir, geldiği noktayı hazmetmek gerekir, hareketleriyle ve davranışlarıyla bunu Türk toplumuna göstermesi gerekir. İşte o zaman onlar bizim hayallerimizin kahramanları olurlar.
Nefes alacağımız bütün alanlar eğer yok edilirse o zaman hayallerimiz yok edilir. Hayallerimiz yok edilirse gelecekle ilgili umutlarımız tükenir. Futbol dünyasını yönetenler ilk önce dediler ki: "3 yabancı futbolcu yeterlidir." Sonra "Bunu kaldıralım, sınırsız yabancı futbolcu alalım." dediler. Neyle alıyoruz? Dövizle alıyoruz. Nereden alıyoruz? Dışarıdan alıyoruz. Vergisini tam karşılıyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkoç, devam edin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Düşük vergiyle yapılıyor. Ülkemizde imkân verildiği zaman o yıldızları cebinden çıkartacak futbolcular varken onların önü kesiliyor. Altyapıda yetişmek için mücadele eden çocuklarımızın bir umudu yok edilmiş hâlde kendilerine sunuluyor. Kulüpler ne yapıyor? Birbiriyle yarışıyor. Başkanlar ne yapıyor? Birbiriyle yarışıyor. Peki, doğru yönetiyorlar mı? Yönetselerdi bugün Türk futbolunda bu düşülen duruma gelinmezdi. Zaman zaman Sayın Sancaklı'yı ben kürsüden dinliyorum, uyarılarda bulunuyor, "Doğru olan şeyler bunlardır." diyor. Neden? Futbol dünyasından gelmiş, milletvekili olmuş, ülkesinin geleceğiyle ilgili kaygılarını kürsüden paylaşıyor. Peki, iktidar partisinin görevlileri Meclisin içindeki bu değerlere "Ya, arkadaşlar, ne yapacağız?" diyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Özkoç.
Buyurun, devam edin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Yeteri kadar dendiğini sanmıyorum. Onların bilgisinden ve birikiminden yararlanılıyor mu? Yeteri kadar yararlanıldığını sanmıyorum. Şimdi, yıllardan beri sorumsuzca birbirleriyle yaptıkları yarıştan ve perde arkasında bilmediğimiz kaygılardan dolayı bu kulüpler borç altındalar ama bizim üreticimiz de borç altında, onlar da bu ülkenin değerleri ve onlar yaşam mücadelesi veriyorlar. Bu konuyla ilgili Ziraat Bankası İspanya'da örneği olduğu gibi borçları yapılandırırsa bu çözüm olacak mı? Hayır, çözüm olmayacak, borçlar 2'ye, 3'e katlanacak çünkü burada sorumluluk duygusu önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Peki, kulüpler bu borçlarla mücadele ederken birden bazı futbol takımları türüyor; Başakşehir, Kasımpaşa. Başakşehir alıyor başını gidiyor, yeni futbolcu alıyor. Aldığı futbolcuların bedelini karşılayacak kadar bir geliri yokken sponsorlar yarışıyor Başakşehir'le ilgili. Diğerleri ise sponsor bulamamaktan ve kaynak yaratamamaktan şikâyetçi, Ziraat Bankasının önünde kuyruk oluyorlar ama Başakşehir şu anda açık ara önde gidiyor. Peki, bu yarışa güven nasıl sağlanacak? İnsanlar, taraftarlar bu yarışta "Evet, hak eden kazandı, benim takımım kazandı." nasıl diyecekler? Nasıl hayallerinin takımlarını içlerinde canlandırıp da "Bu ülkede bu işler doğru gidiyor." diyebilecekler. Orası da yok ediliyor. 3 yabancı futbolcu sınırlaması getirirken de onun önünü açıp futbolcu sınırını kaldırırken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Özkoç.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - ...eğer sadece şunu yapabilselerdi, 3 yerli futbolcuyu oynatma zorunluluğu getirselerdi, belki millî takım bu durumda olmazdı, belki de futbol dünyası bu durumda olmazdı.
Kendi gençlerine ve kendi özüne güvenmeyen bir anlayış, bugün tank palet fabrikasını Katar'a, bugün milyon dolarları başka ülkelerin ceplerine, bugün hak etmeyenleri liderliğe getirir. O kulüpte oyun oynayan futbolcular ve o futbolcuların teknik direktörüyle ilgili söyleyecek tek bir sözüm yoktur, onlar görevlerini yapıyorlar ama Türkiye ciddi yönetilmelidir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)